13

97 11 13
                                        


jeongin
beomgyu
cabuk bak acil
                     11.02
neredesin suan yeonjun nerede
kafayi yemek uzereyim

beomgyu
ne oldu
imdat
uyuyakalmisiz arabada
gunoo

jeongin
beomgyu ben hyunjinle yattim

beomgyu
NE
SAKA MI YAPIYIRSN

jeongin
keske saka olsa

beomgyu
amk sen ne dediginin farkinda misin
hyunjinden bahsediyoruz
SAKA MISIN BENIM GOTUMU KURTARICAZ DIYE NELER YAPMADIK

jeongin
cok sarhostum
aglicam dogru duzgun hatirlamiyorum hicbir sey

beomgyu
nerden anladin
kesin mi bu

jeongin
hyunjinin odasinda uyandim
ustum ciplakti
kafayi yicem az kaldi

beomgyu
SEN MI BEN MI AMK
OF

jeongin
cok kotuyum
yanima gel nolur
yeonjuna da bir sey soyleme

beomgyu
tamam geliorum
eve gectin mi

jeongin
evet bekliyorum

———

flashback

Hyunjin kalabalığın içinden sıyrılıp merdivenlere yöneldiğinde gözlerinde alışılmadık bir boşluk vardı. Kadehlerin tokuşması, kahkahaların patlaması... Hiçbiri ona ulaşmıyordu. Adımlarını hızlandırdı, tek isteği kapısını kapatıp bu geceyi geride bırakmaktı.

Jeongin ise uzaktan onu fark etmişti. Normalde görmezden gelirdi. Ama bu kez yüzündeki ifade farklıydı. Yine de içinde beliren ilk düşünce şefkat değil, önyargıydı. "Beomgyu'nun başını yeterince belaya sokmadın mı, şimdi de acınacak rolüne mi giriyorsun?" diye geçirdi içinden.

İçinden homurdansa da peşinden gitmeye başladı. Adımlarını hızla atan Hyunjin, odasının kapısına varırken arkasından sert bir ses yükseldi. "Yine kaçıyorsun, değil mi?" Hyunjin irkilip döndü, gözlerini kısıp Jeongin'e baktı. "Sana ne?" Jeongin dudaklarını alayla bükerek yaklaştı. "Beomgyu'nun söylediği kadar varmışsın. Biraz sıkışınca hemen sıvışıyorsun." Hyunjin'in gözleri karardı. "Onun adını ağzına alma." Jeongin omuz silkti, sanki bu tartışmayı bekliyormuş gibi. "Neden olmasın? O benim arkadaşım. Seninse... ne olduğunu biliyoruz."

Hava gerildi, ikisinin nefesleri arasında ince bir çizgi oluştu. Hyunjin'in elleri titriyor, gözleri parlıyordu; öfkeyle kırılganlık arasında gidip geliyordu. Kapının koluna sıkıca sarıldı, ama sesi alçaldı. "Bilmiyorsun... hiçbir şey bilmiyorsun."

Jeongin bir an duraksadı. Beklemediği bu ton, içinde istemsiz bir yankı bıraktı. Onu sevmiyordu, güvenmiyordu, ama karşısında duran yüz... ilk kez sahte bir şey taşımıyordu Jeongin'in bakışları anlık bir boşlukta asılı kaldı, ama çabuk toparlandı. Dudak kenarı sertçe kıvrıldı. "Bilmeme gerek yok," dedi. "Ben olanı gördüm. Beomgyu'yu senin yüzünden ne hale geldiğini gördüm. Bana hikâye anlatmaya kalkma."

Hyunjin'in boğazı düğümlendi, nefesi sıkıştı. Yine de karşı koyacak bir şey bulamadı. Onun yerine kısık sesle, neredeyse fısıltı halinde konuştu. "Ben de yaralandım..."

Jeongin alayla güldü, sesi soğuk ve keskin çıktı. "Ah, tabii. Hep böyledir zaten değil mi? Önce yak, sonra 'ben de yandım' de. Çok inandırıcı."

enchanted • beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin