KAÇIŞ

48 5 44
                                    

İstanbul/

Nilüfer-Esmer Günler

Hangi yol bizi eve götürebilir Asel?

Korkularımız en büyük kaçışlarımızdır, kaybolmuştum. Görünen bir çıkış yolu yoktu.

Nefes Asel, nefes.

Kabuslarımın içinde sıkışıp kalmıştım. Asla bitmek bilmiyordu.

Nefesimi düzene soktum ve perdenin arasından sızan güneş ile derin bir nefes verdim.

Her sabah tek tesellim buydu. Odamın perdesinin açık kalan ufak kısmından içeri sızan güneş. Fazlası yoktu.

Yine ter yüzünden sırılsıklam olmuştum. Korku.

Her kabusumda travmalarımı tekrar yaşıyordum. Aynı sahne, aynı senaryo, aynı yer.

Her seferinde daha da katlanıyordu ve daha korkutucu bir boyuta geliyordu.

En kısa sürede uzman bir psikolog ile görüşecektim.

Odamın duvarı ile ne kadar bakıştığımı saymamıştım bile. Kalk ve güne başla.

Üzerimden pikemi kaldırdım ve ayaklarımı yavaşça sarkıtarak ayağa kalktım.

Ayna'da yansıyan bedenime baktıktan sonra uyuz adımlar ile lavabo'ya geçtim.

Uzayan saçlarım ile yüzümü buruşturdum. Abartma Asel. En fazla 3 cm.

Tam bir kısa saç insanıydım. Okul çıkışı kuaför'den randevu alıp kestirirdim.

Yüzüme bir kaç su çırptıktan sonra kurulayıp giyinme odama geçmiştim.

Konservatuvar öğrencisi dördüncü sınıftım. Son senemiz.

Okuldan sonra akşam kutlama yemeği olan bir holding için canlı müzik verecektim.

Holding'in bahçesinde düzenlenmiş bir kutlamaydı.

İlk olarak kutlama da giyeceğim kıyafetleri kenara ayırdım ve okul için hazırlanmaya başladım.

Bebek mavisi bir bol pantolon ve üstüne beyaz gömlek giymiştim. Bej rengi büyük çantamın içine ders notlarımı ve akşam söyleyeceğim besteleri yanıma aldıktan sonra derin bir nefes verdim. Aynaya son kez bakıp odamdan yavaşça ayrıldım.

Merdiven'den inerken bugün sadece 2 ders'e gireceğim için mutlu hissediyordum.

Mutfağa doğru ilerledim ve Ayşen hanımın bana her okul günü aynı saatte hazırladığı filtre kahve ile daha da mutlu oldum.

Elime kupamı aldıktan sonra doya doya salona ilerledim.

Salonda yoktu, bahçeye doğru ilerlediğimde spor yaptığını gördüm. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim ve yanına doğru ilerledim.

"Baba'cığım günaydın!" Diye coşkulu bir girişimde bulunmuştum.

Yüzüne hafif bir gülümseme yayılmıştı. Ne söyleyeceğimizi dün akşamdan biliyor Asel..

Başını iki yana salladı ve derin bir nefes verdi. "Günaydın baba'cığım, sen sabah beni görüpte mi gidersin hep böyle okuluna?" Diye sordu alayla. Anladı.

Bozulmak yok Asel, devam. "Hep tabi ki!" Dedim gülümseyerek.

Konuya direkt olarak girdi, "Yine dün akşam ki mesele için mi böylesin." Dedi.  Biraz acı baba.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 19 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MAHEVİWhere stories live. Discover now