''Bin!'' Diye seslendi Lia erkek arkadaşına doğru. ''Çok yavaşsın.'' Changbin elindeki piknik sepetini yere koydu daha sonra ellerini dizlerine yaslayarak soluklandı. ''Lia! Geliyorum oraya bekle beni!'' Onu dinlemeden kaçan Lia'ya karşılık parmağını tehditkâr şekilde sallayarak bağırdı. ''Yah, Choi Jisu! Beni bekle dedim!'' Yere koyduğu oldukça ağır olan piknik sepetini tekrar eline alıp kalan son gücüyle koşmaya başladı. Yorgun olmasına artı olarak, bir de yokuş yukarı çıkması onu daha da yavaşlatıyordu.
Lia çoktan tepeye çıkmıştı. Tek elini beline koymuş ve diğer eliyle yüzüne gelen güneşi engellemek için kaldırmış hâlde erkek arkadaşını bekliyordu.''Burası piknik için iyi, değil mi?'' Diye sordu Lia, onay almak için. Changbin elindekileri yere attı ve kız arkadaşını yanıtladı. ''Evet! Mükemmel.'' Diye cevap verdi yapmacık bir sesle.
Lia gülümseyip piknik örtüsünü yere serdi ve sepetten bir kaç şey daha çıkarıp kendini sevgilisi gibi yere attı.
''Sadece, Han Nehri'ne gidemez miydik?'' Diye sordu Changbin, Lia'ya isyan eder gibi. Lia kıkırdadı. ''Han Nehri'nden farklı yerler de var. Görmek istedim.''
Changbin, Lia'ya doğru yuvarlandı ve koyunüstü durdu. ''Benim için fark etmez. Her nerede olursam olayım, yanımda olsan veya olmasan önemli değil. Seni seveceğim Choi Jisu.''
Lia gözlerini iyice kısarak gülümsedi. ''Bende Changbin. Her yerde seni seveceğim.''
___
Finale az kaldii