°~Dokuz~°

825 73 22
                                    

-Jisung-

Gözlerimi açtığımda gözüme vuran beyaz ışık geri kapatmama sebep olmuştu. (Aynı açılış iki kere kusura bakmayın😭)
Odamda olmadığımı aynı şekilde gözüme vuran beyaz ışıkla anlamıştım.

Elimde hissetiğim başka birinin eli kıpırdanmaya başlamıştı. Gözlerimi açtığımda ilk yaptığım şey beyaz ışığa alışmaya çalışmaktı. Kısa süre içinde alıştığımda elimde hissetiğim elin sahibini görmek için sağ tarafıma döndüm.

Minho'yu gördüğümde sevinmiştim. Ama neden burdaydık? En son Minho bana çıkma teklifi etmişti peki sonra ne oldu?
Toparlanıp eve gittiğimizi de hatırlamıyorum.

"Güzelim?"

"Minho neden burdayız ne oldu?"

"S-sen hatırlamıyor musun?"

"Hayır. En son bana çıkma teklifi etmiştin sonra.... bilmiyorum"

"Jisung sana çıkma teklifi ettiğimden  sonra sana bir telefon geldi hatırlamıyor musun?"

"Telefon mu? Kim babam mıydı? Geç olmuştu merak etmiştir versene telefonumu haber veriyim adamcağıza"

"Jisung..."

"Ne? Minho telefonumu versene ne oldu?"

Minho yüzünde endişe ve korkuyla bana bakarken bense ona ne olduğunu anlamadığım bakışlar atıyordum. Ne oldu? Neden bu kadar korkmuş görünüyo?
Bekle yoksa?!

"Yoksa babam ilişkimizi mi öğrendi? Bak eğer öyleyse sorun değil ben konuşur hallederim korkma"

"Jisung baban... babanı..."

"Babamı ne? of noldu söylesene artık"

"Jisung... babanı kaybettik"

"Ne?"

Ne? Yanlış mı duymuştum? Yanlış duymuşumdur di mi?
Hayır hayır hayır imkanı yok olamaz.

"Jisung ben çok üzgünüm.."

"şaka mı? Şakaysa komik değil cidden bak"

"Ahh Jisung ben gerçekten çok üzgünüm"

"Şaka değil mi yani?"

"Üzgünüm"

-Yazar'dan-

Yapamıyordu. İnanmak istemiyordu Jisung. İkinci kez hayatının sonunu getiren bu cümlenin hiçbir kelimesine inanmak istemiyordu. Sevdiği adama inanmak istemiyordu Jisung şuan da.

Ama hiç kimse gerçeği değiştiremezdi...

Jisung'da yapamadı. Bu gerçeği değiştiremedi.

Kalbine sinen ağır ağrıyla birlikte tekrardan gözlerini kapatmış olan genç gözlerini bu sefer bagınlık geçirdiği için kapatmamıştı. Kafasındaki lanet seslerin susmasını dilermişçesine gözlerini kapamış ve endişeden titremeye başlayan vucüdünu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Bazı anlar vardır. İnanmak zorunda olduğunuz ama inanmak istemediğiniz anlar. İşte Jisung'da tam bu saniyelerin içerisindeydi. Babası'nın ölümüne inanmak zorunda olsada inanmak istemiyordu.

Korku ve acı hissi bedenini sarmıştı. En çokta acı...

Küçüğünün tekrardan baygınlık geçirdiğini düşünen Minho endişeyle ne yapacağını bilmezken doktoru çağırmak için hareketlenmiştiki bileğindeki el buna izin vermemişti.

"Gerek yok"

Bilincinin açık olduğunu belli eden ses tonu içerisinde birçok duygu besliyordu. Korku, acı, endişe,yorgunluk, umutsuzluk ve çaresizlik...

En çokta acı barındırıyordu...

"Güzelim emin misin?"

"Eminim Minho"

Emin değildi. Her an kriz geçirebilirdi ve bunun farkındaydı. Ama şuan o kadar yorgunduki konuşmak bile ağır geliyordu ona.

Minho da emin değildi. Sevgilisinin her an kriz geçirebileceğini oda biliyordu. Ama en çokta Jisung'un ne kadar yorgun olduğunu.
Tek bir cümle'nin Jisung'u ne kadar yıktığını oda biliyordu.

İki bedende boşluktaydı Jisung hayatından eksilen bir parça'nın eksikliği yüzünden boşluğu yaşıyor Minho hayatı olan kişinin yıkılması nedeniyle boşluğu yaşıyordu

Jisung aklına gelen ani şeyle birlikte oturur pozisyona gelmiş ve kahverengi irislerini Minho'ya çevirmişti. Minho Jisung'un ani hareketlenmesiyle birlikte saniyesinde ona dönmüştü

"Babam babam'ın yanına gitmem lazım"

Yalvarırcasına çıkan sesi Minho'nun içini parçalamaya yetmişti. Yapamazlardı isteselerde gidemezlerdi. Gitselerde yetişemezlerdi

"Güzelim gidemeyiz"

"Niye?"

"Jisung baban Kanada'da şuan"

"Ya olsun gideriz"

"Güzelim gideriz gitmesinede ne kadar uzak olduğunu sende biliyorsun şimdilik eve geçelim cenazeden sonra gideriz"

"Ama-"

"Hadi güzelim toparlan eve geçelim"

Jisung pes ederek kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Acilen babasının yanına gitmek istiyordu ama kanada'nın ne kadar uzak olduğunu ve işleri halledene kadar cenazenin yapılacağını biliyordu.
___________

Hızla toparlanan iki beden yol boyu komuşmamış ve ne zaman eve geldiklerini bile bilmiyorlardı.

İkili üstlerini değiştirmiş duş almış ve kendilerini yatağa bırakmıştı. İkisi içinde zor geçen bugün'ün etkisiyle birbirlene sarılarak uykuya dalmışlardı.

Bazen herşeyi kafaya takmamak gerek.
Zor geçen bir günü daha da zorlaştırmak yerine o günü bitirip başka bir gün düşünebilirlerdi. Ve bi iki bedende birbiriyle anlaşarak aynı karara varmıştı.

Zor geçen bugün'ü daha da zorlaştırmak yerine hepsini yarına bırakmışlardı...

<><><><><><><><><3><><><><><><><><><
Agagagaa 2 bin okunma olmuşuzz!
Sizleri çoook seviyorum teşekkür ederim😢
Ve kusura bakmayın bugün biraz yorgundum o yüzden düzgün yazamadım kafam düzgün çalışmadı o yüzden saçma ve saçmanın ötesinde cümleler okuyabilirsiniz
Çok üzgünüm🐇
Bana şans dileyin yarın basketbol turnuvam var🥺

Koruma • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin