Bölüm 2

6 1 2
                                    

Matematik dersi bittiğinde kızlarla kantine gittik. Kızların iki tane daha arkadaşı vardı bu sefer onlardı bizimle gelmişlerdi konuşuyorduk. Sonra Mert'in bana doğru ilerlediğini gördüm. Yanıma geldi. "2 dakika gelir misin sana önemli bir şey söylemem lazım" dedi meraklandım neydi acaba söyleyeceği şey"tamam"deyip kızları 2 dakika içinde döneceğimi belirten bir işaret yaptım. Yanına geldiğimde"ne istiyorsun" dedim. Derin bir nefes verdi "neden bana düşmanmışız gibi davranıyorsun"dedi. Kaşlarım çatıldı"nasıl yani"dedim."basbayağı dün de öyleydim bugün de öylesin sana çok kötü bir şey yapmışım gibi davranıyorsun"dediğinde kendimi biraz kötü hissetmiştim. Ama bunu ona belli edemezdim.

"Hiçte bile"dedim aslında fark edebiliyordum.
Mert "nasıl hiç de bile bana davranışlarını kendin de fark edebiliyorsun"dedi.
"Nasıl davranmalıyım sarılarak, gülümseyerek, konuşarak mı?" Dedim alaylı biçimde.
Yüzünün iyice düştüğünü fark edebiliyordum. Ama ne yapmamı istiyordu ki?
Biraz yüzüme baktı başını sallayıp"haklısın"dedi. Tabii ki haklıydım. Yanaklarıma kızardığını hissedebiliyordum. Onu anlayamıyorum yeni geldi ve ona karşı temkinli davranmam gayet normal bir şey.

Kafamdaki düşünceleri dağıtıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Hemen elimi yüzümü yıkayıp kızların yanına doğru ilerlemeye başladım. Yanlarına geldiğimde resmen beni sorguya çekmişlerdi. O kadar şey sordular ki çoğunu yanıtlayamadım bile ama söyledikleri bazı şeyler çok sinirimi bozmuştu. Neyse ki sınıfa girebilmiştik ve ders başlamıştı ders boyunca Mert yüzüme bile bakmadı. Bu durum sinirimi bozsa da içimden"zaten bunu istemiyor muydun?"diye geçirdim. Zaten bunu istiyordum. Bu düşüncelerle boğuşurken zil çalmıştı bile. Bugün de bitmişti niyeyse içimde bir üzgünlük vardı. Çocuğa onca şey söylemiştim. Ve Mert bu yüzden çok üzgün görünüyordu. Ama yapabileceğim bir şey yoktu.

Nihayet eve vardığımızda kendimi yatağa bırakmıştım. Hemen telefonumu elime alıp bakmaya başladım o sırada birinin ınstagram'dan bana arkadaşlık isteği atmış olması dikkatimi çekmişti. Profiline baktığımdaysa bunun Mert olduğunu rahatlıkla anlayabiliyordum. Ne istiyor bu çocuk. Bana bir şeyler yazmıştı okumaya başladım.

Ece bunu sana okulda söylemek istedim ama buna izin vermedin, ben senden hoşlanıyorum lütfen bana bir şans ver seni hiç kimseyi sevemeyeceğim kadar çok seviyorum lütfen.

Mesajda yazan şeylerle gözüm şaşkınlıkla açılırken kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. Demek ki okulda bana bunu söyleyecekti. Çok düşünmüştüm aslında ben de mert'ten hoşlanıyordum ama bunu ona söyleyemezdim. Bir tarafım hemen kabul etmem için yalvarıyor öbür tarafım bunu gururuma yediremiyordu. Ne yapmalıydım hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir şey yazmadan telefonu kapattım. Elim ayağım titriyordu. Fazla stres yaptığımı anlayıp mutfaktan su almaya gittim suyumu içtikten sonra Dilara ve Pelin'in yanına gittim. Onlar da bende bir şey olduğunu anlamışlardı.

Dilara"sana ne oldu böyle Ece yüzün kıpkırmızı kalmış"dedi.
Ben"sorun yok iyiyim"dedim.
Pelin"hadi ama Ece hani bize çok güvendiğini ve çok sevdiğini söylemiştin"dedi.
Haklıydı onlara çok güveniyordum ama bunu söylemek zordu.
Ben"hiç bişey olmadı Pelin sorun yok"dedim. Anladıklarını biliyordum ama söyleyemezdim.
Pelin"peki"dedi. Kırıldığı çok belliydi ama bunu söyleyemezdim gururuma yediremiyordum.

Akşam yemek yerken ikisini de ağzını bıçak açmıyordu bana kırıldıklarını çok iyi anlıyordum küçücük bir olay yüzünden arkadaşlarımı kaybedemezdim.

"Peki söylüyorum ama çok tepki vermek yok tamam mı"dedim. İkisini de gözleri fal taşı gibi açılmıştı. İkisi de hızla başını sallamıştı merak ettikleri çok belliydi.

"Mert benden hoşlanıyormuş ve bunu ınstagram'dan bana yazmış"dedim. İkisini de şaşkınlıkları yüzlerinden belli oluyordu.
Dilara"bunu neden bizden sakladın"dedi.
"Çünkü Çok utanmıştım bir daha söylediklerinin etkisindeydim"dedim.
İkisi de anladıklarını belli eder bir şekilde başlarını aşağı yukarı sallamışlardı.
"Peki kabul ettin mi"diye sordular.
"Bilmiyorum daha cevap vermedim"dedim.
Pelin"ben zaten ilk başta anlamıştım sana olan bakışlarından"dedi imzayla.
Pelin'e garipseyerek baktım "niye o kadar abartıyorsunuz"dedim.
Dilara"çünkü abartılacak bir konu Ececim"dedi alay eder bir şekilde.
Onlara kınayan gözlerle baktım. Biraz kırılmıştım çünkü bana ilk başta söz vermişlerdi.
"Ben yatmaya gidiyorum"dedim. Söylediğime pişman olmuştum.
İkisi de aynı anda kolumdan tuttular. Ve geri çekip sıkıca sarıldılar sanırım kırıldığımı anlamışlardı.
Dilara"bu kadar tepki vermemeliydik özür dileriz"dedi.
Pelin"seni çok seviyoruz özür dileriz"dedi. Gülümsedim ne kadar bazen gıcık olsalarda en azından değerimi biliyorlardı.
"Ben de sizi çok seviyorum"dedim. Üçümüz birlikte sıkıca sarıldıktan sonra sabah okul olduğunu hatırlatıp uyumamız gerektiğini söyledim. Onlar da bana hak verdi. Hepimiz odalarımıza gitmiştik. Ben biraz daha telefona bakıp biri mesaj atmış mıdır acaba diye baktım bir şey göremeyince telefonu yastığımın altına koyup uyudum İnşallah yarın güzel geçerdi.

Selamm 2. bölüm nasıl buldunuzz?

Sizce Ece Mert'in isteğini kabul etmeli mi?

Bana ne gibi şeyler önerirsiniz?

Okumasını istediğiniz arkadaşınız varsa onu da buraya etiketleyebilirsiniz.


YILDIZLAR GEÇİDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin