Etrafa bakınırken, bir anda meraklı gözlerle etrafı süzen annemi gördüğümde, beni fark etmesi için elimi kaldırdım. Biraz daha bakındıktan sonra, en sonunda beni fark etti. Birkaç saniye baktıktan sonra, kim olduğumu anlayıp gülümseyerek hızla bana doğru gelmeye başladı.
O yaklaştıkça bir şey fark ettim, annem değişmişti. Fazlasıyla zayıflamıştı, giyim tarzı eskisi gibi değildi ve gerçek güzelliğini saklayacak şekilde yüzüne bir ton makyaj yapmıştı.
Şu an bana yaklaşan kişi hem annemdi hem de değildi.
Annem yanıma geldiği anda bana sıkıca sarıldı. Ben de ona karşılık verip sıkı sıkı ona sarıldım ve kokusunu içime çektim. Onun da aynı şeyi bana yaptığını görünce gülümsedim. Onu çok özlemiştim.
Annem benden ayrılıp önüme gelen perçemimi kulağımın arkasına koyup "Canım kızım, seni çok özledim," deyip tekrar bana sarıldı. Ancak benim kaşlarım çatıldı, benimle neden İngilizce konuşmuştu ki?
Ardından annemden ayrılıp hafif sinirli bir sesle, "Neden Türkçe konuşmuyorsun? Ben İngiliz değilim, anne. Unuttun mu?"
Annem benim Türkçe konuştuğumu fark edip hemen Türkçeye döndü, "Kusura bakma canım, unuttum burada Türkçe konuşmayı,"
Bide ben Türk olmayı da unuttum deseydin tam olurdu, anne
Kafamı iki yana sallayıp, "Tamam, sorun yok," dedim ve kafamla oteli işaret ettim. "Ben burada mı kalacağım?"
Annem kaşlarını çatıp anlamadığını belli eden gözlerle bir otele, bir de bana bakıp, "Ne oteli kızım? Ben burası çok bilinen bir yer. Hemen bulursun diye buradayım," dedi.
"Peki, başka bir otelde olur," diye kendi kendime söylediğimde, annem gözlerini devirip
"Hayır, Yasmin, William'ın evinde benimle beraber kalacaksın"
YOU ARE READING
HER YERDE SEN
RomanceYasmin özer yeni başlangıçları sevmez fakat her kötülüğün içinde bir güzellik vardır ya, o da bu macerada gerçek aşkıyla tanışır.