Nihayet sabah olmuştu gece gördüğüm kabuslar yüzünden pek uyuyamamıştım o yüzden uykum vardı. Pelin ve Dilara benden çok daha önce uyanmıştı. Uykulu gözlerle lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve kendime gelmeye çalıştım. Nihayet uykumu biraz açabildiğimde Pelin ve dilara'nın yanına indim. Yanlarına geldiğim de Dilara
-ooo Ece hazretleri sonunda uyanabilmiş.
Dilara ya uykulu gözlerle baktım. Ve
-gece çok kabus gördüğüm için uyuyamadım.dedim.
Dilara bir an duraksadı. utandığı her halinden belliydi.
-özür dilerim.dedi.
"Sorun değil" anlamında göz kırptım.
Pelin bir an ortamdaki karamsar havayı kaldırmak amacıyla,
-okul var ve siz neler konuşuyorsunuz.dedi.O an aklıma geldi, bugün matematikten sınav olacaktık ve ben bunu unuttuğum için hiç çalışamamıştım.ve muhtemelen onlar da çalışmamıştı. Ne yapacaktık sınavda.
-bugün matematik sınavı vardı.dedim.
Ama onlar hiç şaşırmışa benzemiyordu.
-çalıştınız mı?
-evet sen çalışmadın mı? Dedi Pelin
-hayır unutmuşum. dedim
gözleri fal taşı gibi açıldı. Ama ikisi de bir şey diyemedi. O sırada Pelin gidip saate baktı.
Saat 8:45'ti ve okul 8.30'da başlıyordu. 15 dakika geç kalmıştık ve ilk ders matematik di sınav yapacaktık. Olamaz dedik hemen arabaya bindik. Sınıfa girdik. Herkes sınava başlamıştı bile. Öğretmen bize niye geç kaldığımızı sordu. Tam zamanıydı yani sınav ortasında böyle bir soru mu sorulur. Saati görmemişiz özür dileriz dedik. Ama sorular çok zordu ve ben hiç çalışamamıştım. Bir an yanımdaki mert'e baktım. O da bana bakıyordu sanırım soruları yapamadığımı anlamıştı. Sonra kağıdın üstüne kolunu çekip bana baktı ve;
-zorlanıyorsan bakabilirsin .dediHayır anlamında başımı salladım ne olursa olsun birinden kopya çekemezdim ama çekmezsem de olmaz da çünkü sorular çok zordu sınıfta kalabilirdim matematiğim zaten iyi değildi. Ben de mert'e bakmak zorunda kaldım. Gerçekten bazen onu çok şey borçlu olduğumu hissediyorum. En sonunda her şeyi yapıp yapamadığımdan emin olmak için bana baktı. Ve o an kendimi çok kötü hissetmeme neden olacak bir olay oldu.
Öğretmen Mert'i gördü. Hem de bana bakarken. Öğretmen hızla yanımıza ilerlemeye başladı. Yanımıza geldiğinde Mert'in kağıdını hızla çekip.
-ÇABUK MÜDÜRÜN ODASINA! Diye bağırdı. Olamaz her şey benim yüzümden olmuştu. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum herkes mert'e bakıyordu mertse bana. Sonra ona baktım. Bana sorun yok sen devam et der gibi baktı. Ondan sonra da müdürün odasına doğru ilerlemeye başladı.
Gerçekten iyi değildim. Sınava devam edebileceğimi sanmıyordum. Sınav kağıdını masamın üstüne bıraktım. Ondan sonra ayağa kalktım. Öğretmen;
-NEREYE GİDİYORSUN! Diye bağırdı.
-Mert'in yanına gitmeliyim.dedim.
-HİÇ BİR YERE GİTMEYECEKSİN!
Öğretmenim bütün ikazlarına rağmen umursamayıp Mert'in yanına gittim. O sırada onun da müdür odasından çıktığını gördüm. Hemen yanına koştum ve özür dilerim dedim. O da sorun yok sadece disiplin cezası verdiler o kadar dedi. Bir anda ona sarıldım. Onun da böyle bir şey beklemediği belliydi ki gözleri fal taşı gibi açıldı.-Hani sen bana seni çok seviyorum sevgili olalım mı demiştin ya teklifin hala geçerli mi? Dedim. O an o sözü ben bile kendimden beklemiyordum. şaşkınlıktan tek kelime edemiyordu.kekeleyerek.
-s-sen-cid-di-m-isin
Anında gülmeye başladım"evet ciddiyim tabiiki"o an yüzünde oluşan ifade benim için bir ömre bedeldi.bir anda bana sarıldı
-seni çok seviyorum.dedi.
-bende seni. dedim.Biraz hızlı bir geçiş oldu sanki WXUBDUWZUWUCB.
Bölümü nasıl buldunuz.
Fikir ve öneriler:
Şikayet:
Okumasını istediğiniz arkadaşınız varsa buraya etiketleyebilirsiniz.