1. Bölüm

24 4 3
                                    

12.06.2016

Her şey için çok heyecanlıydım. İlk kez yurt dışına çıkacaktım.

Pembe bir düz t-shirt altıma da açık tonlarda bacaklarına yapışmayan bir mavi pantolon vardı.

9. Yaşımı Fransa da geçiricek ve kendime en güzel oyuncakları aldırcaktım.

Abim gelip başımdan öptü.

"Hazır mısın? Bizi bekliyorlar?" Hemen kafamı heyecanla salladım.
Abim üzerine beyaz bir uzun kollu bir kazak giymiş ve altına da siyah bir eşofman vardı.
Burası çok sıcak olmasına rağmen orası soğuktu. Ben yine yanıma sırf kısa kollu almıştım orda yeni güzel kıyafetler alabilmek için.

Kolunu omzuna atıp sırt çantamı sol eline aldı. Orta boylu beyaz çantamın içinde en sevdiğim oyuncağın bofi vardı.

Onu bana iki sene önce annem ile babam beraber almışlardı. Beyaz renkli bir küçük ayıydı.
Bofiyle uyumak çok güzeldi.

Beyaz arabamıza bindikten sonra hemen küçük tabletimi çıkarttım. YouTube girip abimden çilek kız açmasını istedim.

O benden daha hızlı yazıyordu.

Kablolu kulaklıklarımı taktıktan sonra çilek kızı izlemeye başladım.

2 saat sonra

Havalimanına anca gelebilmiştik. Burası eyep kalabalıktı.

Ama babam arabamızı sola çekmiş bir polisin yanına gitmişti.

Polisle hararetli bir şey konuşmaya başladılar.

Kafamı tabletime geri çevirdim. Tabletimin kapatma tuşuna bastıktan sonra tableti kenara koydum. Kafamı kaldırıp etrafı izlemeye koyuldum.

Babamlara geri baktığımda ise polisin eli cebindeki silahtaydı. Kaşlarımı çatıp izlemeye başladım.

Camı açıp onları dinlemeye çalıştım.

"Yok böyle bişey amına koyayım ya!" Diye polise kızmıştı.

Duyduğum küfürle yanaklarımda yanmalar hissettim ve camı geri kapattım.

Polis bu sefer hareketlenmişti. Camı açmak istedim, onları dinlemek istedim ama yapamadım.

Abim ve annem de arabadan inmişti.

Arabada tek kalmıştım.

Abim küfür savurarak arabaya bindi. Sinirleri bakışları benim bakışlarımla buluştuktan sonra yumuşadı.

"Abi, ne oldu?" Diye sordum.

"Bişey olmamış. Ben sana çilekli süt getirdim ister misin?" Diye sordu.

Hevesle başımı salladım. En sevdiğim süt, çilekli süttü.

Abim çantasından çilekli sütümü çıkarttı.

Pipeti açıp sapladıktan sonra bana verdi.
Küçük parmaklarımın arasına süt şişesini aldım.

Polis babama saldırmaya çalışınca arabadan indim.

"Baba!"  Diye bağırdım.

Babam da ona karşılık vermişti.

Kavga çıksın istemiyordum. Direkt gitmek istiyordum.

"Baba! Durun lütfen!" Babama koşacağım esnada annem kolumdan tuttu.

"Hazel hadi sen Anıl'ın yanına git." Dedi.

Elimi kalbime koyup derin nefes aldım. Anneme baktım ve sonra babama.

Aniden bir ses duyuldu.

Çığlık attım. Silah sesiydi.

Abime baktım, yerde diz çökmüş kafasını saklıyordu.

Ellerimin titremesine engel olamıyordum.

"Anne çok korkuyorum, noluyor?" Diye sordum anneme iyice sırnaşırken.

Annem bana cevap vermedi.

"Anne!"

Kafamı anneme kaldırdığımda bir yere kitlenmiş şekilde bakıyordu.

O güzel yeşil gözlerinden su akıyordu.

Annem ağlıyordu!

Annemin baktığı yere baktım.

Polis şok içinde babama bakıyordu. Babama baktım ve sadece bakakaldım.
Ellerimin titremesine hakim olamıyordum. Gözlerim doluyordu.

"Anne" dedim çaresiz sesimle "Babamın karnı kanıyor.. Ç..Çantamda yara bandı var." Sesim çok güçsüz çıkmıştı.

Gözlerimi babamdan ayıramaz olmuştum.

Hızlıca ayağa kalkıp arabaya koşmaya başladım.

Abim" Hazel!" Diye bağırıp üstüme atlamasıyla ikinci silah sesinin patlaması bir olmuştu.

Dudaklarımdan çığlık koptu.

Bedenim artık daha fazla titriyordu.
Ağlamaya başladım.

Artık daha fazla korkuyordum.
Anneme baktım. Haraket etmiyordu! Sadece babama bakıyordu.

"Abi bişey yap!" Dedim.

Babama baktım. Karnındaki kan yere bulaşmıştı. Polisin ayağına kadar gitmişti.

"Bişey yapsanısa!" Diye bağırdım.

Kalkmaya çalıştım ama abim beni sıkı sıkı sarmıştı.

"Hazel"

"Abi bırak beni!"

"Hazel!"

Hıçkırıklarım arttı.

Biliyordum ki asker filmlerindeki gibi babamı da vurmuşlardı.

Babamın rengi gittikçe soluyordu.

Ben yeni idrak ediyordum ama babam ölüyordu. Kimse neden bir şey yapmıyordu!

Göz yaşlarımdan önümü göremez olmuştum.

Babam gözlerini zar zor açtı.

"Baba!" Diye bağırdım.

Yutkundu.

"Baba! Ölme lütfen! Bizi sensiz mi bırakıcaksın?" Sesim sonda çok güçsüz çıkmıştı.

Babam dudaklarını oynamıştı. Dediği anlaşılmıyor.

Gülümsedi. Belki de bu son gülümsemesiydi.

Belki de o sarıya kaçan saçlarını son görüşümdü. Kestane gözleri kapandı.

İçimde bir şey koptu. Kalbim artık daha çok acıyor.

O an anladım. Babam öldü...

ATEŞTEN DOĞANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin