3

259 28 41
                                    

süre bittiğinde çalan düdükle olduğum yerde sevinçle zıplamıştım.

tribünden gelen tezahürata katılan kızlarla birlikte heyecanla elimdeki ponponları sallamıştım ve kazandığımız için hazırladığım koreografiyi başlatmıştım. bizim her hareketimizde daha da artan tezahüratla karşı takımın hem taraftarları hem de takımı bozulmuş ifadelerle salonu terk ediyorlardı.

dansın bitimine doğru beden eğitimi hocası bay jeon benim yanıma gelip ponponlarımdan birini alıp "bu resmen GERÇEK FİNALDİ." diye ponponu havaya kaldırıp bağırdığında hepimiz kahkaha atmıştık.

dansımız bittiğinde kaybeden takım eşyalarını alıp soyunma odasına ilerlediğinde bizimkiler de takımca fotoğraf çekiliyorlardı. bay jeon elime ponponumu tutuşturup gittiğinde birkaç kez takım fotoğraf çekilmişken bizi de çağırmışlardı.

eunchae kolumu tutup beni çektiğinde bizim takımla basket takımından birkaç kişi karışık bir şekilde öne çökmüştü. eunchae yunjin'in yanına girince beni de diğer yanına almıştı. sol tarafıma gelen kişiyle biraz sıkıştığımda soluma dönmüştüm.

riki gülümseyerek bana baktığında hemen önüme dönmüştüm. şu an utançtan kulaklarım kızarmaya yer arıyordu zaten umarım beni utandırmazdı.

"niye görmezden geliyorsun beni?"

kaşlarımı çatıp ona dönmüştüm. her gün sınıf arkadaşlarım bana böyle mesajlar atmıyordu nasıl bir tepki vermemi bekliyordu ki?

"affedersin ama taşşak geçiyorsun benimle çünkü? az önce dans ederken yaptığına bak."

"eğer böyle yapmasam beni fark edecek miydin? sadece birer lise arkadaşı kalacaktık."

sessiz kaldığımda "ben de öyle düşünmüştüm." diyip önüne dönmüştü.

"KİMCHİ~"

bizim fotoğrafımızı çeken alt sınıflardan biri bağırdığında kameraya bakıp gülümsemiştim.

fotoğraf çekimi bittiğinde riki'ye döndüğümde o çoktan bana bakıyordu.

"çok klişe davranıyorsun."

"anlamadım?"

"şortumdan kumaş çalmışlar falan?"

buna gülüp sırıtarak konuşmaya girmişti.

"klişeler hep doğrudur. bir şey giymeseydin de aynı olurdu-"

"sunoo biz kaçıyoruz bir işimiz var."

shuhua soojin'nin koluna girip bana baktığında onları yalnız bırakmam gerektiğinin farkındalığıyla sadece kafa sallamıştım.

yunjin ve eunchae'nin ise ne zaman gittiğini bilemesem de bizi yalnız bırakmak için yaptıklarını biliyordum. riki'ye döndüğümde son dediği aklıma geldiğinde kaşlarımı çatıp kollarımı önümde birleştirmiştim.

"abartma keko musun?"

"senin için keko da oluruz güzellik."

söylediği şeyin ardından göz kırpmasına kahkaha attığımda onu terslememe alışmış olacaktı ki gülmemi asla beklemediğinden şaşırmış bi ifadeyle bana bakmıştı.

"ben az önce seni güldürdüm mü?"

"sanki her gün konuşuyorduk riki. duvar değilim ben eğlendiğimde gülebiliyorum."

"yıllardır peşindeyim o zaman da mı duvar değildin."

bu sefer şaşıran ben olduğumda o da yine göz kırparak beni heyecanlandırmıştı.

ikimiz de benchlerin olduğu yere gidip ben ponponlarımı alırken o da çantasını almıştı. boynuna havlu attığında fark etmiştim. saçları terden birbirine yapışmıştı.

o soyunma odasına giderken ben de dışarıya yönelmiştim.

"neden soyunma odasına gelmiyorsun? sen de terlisin."

"bazı erkekler yüzünden rahatsız oluyorum. okulda ponpon dansı yapabiliyorum rahatça kimse bir şey demiyor ama aynısı soyunma odasında geçerli olmuyor. sen bile-"

"ben dikkat çekmek için yapmıştım rahatsız ediyorsan yapmam."

ellerimi reddedercesine sallayıp "hayır hayır-yani..." bir şey diyemeyip elimi enseme atmıştım. 

"tamam yanlış anlamadım sakin ol."

"sırıtıyorsun ama."

"hoşuma gitti benden rahatsız olmaman yalan mı söyleyeyim."

sessiz kalmama karşı gülerek konuşmuştu.

"tamam tamam cevap vermeni beklemiyorum. benimle gel istersen bir şey olmaz."

"tamam ama boş kabin yoksa çıkarım."

"tamam bebeğim." göz kırpıp beni belimden önüne çekmiş ve soyunma odasına yönlendirmişti.

galiba ona hareketlerinin rahatsız etmediğini söylemekle çok büyük bir hata yapmıştım.

cheer leader, sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin