Bin altmış bir kilometre uzak şehire taşındığıma inanamıyorum yaklaşık yarım saat önce çay yapraklarının kokusu gelmeye başlamıştı ayrıca garip bir koku daha kokuyordu kötü bi kökü ama tanıdık ah olamaz
Ter
Oldum olası nefret ettiğim şey ve bi dakika ben şuan yanımdaki erkeğin ter kokusunu koklamak zorunda mıyım "pardon camı açar mısınız ter kokuyor da"ya bu çocuk sağır mı "pardon camı açar mısınız"of kahretsin bı bela daha "hey sağır falan mısın sen" bana bakan iki kehribar gözle karşılaşınca yutkundum "sağır falan değilim ama galiba siz körsünüz"bana mı dedi onu bana he " ben kör olmak"hemen bi cadı kahkahası patlattım ve konuşmama devam ettim" size bu yanlış düşünceyi aklınıza getiren şey nedir bayım" bı dakika az önce bana kör diyen birine Kibar mı konuştum yanlış mı duydum "ov hanımefendi şöyle benim kulağımda kulaklığım varken bunu söylemeniz bu düşünceyi aklıma soktu" of yine laf sokuldu bana "ben şey- ben ö-" ben bundan özür mü diliyeceğim haha baya komik "ne diyeceksen de artık ahma- yani hanımefendi" bu benim niye hoşuma gitti "ben özür dilerim bayım,sizin kulaklığınızı görmemişim" ben kibar konuşur muydum ya "ne özürü benim suçum hanımefendi" çok kibar şuan erimek üzereyim "ş-şey camı açar mısınız diyecektim bayım" of hayır bu kibar adam ter kokamaz değil mi "ah tabi" onun kehribarlarına dalarken kulağıma eğilip "öndeki amca ayakkabı ve çorabını çıkarttı" dedi "NE-" diyemeden azımı eliyle kapattı birkaç saniye Hint dizisi gibi bakıştıktan sonra omuzlarımızı dikleştirip önümüze bakmaya başladık çocuk çok yakışıklı ve karizmatik ama kesin sevgilisi vardır kafama gelen futbol topu ile hayallerden kurtuldum ama baktım ki benim voleybol topum yanımdaki yakışıklının kafasına düşmüş kafamı inilti ile sıvazlarken "ah özür dilerim topumu alabilir miyim" dedik aynı anda sonra "aa ben sizi bir yerden tanıyorum demiştim sen bu sene yıldız oyuncu seçilen profesyonel voleybol oyuncusu Nilay Göktuğ'sun dimi yoksa ben onca kelimeyi boşa mı kullandım" beni tanıdığı için şaşkınlık içinde ona bakarken "e-evet o benim" diye bilmiştim oda aynen şöyle söyledi "ben senin hayranınım fotoğraf çekelim mı"dedi.Ekran fotoğrafı herkesten değişik olan tek insan diyebilirim o yüzden bende benim hayranım olduğunu yeni anladım"aa sende o'sun dimi,adı neydi,isim hafızam kötüdür,bi saniye bulacağ-" demeden sözümü kesip"ben Ahmet Efe Uygar" diyip elini sıkışmak için uzattı ben ise karşılık verip elini sıktım sonra sohbet muhabbet derken benim yeni memleketim yani Rize'ye ulaştık ve bizim dağ evine giden patikanın önünde durdu Ahmet'e dönüp "görüşürüz" dedim kehribarları ışıldadı ve "bende burada iniyorum" dedi ona dönüp "nasıl yani dedim "bı kızla ev arkadaşı olacağım söylenmişti şansa bak ki o sensin"dedi kalbimde horon tepiyorlar tabi yüzüme vurmadan " aa çok mutlu oldum" dedim önüme döndüm kapıdan içeri giricem benim ve kendi valizlerini alıp merdivenden yukarı çıkarttı
"Analar neler doğurmuş"
Dedim kendi kendime ve karizmatik gülme sesi tüm moralimi altüst etti bı dakika ben az önce sesli mı söyledim onu, ah olamaz kanepenin üstündeki kırlentle suratımı kapattım ama o gülmeye devam ediyordu sebepsiz yere bu beni sırıtırıyordu ayrıca hoşuma da gidiyordu aman banane havasızlıktan boğulmak üzere iken beni kurtaran iki çift kehribar göz...💗Not: Arkadaşlar bu benim ilk ♥️bölümüm güzel veya güzel ❣️💜olmayan şeyleri yorumlarda 🖤belirtirseniz çok sevinir ve 💙🤍onların üzerine daha çok iyi 🤎olmaya çalışırım hepinizi 💖💝öpüyorum muahhhhhhh 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★ BİR ÇAY MESELESİ ★
Teen FictionHikaye profesyonel voleybol oyuncusu olan Nilay'ın Karadeniz'e gitmesiyle başlıyor otobüste yanına oturan çocukla kavga kıyamet geldiği Karadeniz'de ne yaşıyacak?, Nilay acaba günleri iyi mi geçecek?, Nilay'ın günleri kötü mü geçecek?, oda arkadaş...