"Sende kimsin dedim?"
"Sakin sakin anlatacağım."
"Anlatacağım demeyi kes ve anlat yoksa seni öldürürüm"
"Bak eğer beni dinlemezssen planların çöp olabilir"
"Planlarımı nereden biliyorsun?"
"Anlatmama izin verir misin?"
"Tamam anlat hadi."
"Ben Edwin Arhtur Brunei köyünden yetim biriyim.Aynı yetimhanede farklı odalardaydık. ben 18 yaşındayım.Yani bu sene bu krallığa getirlecek olan kişilerdenim. Seni takip ettim. Planlarını öğrendim. Nasıl öğrendiğimse farklı bir konu. Sen okuldan kaçarken seni takip ettim. Sen tam duvardan atlarken planlarının yazılı olduğu kağıdı yere düşürdün.Onu aldım ve gizlice okudum.Planlarını öğrendim ve kendi planalarımla birleştirip sana yardımcı olucaktım.Tabii senin bu planı birlikte yapmak istemediğini biliyorum bu yüzden sana iki seçenek sunacağım."
"Söyle bakalım."
"Ya seçeceğin koruman ben olurum ve sana Darian'ı yenmek için yardımcı olurum. Yada planlarını mahfederim. Hangisi mantıklı sence."
"Sana nasıl güveneceğim?"
"Güvenmelisin başka seçenek yok.Ayrıca görünüşüm ve güçlerim sorgulanamaz prenses."
"İyi güzelde olaylara birazda benim tarafımdan bak.Tanımadığım birine nasıl planlarımı anlatabilirim? Ya da nasıl onunla plan kurabilirim?"
"O zaman hemen plana başlamayız. Hem beni tanımış olursun.Beni koruman şeç yeter prenses."
"Tamam düşüneceğim."
"İyi düşün. Benim şimdi diğerlerine katılmam lazım yoksa başıma kötü işler gelebilir."
"Tamam git."
"Biraz kaba olmadı mı prenses?"
"Prenses demeyi kessen mi acaba?"
"Emredersiniz."
"Hadi git o zama iyi geceler"
"Sana da prense- A pardon Clara." Camın yanına yaklaşarak merdivenlere tekrar bindi. Gittiğinden tam emin olduktan sonra camı kapattım. Şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer Edwin'i seçmesem planlarım suya düşecekti fakat onu nasıl güvenebilirdim? Sonuçta korumam olucak ayrıca eğitmenin anlattığı özelliklerede sahip.Bence onu korumam olarak seçmeliyim yoksa başıma bela olur.Yinde de erken karar vermemliydim.Kimseye güven olmaz.
"Günaydın Leydi Perla! Erkencisiniz."
"Günaydın! Yatamadım heyecandan." Bu bir yalan değildi gerçekten heyecanlanmıştım.Ve tabiki stres olmuştum.
"Adımı unttunuz mu Leydim.Hatırlatayım adım Amber."
"Ah tabiki unutmadım.Amber." Adını öğrenmem iyi olmuştu.
"Umarım yeni hizmetkarınızı seversiniz." A doğru birde hizmetkar seçicektim.
"Umarım." O sırada aklıma birşey takıldı.Acaba Dominic Krallığı önceki yıllarda da hizmetkarlarını böyle mi seçmişti? Aklım zaten karışıktı daha çok karıştı bu sorularla.Beynim tam çorba oldu.
Bembeyaz çok zarif bir elbise giydirmişti bana. Saçlarımınında her iki yanından birer tutam alarak arkada birleştirdi. Topuklu beyaz bir ayakkabıyıda giydikten sonra zaten ayakkabım görünmüyor. Odamdan çıkarak kahvaltı salonununun olduğu koridora doğru ilerlerim. Masanın başına geldiğimde Darian çoktan sofraya oturmuş beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Teen FictionHer köy bir Krallığa bağlıydı. Fakat Köyler bazen krallıklardan uzak olabiliyordu.Yani savaş olursa krallıklar çok sonradan öğreniyorlardı. Tabii Krallıkların farklı bir köye savaş açmaları yasaktı. Dominic Krallığı bu yasaya uymadı ve arsalarını bü...