Yeryüzünde ki yıldızım

222 15 54
                                    

Yoğun bakımın önünde oturuyordu genç adam, mavileri aradaki camda takılı kalmıştı. Kardeşinin o halini gördükçe Yaman geliyordu aklına. Korkuyordu adam, çok korkuyordu.

Telefonuna gelen mesajla kendine geldi, cebinden çıkardığı telefonun ekranını açtı ve mesajı okudu. Bu Necdet'ti, hesaplaşmaları gerektiğini, yalnız gelmesini söyleyerek konum atmıştı. Kenan bir an bile düşünmedi ve yerinden kalktı.

"Cemile, Veysel sana emanet."

"Sen nereye abi?"

"Halletmem gereken bir iş var."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kenan yarı yolda arabayı bırakmak zorunda kalmıştı, çünkü biraz tepeye çıkması gerekiyordu, araba o yoldan gitmezdi. Dağın yüksek bir yerine gelince durdu ve etrafa baktı.

"Necdet!"

"Geldin demek." Diyerek bir kayanın arkasından çıktı Necdet. Kenan hızla onun üstüne yürüdü ve bir yumruk geçirdi yüzüne.

"Kardeşimden ne istedin lan?"

"Aynı acıyı yaşamanı istedim."

"Ailemden uzak dur Necdet!"

Necdet başını iki yana salladı, derin bir nefes aldı. Ona bakarken ilk defa öfkeli değildi, derin bir acı vardı orda. Sanki aklını kaybetmiş gibiydi.

"Bu da bir işe yaramadı." Gözleri dolu dolu olmuştu şimdi. "Artık benim için hayat bitti, hiçbir şeyin önemi yok."

"Herşey senin yüzünden oldu. Bunu kendine sen yaptın." Dedi Kenan.

"Deneyecek son bir yolum kaldı."

Necdet'in gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Ceketinin sakladığı bir silahı çıkardı ve kendi kafasına tuttu. Kenan şokla baktı ona.

"Hayır, bunu yapma."

"Üzgünüm evlat, bu senin suçun."

Ve bir el silah sesi duyuldu, Necdet anında yere düştü. Kenan hemen onun yanına koştu.

"Hayır, hayır."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Necdet yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Kenan yoğun bakımın önünde oturuyordu ve hala şoktaydı, elleri titriyordu. Cemile ona bir şişe su uzattı.

"Nasıl oldu bu? İnanamıyom." Dedi Cemile, Kenan suyu alırken.

"Kendi sonunu getirdi."

İkisi de başka birşey söylemedi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

2 gün sonra Veysel odaya alındı. Herkes onu görüp gittikten sonra kardeşler yalnız kaldı.

"Çok korktum." Dedi Kenan, fısıltı gibi bir sesle.

"Bende." Dedi Veysel, gözleri dolu dolu.

"Özür dilerim."

"Senin suçun değildi abi."

Kenan kardeşinin yanına oturdu, onu kendine çekip dikkatlice sarıldı, uzun uzun saçlarından öptü.

"En son zararı kendine oldu."

"O gittiğine göre herşey bitti demi abi?" Diye sordu Veysel.

"Evet abicim."

Veysel buruk bir şekilde gülümsedi. Kenan onu saçlarından öptü bir kez daha ve sonra geri çekildi.

"Sana bunu söylemek için zamanım olmamıştı. Ben eve dönüyorum."

"Nasıl yani?" Dedi Veysel, bir an korkarak. Kenan yanlış anladığını fark ederek güldü.

"Hayır abicim, İstanbul'a değil."

"Yani sen şimdi bizim yanımıza mı geleceksin? Hep birlikte mi olacağız? Gerçekten mi?" Diye soruları arka arkaya sıraladı Veysel mutlulukla.

"Evet, öyle olacak. Babamla buzları eritiyoruz galiba."

"Benim de sana birşey söylemem gerekiyor abi."

"Söyle canım?"

"O gün Taner'in söyledikleri."

"Boşver abicim, önemli değil."

"Abi ben özür dilerim."

"Önemli değil dedim ya."

"Ben hep senin yanında olucam abi, seni hiç bırakmıyıcam." Dedi Veysel, abisine sarılırken. Kenan kardeşinin saçlarını öptü.

"Seçim yapmak zorunda değilsin."

"Ama onlar seçim yapmamı isterlerse yanında olacağım kişi sensin abi."

"Kimse senden böyle birşey isteyemez abicim, ayrıca sen beni bıraksan bile ben seni asla bırakmam."

İki kardeş de birbirine sımsıkı sarılır.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

1 hafta sonra herkes ciritçinin isteği üzerine Halime'lerin evinde bir araya gelir. Herkes yerine yerleşince Ciritçi Abdullah konuşur:

"Biz her zaman birbirimizin yanında olduk ama görüyom ki aramızda bazı anlaşmazlıklar olmuş."

Ciritçi Abdullah gözlerini torunları arasında gezdirdi. Taner öksürerek biraz öne çıktı, gözleri Kenan'ı buldu.

"Özür dilerim abi."

"Sorun değil kardeşim."

Veysel gözlerini devirirken Ramazan da konuştu:

"Bende özür dilerim abi."

"Hadi kalkın, sarılın bir." Dedi ciritçi Abdullah. Kenan onu ikiletmeden yerinden kalktı. Ramazan da hızla kalkıp ona sarıldı. Taner biraz daha çekinerek yaklaştı yanlarına, ama Kenan onu kendine çekerek sarıldı.
Büyükler gülümseyerek bakarken Veysel bir kez daha göz devirdi ve yerinden kalktı.

"Tekrar özür dilerim abi." Dedi Taner, gerçek bir samimiyetle.

"Tamam oğlum ya, sorun yok."

"Bence yeterli, bırakın abimi." Dedi Veysel, yanlarına ilerleyip Kenan'a sarılırken. Salonda ki herkes güldü.

"Hadi kuzen takımı, soğuk çay içmek istemezsiniz diye düşünüyom." Dedi Cemile. Ramazan ve Taner yerlerine geçti. Kenan geri çekilmeden önce Veysel onun kulağına fısıldadı:

"Sen iyi ki benim abimsin."

"İyi ki kardeşim, yeryüzünde ki yıldızım, seni çok seviyorum."

Veysel mutlulukla gülümsedi, Kenan  onu her zaman ki gibi saçlarından öptü, sonra yan yana olan yerlerine geçtiler. O gün Kaya ailesi için keyifli bir akşam olmuştu.

Kötü olan herşey bitmişti artık onları sadece mutlu günler bekliyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Son

Ben çocukluğumdan beri yazıyorum ama biten sadece bir tane hikayem vardı bu da iki oldu. 😄

Okuyan, beğenen ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. 😊

Diğer kurgularda görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın. 🌼

Yeryüzündeki Yıldızlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin