Neden hep böyle çocuklar beni bulur ki? Neden? Tabiki de yanına gitmeyeceğim o kızlar gibi. Saçmalamayın mal mısınız? Ah beni fark etti sonunda. Gülümseyip yanına çağırdı.
" Gerek yok ya ben sizi rahatsiz etmiyim."
"Sen bilirsin." Resmen sen bilirsin dedi ya. Bana ya bana sen bilirsin dedi. Ben bilirim zaten yok bide sen bileceksin. Oturdum sırama koydum kafamı masaya ve kuzuları saymaya başladım. 1 kuzu, 2 kuzu, 3 kuzu.....
Birinin beni dürtmesi ile uyandım. Kafamı kaldırıp uykulu gözlerle kim olduğunu anlamaya çalıştım. Sınıfın badboy çocuğu Berkecan. Bi dakika ya Berkecan benim yanıma mi oturmuş.
"Kalk dersi dinle yoksa hoca yok yazıcak." Benden dersi dinlememi bekliyor. Tabikide kafamı tekrar koluma koydum. Uyumaya çalıştım. "Sen bilirsin." dedi. Tabiki de ben bilicem.
"Pişşt Esila. Esil kalk hoca yoklama alıyo. Esilaa..."
"Esila Öztaş? Gene mi uyuyor bu kız."
"Hocam uyandırıyım mi ?"
"Gerek yok çocuğum yok yazıldı zaten."
Zil çaldığında gene Berkecan'ın dürtmesi ile uyandım.
"Gene ne var Berkecan?"
"Ders bitti kaldırayım dedim artı yok yazıldın haberin olsun." Ne yani yok mu yazılmıştım.
Esila elin badboy çoğcuğuna mi inanacaksın. Hem nolmuştu bu çocuğa niye bu kadar iyi davranıyo ki. Neyse çok kurcalama Esila diğer dersi beklemek en güzeli. Ders kimyaymış yeni öğreniyorum. Tekrar uyumak için kafami sıraya koymuştum ki sevgili hocam yok yazıldığımı söyledi. Tabiki derste duramayacağım. Çantamı aldığım gibi sınıftan çıktım. Okul kapısından çıkıyordum ki Alpay'ın sesi ile olduğum yerde durdum. "Esila deminden beri peşinden koşuyorum bir dursan artık." dedi yanıma yaklaşırken.
"Ne var Alpay? Hem sen niye dersten çıktın ki?" Tabi ki ona sinirliydim.
"Senin için. Seni tek bırakmak istemedim." Bunu diyince yumşayacağımı sanmadınız herhalde.
"Tek kalmam senin için sorun mu?" dedim sesimde biraz sitem vardı.
"Esila sen iyi misin? Neden böyle davranıyorsun?" bide soruyor ya çocuğa bak. Yürümeye devam ettim. Kolumdan tutup kendinr çekti. Nefesini hissedebiliyordum. Kahretsin parfümü çok güzel kokuyordu. "Esila yoksa sen beni kızlardan mi kıskandın?" Sadece gözlerine odaklandım. "Bak bak bak Esila hanım beni kıskanmış" dedi alaylı bir tonla. Kolumu çekip ondan uzaklaştım. "Ne kıskanıcam be? Neyinu kıskanıcam? Sen benim neyimsin ki kıskanıcam?" Bir iki dakika yüzüne baktım, cevap gelmeyince yürümeye devam ettim.
Eve gittiğim gibi kendimi yatağıma attım. Kafamda cevabını bulamadığım o kadar çok soru vardı ki... Ama şu an ki hayat felsefem " olur öyle çok şeapmamak lazım" Kulaklığımı taktım. Aklıma Beril'e haber vermediğim geldi. Mesaj atmak yeterli gelirdi zaten sabah yüzüme bile bakmadı.
-Kime: İközüm
"Beril ben evdeyim çıkışta beni bekleme..."
Mesajı da attık şimdi kafamı boşaltma vakti. Kulaklığımı zaten takmıştım ve düşünmeye başladım. Kulaklıktan dökülen melodiler gözlerimin dolmasına sebep oldu. Hayır bu Esila ben olamam. Elin playboyu için mi ağlayacağım. Çok saçma Esila. Hem o senin neyin ki,sen onun neyisin? Kulaklığı çıkardım ve fırlattım. Biraz uyumak iyi gelirdi.BERİL'İN AĞZINDAN
#Nihayet çıkış zili çalmıştı. Merdivenlerden inerken mesaj geldiğini gördüm.
