Kadın Nazlı'nın saçlarını çıldırmış gibi eline dolayarak sağa sola çekiştirirken Nazlı acı içinde çırpınıyordu.
"Kız sen benim oğluma iftira mı atarsın, öldürürüm seni"
"Ana! Yemin ederim ana, Aliş ağabeyle yatıp kalkar. Oğlancıdır"
Kadın kıza sağlam bir tokat atıp yere serilmesini sağlarken dizlerine vura vura odadan çıktı. Nazlı da kendine gelir gelmez hemen ayağa kalkarak evden çıkıp tarla yoluna doğru koşmaya başladı. Kadının nereye gittiğini biliyordu çünkü. Eğer yetişip haber veremezse hem Ahmet hem de Aliş canından olacaktı...
.
"Karpuz da ye"
Aliş Ahmet'in uzattığı karpuzu alarak, ağzına götürüp gülümsedi. Hiç bir şeyden haberleri yokken, sonunda biten hasat işiyle rahat bir nefes vermiş huzurlu huzurlu oturuyorlardı.
"Yarın Güzel gözlüm, yarın gidiyoruz buralardan"
"Ya daha köyden çıkamadan bulurlarsa bizi"
"Bulamazlar merak etme, kimsenin bilmediği yollardan gideceğiz"
"Çok korkuyorum Ahmet, içimde bir huzursuzluk var böyle kalbime sızı yapıyor"
"Heyecandandır o, böyle şeyler söyleyip korkutma beni. Herşey yolunda gidecek ve biz kimsenin bize karışamayacağı bir yere gideceğiz"
"Öyle bir yer var mıdır Ahmet, sevdamızı özgür bırakabilecek miyiz?"
"Bırakacağız Allah'ın izniyle, Rabbime her gece dua ediyorum ellerini korkmadan tutup, gözlerine uzun uzun bakabilmek için"
"Her şey güzel olacak değil mi?"
"Güzel olac-"
"Ahmet Nazlı değil mi o, ne diye koşa koşa geliyor bu saatte"
Ahmet Ayağa kalkıp koşarak gelen kıza baktı, saçı başı dağılmış yüzündeki kanlar yaklaştıkça daha da belli oluyordu.
"Ağabeyyy!!!!"
"Ağabey kaçınn!!!!"
"Ahmet, Ahmet birşey olmuş"
Ahmet koşarak gelen kıza doğru hızlı adımlarla yaklaşmaya başladı. Yanına geldiğinde ise Nazlı nefes nefese kalmış kendini yere bırakmıştı.
"Nazlı, ne bu halin kim yaptı bunu sana?"
"Ağabey, Ağabey kaçın"
"Ne oluyor Nazlı ne kaçması?"
"Herşeyi öğrendiler, senin Aliş Ağabeyi sevdiğini biliyorlar"
"Ne dersin Nazlı, nasıl!"
"Anam abi, anam çok sıkıştırdı dövdü beni. Canımı kurtarmak için söylemek zorunda kaldım. Affet Ağabey"
"Nazlı ne yaptın sen..."
"Affedin beni, kaçın ne olur anam haber salmaya gitti, öldürürler sizi"
"Ahmet ne yapacağız"
"Kaçacağız, yaşatmazlar bizi"
"Nazlı kalk sende bizimle geliyorsun"
"Olmaz Ağabey, ben gelmem. Gidin artık hadi. Çoktan yola çıkmışlardır"
"Nazlı... "
"Affedin beni Ağabey.. "
Arkasına dönüp sessizce Ağlayan Aliş'e elini uzattı Ahmet, Aliş elini hiç düşünmeden tuttuğunda koşmaya başladılar. Arkalarına bakmadan koşup köyden çıkmaları gerekiyordu çünkü Azrail çoktan peşlerine takılmıştı.