çıkmaz

⭐

Çalan teneffüs ziliyle birlikte öğle arası da başlamıştı. Hemen ayağa kalkıp sınıftan çıkıcaktım ki kolumdan tutan bir kol buna engel oldu.

"Jeongin nereye gidiyorsun hani beraber yemek yiyecektik. "

"Seungmin bugün başka birine sözüm var sakın üzülme yarın yine seninle yerim ama bugün olmaz. "

"Senin arkadaşın mı var? "

"Evet daha yeni bugün tanıştıö bu yüzden gitmem gerek sonra görüşürüz. "

Dedim ve sızlayan kalbimi düşünmemeye çalışarak kantine indim. Kantine girdiğimde önce etrafıma bakındım bir dakika sonra bana deli gibi el sallayan jisungu görünce hafif tebessüm ederek onun yanına doğru ilerledim.
Geldiğimde masanın üzerinde iki tabak yemek vardı. Demek ki ben gelmeden önce ikimiz için de yemek almıştı.

"Hoş geldin jeongin sen gelmeden önce yemekleri aldım. "

"Hoş buldum iyi yapmışsın. "

"E hadi ayakta mı bekliycez böyle hadi oturalım. "

Jisungun dediğiyle beraber ikimizde masaya oturduk.
Önce tanışmak için birbirimize sorular sorduk. Çok fazla ortak yanımız olduğunu öğrendik. Sonra jisung omzuna omzuma sert olmayacak şekilde vurup konuşmaya başladı.

"Eee var mı hayatında biri? "

Bu soruyla kalbimin teklediğini hissetim ama bunu belli etmeden sohbete devam ettim.

"Y-yok yani hayatımda biri yok ama hoşlandığım biri var. "

"Oooo kim bu şanslı çocuk bakalım. "

"En yakın arkadaşım seungmin ama o başkasını seviyor. "

"Üzülme jeongin hem kimse kime aşık olacağını seçemez ki takma kafana sakın. "

"Takmıyorum ee sende var mı birisi. "

Jisungun bu soruyla gözleri parlamıştı. Heyecanla cevap verdi:

"Evett hemde çok yakışıklı o da beni seviyor ama naz yapıyor. "

"Ooo kim bu çocuk? "

"Bizim sınıfın en popüleri Lee minho tabii derslerde hep onunla göz göze geliyoruz arada bir benimle konuşmak için yanıma geliyor bu da demek oluyor ki o da bana aşıkk. "

Demiş ve ellerini çırpmıştı. Jisung adına mutlu olmuştum en azından o aşkından karşılık alıyordu.

"Senin adına sevindim umarım en yakın zamanda sevgili olursunuz. "

"Evet evet olucaz. "

Demişti biraz daha sohbet ettikten sonra çalan zille beraber ikimiz de sınıflarımıza çıkmıştık.
Sınıfa girdiğimde camdan dışarıya bakan seungmini görmüştüm ve kalbim yine inanılmaz çarpmaya başladı.
Biraz sonra benim sınıfa girdiğimi fark edip yanıma geldi.

"Eee nasıldı yeni arkadaşınla öğle arası. "

"Güzel dı her ne kadar senin kadar eğlenceli olmasa da o da iyi bir arkadaş. "

Dediğim şeyle göğsünü gererek konuşmaya başladı.

"Zaten senin en yakın arkadşın benden başkası olamaz. "

Dediği şeyle gülmüştüm omzunu pat patlayarak:

"Hadi hadi sırana geç ders başlıycak. "

Dedim ve dediğim şeyi onaylayıp yerine geçti bende onun yerine geçişini izleyip yerime geçtim.

....

Son iki dersimiz de bittikten sonra seungminle beraber evlerimize doğru yol almıştık. İkimizde susmuşken seungmin bana dönüp konuşmaya başladı.

"Bu gün ne oldu biliyor musun? "

"Ne oldu? "

"Yeonjun ve Kai yanıma geldiler işte boş boş bir şeyler anlattılar sonra da dediler ki jeongin seni arkadaşı olarak görmüyor. "

Dediği şeyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Seungmin yüzümü görmediği için konuşmasına devam etti.

"İşte güya sen benden hoşlanıyormuşsun da beni chan dan kıskanıyormuşsun falan dediler inanabiliyor musun jeongin kaç yıllık arkadaşız ve sen benden hoşlanıyormuşsun"

"Doğru"

"Ya- bir dakika ne! "

"Doğru işte seungmin senden hoşlanıyorum kaç kere vazgeçmeye çalıştım ama olmadı. "

"Jeongin ben ne diyeceğimi bilmiyorum"

"Bir şey söylemek zorunda değilsin seungmin sonuçta beni kim sevsin ki ben sevilmeyi hak etmiyorum. "

"Öyle deme jeongin sen de her insan gibi sevilmeyi hak ediyorsun ama beni de anla kaç yıllık arkadaşımın benden hoşlandığını öğrenmek biraz garip oldu. "

"Anlıyorum seni seungmin sorun değil nolur bana eskisi gibi davran bana acımana gerek yok. "

"Tamam jeongin sorun yok istiyorsan burada ayrılalım bir yere gitmem gerek. "

"Tamam bay bay. "

Bir işi olmadığını biliyorum sadece şu an nasıl tepki vereceğini bilmediği için kafasını dinlemek için ayrı yoldan gitmişti ve ben şu anda kendimi berbat hissediyorum. Aklımda bir ton düşünceyle evime doğru ilerledim.