Okulun önünde saatlerce bekleyen Jisung hiç kimsenin gelmeyeceğini anlayınca yurda geri döndü.
Aslında gençlerin arkasından gitmek istiyordu ama Felix'e verdiği sözü unutmamalıydı.
Şuana kadar okuldan ne giren olmuştu, ne de çıkan.
Yurda vardığında pencereleri kapatıp, kapıları kilitledi.
Ve sessizce beklemeye başladı.
***
Hiç kimse gelmemişti.
Aradan bir saat geçmesine rağmen kimse ortalıkta yoktu.
Okulun internet sayfasını açmıştı.
Duyuru falan var mı diye.
Ölüm haberi olduğunu anlayınca biraz daha kaydırmıştı ekranı.
"KİM SEUNGMİN ÖLMÜŞ"
Gözlerine inanamamıştı.
Vücudu şok içerisinde tir tir titrerken ayaklandı.
Telefonunu cebine atıp, koşarak kapının kilidini açtı ve yurttan koşarak çıktı.
Ama okulun önüne gelince duraksamıştı.
Jisung:
-Ama...Çocuklara söz verdim ve eğer ben gidersem, işin içinde zorbalar da varsa beni de yakalarlar ki bu onlar için iyi olmazOkulun kapısına baktı ve geri geri yürümeye başladı.
Gözünden bir damla yaş akarken yurdun bahçesine girdi.
Ağlamaya başladığında yere oturmuştu.
Kendini hiç iyi hissetmediği her yönünden belli oluyordu.
Jisung:
-Çocuklar, neredesiniz?Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı bu sefer.
Felix ile yurdun terasında oturup yıldızları izlerken yaptıkları konuşma gelmişti aklına.
Elinde ki yastığı başının altına koyup uzanmıştı.
Yanında uzanan Felix ile kahkahalar eşliğinde sohbet ediyorlardı.
Yıldızları izlemek ona her zaman huzur vermişti, birde yanında en yakın dostu varsa.
Felix:
-Jisung...Jisung:
-Evet?Başını yanında uzanan Jisung'a çevirmişti.
Felix:
-Olur da, birgün kaybolursam yıldızlara bakJisung:
-İyi de, bu nereden çıktı şimdi?Başını gökyüzüne çevirdi.
Felix:
-Bana göre yıldızlar yalnızlığın dostu, yalnız insanlar yıldızları severler çünkü yıldızların ışığı onları rahatlatır, belki de hayatında hiç umut yoktur, sevgi yoktur, mutluluk yoktur ama o yıldızlar ışığıyla sana dost olurlarTekrar Jisung'a baktı.
Felix:
-Olur da, birgün kaybolursam yıldızlara bak, yalnız kaldığında tek dostun ben olayım, ışığın, umudun, sevgin ve mutluluğun ben olayım, sen benim tek dostumsun, yıldızlar da senin tek dostun olsunJisung:
-Sen kaybolursan, bende kaybolurumFelix:
-Böyle birşey olmayacak, birimiz yıkıldığında birimiz taşları dizmeye devam edecek, edecek ki birbirimizi bulalımUmutla baktı Felix'e.
O kadar temiz ve güzel bir kalbi vardı ki, kaybolsa bile sadece dostlarını düşünüyordu.
İşte, o günden beri yıldızlar Han Jisung'un dostu olmuştu.
Lee Felix'in önderliğinde...
O yıldızları sadece hak edenler dost edinebilecekti.
Ve bu sadece Han Jisung ile Lee Felix'in efsanesiydi.
Hatırladığı her bir andan dolayı daha çok ağlıyordu.
Gökyüzüne baktı.
Yağmur havası vardı, hiç yıldız yoktu.
Başını, dizine sardığı kollarına gömdü.
En yakın arkadaşlarını bulacağından emindi.
***
Yağmur yağıyordu.
Biraz daha fazla yağsa sel olacak, ülkeyi yerinden kaldıracaktı resmen.
Saçını kurulayan Jisung, balkonun kapısından dışarıya bakıyordu.
Jisung:
-Ağladım, dostlarımı kaybettim diye ağladım ama belli ki, yalnız değilmişim...Gökyüzü de benimle ağladı, bu gök gürültüleri senin için Seungmin...Hepsinin çakacağı her bir nokta, benim sizi kurtarmak için geleceğimi anlatıyor...Kim Seungmin'in yaşadığına dair kanıt göstermem için...Söylediği her bir cümlenin ardından gökyüzü daha çok kararıyor, şimşekler daha fazla artıyordu.
Sağanak yağmur, sanki Jisung için gelmişti.
Tek bildiği, dostlarını kurtardıktan sonra Lee Felix'in asla yerinde durmayacağıydı.
Ki Felix, her ne kadar iyi de olsa, bir o kadar da tehlikeliydi.
İşte burada işe Jisung giriyordu.
Başındaki havluyu yatağına bırakırken düşünmeye devam ediyordu.
Jisung:
-İlk başta senin için geleceğim Park Rose...Bu gök gürültüsü, bizim ayağa kalkışımız olacak...Balkonun kapısından dışarıya bakmaya devam etti.
Jisung:
-Bu bir efsane olacak...Yıldızların Altında olacak, Lee Felix'in efsanesi, Han Jisung'un intikamı, Yang Jeongin'in öfkesi ve Kim Seungmin'in nefesi olacak...Lee Felix'i kurtaracağım, sizin için döneceğiz STRAY BULLİES...Çekmeceden çıkardığı çakmağı ve eline aldığı bir adet kâğıt parçası ile balkona çıktı.
Kâğıdı yaktı ve havaya attı.
Yağmurun etkisiyle sönen ateşi izleyen Jisung, tek bir cümle söyledi.
Jisung:
-Ateşi söndüren yağmur...Belki de, bu benim hikayem olamayabilir ama bu Felix'in hikayesi olacak...Ateşi söndüren bu yağmur, Hwang Hyunjin'i söndürecek Lee Felix'i temsil edecekYurda doğru gelen zorbalara baktı.
Jisung:
-Söylesene Hwang...Lee Felix ile Yıldızların Altında bir keşife ne dersin?Sinsice gülerken odasına girmişti.
Evet, belki de bu Han Jisung'un hikayesi değildi ama o da etkili bir karakterdi.
Belki de, Lee Felix ile Hwang Hyunjin'in hikayesinin başlamasının tek nedeni Han Jisung'du...
"Söylesene Hwang...Lee Felix ile Yıldızların Altında bir keşife ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAY KİDS ~ YILDIZLARIN ALTINDA
FanfictionSeninle tanışmak yeni bir şarkıyı keşfetmek gibiydi...