23

96 3 0
                                    

Öğle arasında ne yiyeceğime karar veremiyordum bir türlü. Karnım açtı fakat canım tatlı bir şeyler istiyordu.

Ofisimin telefonu'nun çalma sesiyle derin düşlerden uyandım. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim Caner beyin kızı Tuana hanım geldi."

"Ofisime yönlendir."

"Peki efendim."

Telefonu kapatıp arkama yaslandım. Birkaç dakika sonra kapı tıklama sesi geldi. Ardından kapı açıldı.

"Merhaba."

"Hoşgeldiniz Tuana Hanım."

Masamın yanındaki sandalyeyi gösterdim.

"Buyurmaz mısın?"

Tuana kapıyı arkasından kapatıp gösterdiğim sandalyeye oturdu. Ben de sandelyemden kalkıp karşısındakine oturdum.

"Ben Kerem. Gerçi biliyorsundur."

"Evet biliyorum."

"Bir şey içmek ister misin?"

"İsterim."

Tuana'nın hemen solunda duran ofis telefonunu kulağıma koyacağım sırada elimi tuttu.

"Burda değil de bir kafe de ağırlaman daha hoş olur."

Kafamı belli belirsiz sallayıp telefonu kapattım. O da elini geri çekti.

Şirketten uzaklaşıp yakınlarda bulunan bir restorana gittik.

Düşündüğümden daha da güzel bir kızdı. Kumral uzun saçlarını açık bırakmıştı. Altına sade beyaz bir elbise giymişti. Bu havada nasıl üşümüyordu?

"Kendini tanıtmak ister misin?"

"Tabii ki."

Tuana saçını kulağının arkasına itip arkasına yaslandı.

"Ben Tuana, 25 yaşındayım, garip gelecek ama hala güzel sanatlar üniversitesinde okuyorum."

Biraz daha düşünüp sustu.

"Aslında o kadar da ilgi çekici bir yanım yok. Normal bir kızım."

"Kendini ilgi çekici yanım yok diye tanımlama yanımda. Kendine haksızlık etmene izin vermem."

Tuana'nın hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Babam ve şirketin geleceği için Tuana altın yumurtaydı. Ve onu bir şekilde kazanmam gerekiyordu.

"Kendini tanıtmayacak mısın?"

"Ben Kerem, 28 yaşındayım. Xxx üniversitesi 2012 mezunuyum."

"Daha iyi bir üniversitede neden okumadın?"

"O zamanlar biraz asi biriydim. Babamla çekişmelerimiz vardı. Biraz karışık oralar."

Az sonra yanımıza garson geldi.

"Hoşgeldiniz. Ne alırdınız?"

Tuana önündeki menüye baktı.

"Kerem aç mısın?"

Fazlasıyla rahat bir kız gibiydi.

"Bir şeyler yesem iyi olur."

Önümdeki menüye baktım.

"Kremalı makarna güzel gözüküyor."

"İki porsiyon kremalı makarna içecek olarak 2 kola."

Ne içeceğimi sormayacak kadar kaba biri miydi yoksa ipleri eline almayı seven dominat kadınlardan mıydı?

"Başka bir isteğiniz var mı?"

"Hayır."

Garson siparişleri elindeki not defterine yazdı. Ardından yanımızdan uzaklaşıp gitti.

Tuana etrafını inceledi.

"Güzel bir mekanmış."

Konu bulmaya çalışıyordu. Biraz düşündüm fakat benim de aklıma bir şey gelmiyordu. Birkaç dakika boyunca garip bir sessizlik oldu.

"Burhan amca nasıl?"

"Çok iyi durumda. Emekli olmayı sevmiyor gerçi."

Gülümseyip babamı düşündüm.

"Eğer hasta olursa emekli olmayı kafaya fazla taktığı için olur."

Tuana kıkırdadı.

"Benim babam da emekli olamadığı için hasta olur gibi. Malum hala okuduğum için şirketimin başında birileri durması gerekiyor."

"Şirketim mi? Şimdiden sahiplenmişsin."

Sırıtarak sorduğum için çok fazla iğneleyici olmamıştır diye umut ediyordum.

"Yani eninde sonunda başına ben geçeceğim. Sahiplenmemem için bir sebep yok diye düşünüyorum."

"Haklısın."

Garip aurayı, siparişleri getiren garson bozdu.

"Başka bir arzunuz var mıydı?"

"Teşekkürler. Kolay gelsin."

"Afiyet olsun efendim."

Garson gittikten sonra sessizce yemeğimize odaklandık. Tuana arada sırada konuşuyordu fakat üstünde duracak kadar önemli konular değildi.

AYLARDAN KASIM +18 (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin