the notice

11 1 0
                                    


Ne kadar da rahatsız edici ayakkabılar! Ah!

Dört gündür günlerime karanlık bir gökyüzü ile uyandığımdan da kaynaklanıyor olabilir bu huysuzluğum. Yoksa bu ayakkabılara bir servet ödedim, sırf akşamları babam ile koşuya gidebilmek için. Şimdi yanımda o da olmadığına göre artık bu ayakkabıları birine bağışlasam mı yoksa oda arkadaşım Abby'nin yatağının altına mı saklasam emin değildim.

Gözlerimi ovuşturdum.

Masa ucu lambamda duran gözlüklerimi aldım ve taktım. Ayağa kalkıp yalpalayarak dolabıma doğru ilerledim.

Dostum, üniversiteden ölesiye nefret ediyorum. Buraya girebilmek için yıllar harcadım oysa. Annem hayatta olsa benimle gurur duyardı. Yirmi yaşındaki kızının sanki kırklarında gibi davranması, her annenin isteyeceği bir şey.

Dolabın karşısında yarım saat boyunca aptal gibi durarak giyecek bir şeyler baktım. Kesinlikle bir tarza sahip değildim, boktan, random parçalardan oluşan bir gardrobum vardı ve bana her sabah işkence çektirirdi.

Kafamı kaşıdım. Kafam neden sürekli kaşınıyor anlamış değilim.

Elime geçirdiğim kot pantolonu ve mor kazağımı giyindikten sonra çantamı aldım ve minik evimden çıktım. Sanki yeterince minik değilmiş gibi bir de Abby gibi bir sorunlu ile paylaşıyordum.

Açlıktan ölmemek için caddenin karşısındaki büfeye doğru ilerledim. Hava buz gibi soğuktu, Birmingham'da sabahlar oldukça zor olurdu.

PİYONA DERSİ VERİLİR.
YALNIZCA GENÇLERE.
EVDE VEYA KURS MERKEZİNDE. ARAYIN:
889-678-124

"Piyona mı," kaşlarımı çattım. "Piyano çalan biri böylesine dandik bir yazım hatasını nasıl yapabilir?" Direğe yapıştırılmış ilanı okurken kıkırdadım.

"Şu kısa saçlı, ürkütücü gözlere sahip olan kız yapıştırdı onu." Büfedeki orta yaşlı, kısa adam camı açarak konuştu. Onu neredeyse her sabah gazete okurken görürdüm.

Gülümsedim.

Devam etti.

"Yırtmamam için bana bir sebep vermesini söyledim, her sabah gelip büfeden bir paket sigara alacağını söyledi. Ben de 'Canın cehenneme!' dedim ve ilanı yırttım ancak o gelip geri yapıştırdı." Başını umutsuzca salladı.

Omuz silktim.

"Sanırım onu sevdim."

"Oğlan çocuğuna benziyordu. Ben gençlerden anlamıyorum, çocuk da yapmadım zaten." Öne doğru yaslandı ve benden bir şey beklercesine konuştu. "Ee?"

"İki tane şundan." Arkasında duran çikolatalı kurabiyeleri gösterdim.

Eline tutuşturduğum parayı aldı ve büfenin camını kapadı.

Karşıya geçtim. Otobüs durağına doğru yürürken, aynı ilandan durakta olduğunu da fark ettim.

UCUZA PİYONA DERSİ.
GENÇLERE.
ARAYIN:889-678-124
AIDEN B.

Aiden, sen de kimsin ve neden beni altı yıl aradan sonra piyanoya tekrar başlamaya zorluyorsun, ha? Peşimi bırak.

Otobüsüm şaşırtıcı bir şekilde hemen geldi ve beni güne güzel başlattı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

blurry tiles | gxg | wlwHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin