4.BÖLÜM

10 5 0
                                    

Kardeşim burdamıydı. Buraya nasıl gelmişti. Beni mi bekliyordu. Iyimiydi.

Aklımdaki soruları bir kenara bırakarak Heyecanla " Kardeşim nerde "dedim

Soruma karşılık olarak "Size eşlik edeyim " dedi ilk konuşan çalışan.

Ona başımı sallayıp peşinden gittim. Beraber saraya girdik.

Sarayın içide dışı kadar büyüktü. Mavi ve beyaz değildi Sarayın içi tam tersi rengarenkti.

Etrafı hayranlıkla izlerken omuzuma biri çarptı.

Simsiyah Savaşçı kıyafetleri ile bir lordu andırıyordu.

Kaşları çattıktı beni görünce düzeldi.

Saklamaya gerek duymadan beni süzdü bakışları beni bulunca gördüklerini beğenmiş gibiydi.

Yanımdaki çalışana baktı. Güldü. Pelerini sırtından çıkardı . Elbiseleri gibi siyah uzun  pelerini benim sırtıma bıraktı.

Yanındaki  kadın çalışan yada köle olabilirdi Liam bana bizim krallık hariç digerlerinin kölesi oldugunu söylemişti.

"Siz ne yapıyorsunuz efendim o bir buz krallığına ait enerjisini hissetmiyor musunuz  o kadar güç-"

"Kes sesini ne yapıp ne yapamayacağımı senden öğrenecek değilim " diyerek kadının sözünü kesti.

Kadın hemen başını eğdi itaat  ile ne yapacağımı bilemez bir şekilde onlara bakıyordum.

Lord ( lord diyecektim ismini bilmiyorum )
Bana son kez bakıp arkasını döndü gitti.

Yanımdaki çalışana baktım. Hiçbir duygu yoktu yüzünde.

Yürümeye başlayınca bende onun arkasından gittim.

Diğerlerinden daha büyük bir salona geldik . Etrafta mum ışıkları yanıyordu, mumlar o kadar çoktu ki koca salonu rahatlıkla aydınlatıyordu. Biraz ileride kardeşimi gördüm beyaz bir elbisenin içinde oturuyordu koltukta.

Kardeşim hep beyazı seçerdi ben ise maviyi. Mavi olurdu mutlaka üstünde olmayınca günümün kötü olacağını düşünüyordum. Biliyorum çok saçma ama bana mantıklı geliyordu.

Koşarak kardeşimin yanına gittim.

Beni gördüğünde aceleyle oturduğu yerden kalktı koşarak bana sarıldı. Birbirimize sıkı sıkı sarıldık o sırada salona beyaz giyimli bir kadın girdi. Üstünde beyazdan başka bir renk yoktu sadece mavi kocaman bir taç vardı.

Kardeşim kulağıma "Kraliçemiz " dediğinde gözlerim kadını buldu. O da bize bakıyordu gülerek.

Gözüme samimi geldi ama ruhu için  söyleyecek  bir şey bulamıyordum. Göze ne kadar güzel sevimli gelsede ruhu zalimlikle  yıkanmış gibiydi.

İstemeden kraliçe hakkında içimde kötü tohumlar  filizlendi.

" Emily ? Ah adın Emily di sanırım doğru hatırlıyorsam  " dedi gülümseyerek devam etti " Kardeşin senden önce geldi buraya  senden bahsedince meraklandım doğrusu umarım başına bir şey gelmemiştir. Senin için ne kadar telaşlandım biliyormusun ama senin iyi olduğunu gördüm ya içimdeki bütün korku ve telaş uçup gitti." Dedi gözlerine baktım doğru söylüyordu .

Ruhu ise merakla beni bekliyordu . Benim hakkımda çok şey öğrenmek istiyordu.

"Merhaba ben Emily memnun oldum" dedim.

BEYAZ KIVILCIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin