BİR NİSAN AYINDA

1

Uzun zaman sonra yazmaya devam ediyorum oylarsanız sevinirim :))

Sabah annemin bağırması ile zorla uyandım. Şu okul bir bitmemişti ama az kalmıştı 8 ay. Aa kendimi tanıtmayı unuttum ben Eflal 12. Sınıfım çok üşengeç birisiyim, arkadaşlarımla vakit geçirmek kadar değerli birşey yoktur. "Eflal okula geç kalıyorsun" evet bizim valide evin sultanı ama okul konusunda çok disiplinlidir.
"Çıkıyorum anne, akşam bizimkilerle oturucaz haberin olsun" dedim ve çıktım evden.

Okula doğru yürümeye başladım tek başıma, arkadaşlarınla aynı okulda olmamak kadar kötü birşey yok sanırım. Ben böyle kendi kendime düşünürken aniden birisi gözlerimi kapattı. "Kaan ellerini çeker misin" ellerini çekti ve suratını astı "Her seferinde tanımak zorunda mısın eflal" diyip trip atmaya başladı. Arkasından koşup sırtına atladım "Trip atma pandacım" Kaan gülümseyip "Affettim koala" Sırtından inip yürümeye başladık ama Kaan benimle birlikte benim okuluma yürüyordu "Yolları karıştırdın sanırım kanka" sırıttı "Artık aynı okul aynı sınıftayız koala" dedi. Ben olduğum yerde hoplayıp zıplamaya başladım.

Okula geldiğimizde canımız müdürümüzün 1 saate yakın öğütlerini dinlemiş gibi yapıp sınıflara geçtik. Hemen sırama geçip hocanın gelmesini bekledim sonrası çünkü uyku ziyafetiydi. Matematik Hocamız Serpil Hoca geldi günaydınlar falan Kaan'dan kendini tanımasını istedi sanki ilkokuldayız. Yoklama falan alındığı gibi rüya alemime daldım. O kadar güzel uyuyordum ki sınıf kapısının açılıp Müdür Bey Hocamızın sesi ile uyandım. Kafamı kaldırdım ve karşımda 3 tane maymun çocuk şaşırdık mı hayır. Kaan beni dürtüp "Kanka çocuklar taş gibi mübarek" yaptı. Ben hemen "Kaan bunların neresi taş kardeşim benim abilerimi kimse geçemez" diyip göz devirdim. "Eflalcim tabiki abilerin ayrı taş onlara daha çok düşüyorum" dedi. Kafasına geçirdim bir tane. Söylemeyi unuttum 3 tane abim var. Biri askerde, biri evli, biri de nişanlı. Kesin ben evde kalıcam orası meçhul. Ben böyle kendi kendime konuşurken ön sıramda bi hareketlenme oldu.

Yeni gelen çocuklar ön 2 sıramıza yerleşmişlerdi tabiri caizse hayvan gibi yayılmışlardı. Sıramın arasına aniden sıkıştım ve sinirle çığlık attım. "Hocam bu ayıları alır mısın önümden sıra ile çiftleştim resmen" diye bağırınca bütün sınıf eşek gibi anırmaya başladı. "Eflalcim düzgün kelimler kullan hem arkadaşların için hemde kendin için" dedi Serpil Hoca. O arada teneffüs zili çaldı. Sinirle sıradan çıkıp ön sıraya ilerledim. "Bakın tamam hoş geldiniz ama arkada iki büklüm kaldım sırayı öne çeker misiniz?" Yeşil gözlü çocuk hiçbirşey demeden öne doğru çekip uyumaya başladı. Derin nefes alıp sıramı ilerlettip ve en sevdiğim teneffüse çıktım. Kaan uyuyordu çok sıkıldım bizim sınıftaki kızların yanına doğru ilerledim tartışıyor gibilerdi. "Ne oluyor burda?" diye sordum. Ecrin hemen dedi ki "Bu sınıfa geçen gün gelen kızlar arkamızdan orospu demişler onları sınıftan nasıl göndeririz diye düşünüyorduk" dedi. Bende oturdum yanlarına düşünmeye başladım. O sırada teneffüs zili çaldı sınıfa geçtik. O sırada yeni gelen kızlardan birisi "Ergenler" kelimesini kullandı. Sonra ise ortalık savaş alanına döndü. Bi ara sakinleşti sınıf herkes yerine geçerken kız gene küfür etti. Bizim deli Nuriye kızın üstüne atladı ayıralım derken karşıdan arkadaşı bana sen ne hakla arkadaşıma vurursun diyerek üstüme atladı. O sırada gördüğüm kadarıyla yeni gelen çocuklar karşıdan ağızları açık bizi izliyordu. Ortalık 3. dünya savaşına döndü Serpil hoca bizi ayırmaya çalışırken kendisi de arada kaynayınca sınıftan çıktı. En sonunda müdür geldi bağırdı kimse ayrılmadı. Bi baktım birisi belimden tuttu kafamı bir çevirdim yeni gelen çocuklardan birisi "Kardeşim bi bırakta işime devam edeyim" dedim. Müdür Bey amca "Eflal hemen odama" diye bağırdı. Eh şimdi boku yedik buyrun cenaze namazına.

Bu ikinci kurgu deneyimim. Umarım güzel bir hikaye çıkarabilirim :)) Okuyan bütün okurlarıma teşekkür ederim :)) Sizleri SEVİYORUMM