Karşımda bütün güzelliğiyle duruyordu. Tam 1 sene oldu Selin'in yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı. Ağzımı açsam Selin desem, sarılsam belki de öpsem özlemimi hisseder miydi? Beni affeder miydi? Bencil der tokatı yapıştırır mıydı? Ama tanırım bir nebzede olsa beni rahatlatmamak için o tokadı yapıştırmazdı. Ben Mesut Güneri. Bana verilen görevi yerine getirmek için yine ardım da bıraktım her şeyi, herkesi.1 SENE ÖNCE
-SELİN-
Tam 1 senedir bu anı bekliyordum. Gözlerini açsın, Selin ben iyiyim desin diye her gün dua ediyordum. Aramızda kocaman bir cam vardı. Günlük 10 dakika görüp çıkmak zorundaydım. Yine böyle bir gün doktorların Mesut'un odasına koştuğunu ve karmakarışık bir hareketlilik olduğunu fark ettim. Hayatımdan seneler çalındı, aklım uçtu, bedenim buz kesildi. Ben Selin Güneri. Onlarca operasyonda bulundum, çok ölü gördüm çok ölümden döndüm. Ölümü hep burnumun dibinde, ensemin yakınında hissettim. Bir adım atmasam beni kendine çekecekti ama ben hep koştum. Ama şimdi bir adım bile atamıyorum. Duymaktan, görmekten korktuklarımdan adım atamıyordum. Kendimi zorladım camın önüne geçtim. Bana bakan bir çift göz içimdeki o koca buzu çözmüştü.
"Mesut."
Kendime hakim olamadım gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Hiç bıkmadan usanmadan onu beklemek ve şu an bana bakıyor olması benim için o kadar büyük bir nimetti ki.
Doktor yanından çıktığında her şeyin normale döndüğünü ve odaya alacaklarını öğrendim.
Aradan birkaç saat sonra Mesut'u odaya aldılar. Odaya doğru geldiğimde içimi büyük bir heyecan kaplamıştı. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Büyük bir hızla Mesut'un yanına yaklaştım.
"Mesut, iyi misin?"
Bunu sorarken bile kendime engel olamıyor öpmeden duramıyordum.
M: "Sakin ol iyiyim."
S: "Sana bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki anlatamam sana."
M: "İyiyim korkma."
Mesut bunu söylerken elimi o kadar sıkı tutmuştu ki artık iyi olduğuna emindim. Sesindeki halsizlik beni kahrediyordu.
S: "E yakın zamanda buradan da çıkarız."
Söylediğim her şeye o kadar boş bakıyordu ki onu nasıl toparlayacağım diye düşünmekten başka bir çarem yoktu.Aradan tam 1 ay geçti Mesut gittikçe toparlıyordu. Fiziken gayet iyiye gidiyordu ama buz gibi olması beni o kadar korkutuyordu ki.
S: "Kafeteryadan bir şeyler alacağım sen de ister misin?"
M: "Kafana göre takıl."
S: "Tamamdır."-MESUT-
Kaç senedir burada öylece işe yaramaz gibi yatıyor olmak kanıma öyle dokunuyor ki. Oğlum, kardeşlerim, Rıza baba, mesleğim, ben ne haldeyim. Bunları düşünürken kapının önünde dönüp duran birini gördüm. Yatakta doğrulup oturdum kapının yan tarafına geçtim. Tahmin ettiğim gibi odaya girdi ve girer girmez arkasından direkt kavrayıp sıkıştırdım.
Musa: "Mesut."
M: "Kimsin lan sen."
Musa:" Ellerini üstümden çekersen kim olduğumu anlatacağım."
Mesut adamı iter ve dinlemeye başlar.
M: "Anlat."
Musa: "Uyandığının haberini aldık. Senden başkası olmazdı."
M: "Siz kimsiniz lan hayırdır. Ne bensiz olmaz."
Musa: "MİT seni özledi Mesut. Sana ihtiyacımız var."
M: "Bu halde benden size bir şey olmaz."
Musa: "Olur Mesut asıl senden olur. Bu mesele hepimizin meselesi."
Musa, Mesut'a operasyon detaylarını anlatmıştır.
M: " Ben artık arkamda bırakamam Musa. Bu mesele hepimizin meselesiyse tek poliste ben değilim. Selin benim karım, canımın içi ben onun gözlerindeki korkuyu ellerindeki soğukluğu hissettim. Ben şimdi onu arkamda bırakıp nasıl ortadan kaybolayım."
Musa: "Mesut hepimiz bıraktık arkada bırakmak zorunda kaldık vaktimiz yok. Onca insan bunlar yüzünden zehirlenip içlerine çekiliyor. Şimdi bir karar ver."
M: " Tamam lan tamam."
Musa: "Akşam hastanenin arkasına araç gelecek. Sakın onu kaçırma ve kimseye bahsetme."
Mesut sadece Selin'i düşünüyordu. Tam iyi hissetmeden kimseye haber vermemişlerdi. Musa odadan çıkar çıkmaz Selin geldi.
S: " Anlaşacağım diye biraz zorlandım. Su ister misin? Mesut? Nereye daldın böyle."
M: " Dalmışım öyle ver bakayım su."
Aradan birkaç saat geçtikten sonra Selin koltukta uyuya kalmıştır. Mesut ise kalkıp üstünü giyinip masada Selin'e mektup yazmaktadır.Mektup ;
Selin'im. Beni affeder misin bilmiyorum. Belki bu yaptığımdan sonra yüzümü görmek istemeyeceksin ya da beni tamamen silip atacaksın. Bana ihtiyaç var gitmek zorundayım. MİT tarafından göreve çağırıldım bunu bilen tek sensin. Kimse bilmesin durumumu Rıza baba, Tunç bile. Aynı de geç. Kendine ve mektubun üstüne bıraktığım emanetime dikkat et. Nerede, nasıl bir arada olacağız bilmiyorum ama ben seni çok seviyorum.Mesut çoktan hastaneden çıkıp gitmiştir. Selin uyandığında mektubu görünce yıkılıp kalmıştır. İçinde açılan derin yara yüzünden kendi içine çekilmiştir.
11 AY SONRA
Mesut kendine verilen görevi başarıyla yerine getirip herkesin karşısına çıkmıştır.
M: "Selin."
S: "Haber almayacağımı mı sandın."
Mesut Selin'e yaklaşır ve kendine çeker. Selin hiçbir şey yapmadan öylece kalır ve Mesut kollarını Selin'e sımsıkı sarar.
M: "Burada konuşmayalım gel tekneye."
-SELİN -
Onu karşımda gördüğümde affetmeyeceğime karşı kendime söz verdim. Şayet sarıldığında sarılmayacağıma söz verdiğim gibi...
Teknede karşısında oturduğumda gözümde canlanan tek şey elimde yüzük ve mektupla hastane koridorunda deli gibi ağlayışlarımdı.
İçimden ona o kadar sarılma isteği geliyordu ki kırgınlığım izin vermiyordu. Susuyordu, susuyordum. Gözlerimiz konuşuyordu sanki. Bu evliliğe son vermek istediğimi nasıl söyleyecektim. Onu bu kadar severken beni böyle arkasında bırakmasına göz yumamıyordum.
Hava kararmaya başlamıştı ama ben hala konuşma cesareti bulamamıştım. Aniden ayağa kalktım.
M: "Gidiyor musun?"
S: "Mesut ben..."
Daha sözümü bitirmeden bana öyle bir yaklaşmıştı ki nefesimi tutma ihtiyacı duymuştum.
S: "Ben yapamayacağım."
Ağzımdan bu cümle çıkar çıkmaz kendimi dudaklarına yapışmış olarak buldum. Kendime verdiğim onca söze rağmen neden engel olamıyordum ?
Ellerim ensesinde geziniyordu. Beni kendine öyle bir çekmişti ki ellerindeki canlılığı hissediyordum. Tek koluyla kaldırıp beni hızlıca içeriye çekti.
M: "Seni çok özledim Selin."
Ağzımı açıp hiçbir şey söyleyemiyordum anın büyüsü beni öyle bir hale getirmişti ki özlemime engel olamıyordum. Üstündekileri çıkarmaya başlamamın cesaretiyle Mesut'un heyecanını ve girişimini görebiliyordum. Bütün her şeyden kurtulduktan sonra tenini tenimde hissetmek alevleri körüklüyordu.
S: "Bu geceyi ömrünün sonuna kadar unutmayacaksın. Her anı seni yakıp kavuracak kül olacaksın."Bu bölümün sonuna geldik. Başlangıç olduğu için her şeyi kesintili ve kısa tuttum. Devamı yarın sizinle.