-Kimden: İközüm
"Beril ben evdeyim, çıkışta beni bekleme..."
Aa kıza bak ya hem benden habersix işler çeviriyor, hemde beni beklemeden gidiyor. Bir dakika ya. İyi de bu mesaj sabah gönderilmiş. Noldu acaba merak ettim şimdi. En iyisi Esila'ya gitmek.
Bir saat sonra Esila'ların zilinr bastım. Karşımda bir adet uykulu Esila beklemiyordum. 5 dakika abartısız 5 dakika kapıda bekledim.
"İçeri almayı düşünüyor musun Esila?"
"Pardon ya uykulu olunca şey oldu. Gel içeri."
"Gelicem tabiki."
Kendimi salondaki koltuğa attım.
"Niye gelmiştin?"
"Gidiyim istiyorsan."
"Uff Beril ya öyle mi dedim. Sadece neden geldiğini merak ettim. Yani sabah yüzüme bakmıyordunda." bunu derken kendini diğer ikili koltuğa attı.
"Esila beni biliyorsun. Sinirlenirim, eserim, gürlerim ama senden vazgeçmem."
"Sanki istesende vazgeçeceksin." dedi alaylı bir tonla. Doğru söylüyor aslında nasıl vazgeçerim ki tek kız kardeşimden. Aklım almıyor.
"Tabi kızım asla vazgeçemem" dedim aynı anda elimdeki yastığı yüzüne fırlattım. Onun geri yastık fırlatmasını beklemeden çantamı alıp yukarı kata çıktım. Esila'nın odasına daldım direk ve Aman Tanrım didim. Bu ne dağınıklık yaa. Ne yapmış oda da bu kız?
"Esilaaaa..." Aman Allahım ne kadar da güzel sesim var(!).
"Ne var Beril?" dedi merdivenlerden çıkarken.
"Naptın kızım sen bu odada?"
"Elinin körünü yaptım Beril" dedi bıkkın bi şekilde.
Yerde çikolata ve cips poşetleri, kulaklık, yatağın kenarında cips artıkları ile dolu tabak ve bardakta yarım kola. Ne kadar da toplusun canım kardeşim.
Esila odaya girdi ve bana bakarak "Hadi el atta toplayalım." Manyak mı ne? Sanki ben dağıttım. Benden cevap gelmeyince "Ne yani oda bu şekildeyken mi oturacağız."
"Kızım salak mısın? Nasıl dağıttaysan öyle topla işte" dedikten sonra içeri girdim ve yumuşacık armutuna oturdum. Esila yavru köpek bakışları atmaya başladı. Saçmalayın tabiki de ona acımadım.
"Hadi be kardeşiiimm..."
"Tamam başımın belası tamam yardım edeceğim. Ama bu akşam burdayım."
"Oo Beril bizde kalacakmış ooo..."
"Istemiyorsan gideriz yani sıkıntı yok."
"Mal mısın kızım ya?"
"O zaman geceler bizimdiiir."
Bir saat sonra odanın her yerini toplamış, mutfakta kek yapıyorduk. Eveet biz kek yapıyoruz.
"Esila bu kek kabardı bi baksana."
"Bir dakika Beril az işim var. Sen bak işte."
"Ne işin var kızım ya. Kesin gene oyun oynuyorsundur." dedim yanına yaklaşırken. Başında dikilince "Evet ya gene geçemedim ama" dedi telefonu elinden bırakarak.
"Benden bir şey mi saklıyorsun yoksa sen?"
"Manyak mısın kızım? Ne saklıyacağım senden?" dedi gözlerini kaçırarak.
"Ooo olmuş bu kek."
"Hadi çıkarda soğusun. Bir an önce yemek istiyorum." dedim ama içimde bir his vardı. Esila benden bir şey saklıyordu. Öğrenmenliydim. Sakladığı şeyi öğrenmeliydim.(Multimedya da Alpay)