flashback
kaza günüFelix kaza anını görmesiyle hâlâ etkisinden çıkamıyordu sonrasında olanlar ise ışık hızındaydı sanki.
Ambulansın gelmesi hastaneye gitmeleri arkadaşlarının abisinin gelmesi her şey sanki çok hızlıydı yada o ne hissettiğini bilmiyordu.
Yere çökmüş bir şekilde karşısındaki duvara bakıyordu göz yaşları akmıyordu bile ağlamaktan başı ağrıyor, Jeongin'e bir şey olur mu endişesiyle kalbininin sıkıştığını hissediyordu.
"Felix..." Hyunjin kardeşinin yanına eğilmişti. Felix'in bitmiş durumu onunda canını yakıyordu.
"Benim suçum hyung benim suçum, onu o kadar acele ettirmeseydim o hızda gelmeyecekti..." Sesi o kadar hırıltılı çıkıyordu ki ağlamaktan dolayı kelimeleri sanki boğazına düğüm oluyordu.
"Hayır bebeğim senin suçun yok lütfen yapma bunu kendine." Kocaman sarılmıştı kardeşine. İkiside hastanelerden ve bu ameliyat girişinden nefret ediyorlardı.
Anne ve babalarını son defa burdan çıkarken görmüşlerdi. O zamandır onlar için nefret yeriydi bu yer.
Açılan ameliyathanenin kapısıyla hepsi oraya dönmüştü. "Kim Jeongin'in ailesi?" Seungmin hemen ayağı kalkmış doktorun yanına gitmişti.
"Kardeşiyim ben, o iyi mi?"
"Kafa tasında çatlak oluşmuştu ama çok büyük bir şey değildi hallettik ama bu ilerki zamanlarda ne gösterir bilemeyiz. Şimdilik göz altında tutacağız ailenize haber verin isterseniz." Doktor uzaklaşırken Felix duyduklarıyla göz yaşlarını akıtmıştı. Minho, Seungmin'e sarılmış sakinleştirmeye çalışıyordu diğer yanda ise Jisung ve Hyunjin, Felix'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
Bir süre sonra Jeongin odaya alınmış ve yanına Felix hariç herkes beşer dakika girmişti.
"Felix girmeyecek misin?" Demişti Seungmin. Felix ise onun yüzüne bile zor bakıyordu.
"Onun sana daha çok ihtiyacı var Felix, yanında olduğunu bilmeli. Hadi bebeğim gir yanına." Seungmin arkadaşına kocaman sarılmıştı. Felix'i asla bu olayın suçlusu olarak tutacak biri değildi.
Felix hemşireler sayesinde üzerine giymesi gerekenleri girmiş ve Jeongin'in yanına gitmişti.
"Hyung..." Çatallı sesi ağlamasının bir belirtisiydi. "Özür dilerim... senden o kadar özür dilerim ki. Lütfen uyanınca beni affet olur mu? Seni çok seviyorum Jeongin. Hayallerimizi unutma, yapacaklarımızı unutma en önemlisi beni unutma olur mu? Beni bırakıp gitmeyide aklının ucundan geçirme." Daha içinde söyleyecek bir sürü şey vardı ama ağlaması ve dakikasının dolması engel olmuştu ona.
Çıkarken son kez fısıldamıştı Jeongin'e belki son kez ona sevdiğini söylemişti.
flashback end.
"Felix, uyan bebeğim." Hyunjin kardeşinden gelen sesle odaya girmişti. Kazadan beri ara sıra kabuslar görüp duruyordu.
"Hyung..." Gözlerini birden açmış ve nefes nefese korkudan, ağlamaktan kısılmış sesiyle abisine sarılmıştı.
"İyi misin?" Felix abisinden ayrılmış ve yaş dolu gözlerini silmişti.
"Hmm, iyiyim. Yine kabuslar işte hiç geçmiyor..." Derin bir nefes çekip bırakmıştı. "Hyung... hiç mi hatırlamayacak beni, o güzel zamanlarımızı hiç mi hatırlamayacak? Ben eski Jeongin'i özlüyorum onu gördüğümde ona sarılmak, öpmek ve benim olduğunu bilmek istiyorum fakat o..." Sanki boğazına bir şey düğümlenmişti. "O başka kızlarla, erkeklerle yatıp kalkıyor sanki biz hiç bir şey yaşamadık. Ya hatırlarsa bir gün, o zaman ne olacak? Ben kendime bu yaptıklarını nasıl sindireyim ki? Midem hâlâ onu nasıl kaldırıyor onu da anlamıyorum."
Tekrardan sesi kırılmıştı ve gözleri dolmaya başlamıştı.
O zamandan bu zaman Felix için değişen pek bir şey olamıştı ne duygularında ne de hayatında.
Hyunjin kardeşinin elini tutmuş diğer eliylede saçlarını okşamıştı. "Bak Felix, sana ne desem boş bunu biliyorum ama ya ondan vaz geçeceksin kendini soğutacaksın yada tedavisi iyi sonuç verince her şeyi eskisi gibi olacak. Biliyorsun hatırlaması imkansız da olabilir. Beni, Chan'i ve Minho'yu da hatırlamadı ve hâlâ bizle olan şeyleri hatırlamıyor. Belki seni hatırlarsa bu yaptıkları ona da iğrenç gelecek bilemiyorum. Fakat ne olursa olsun yanında biz varız ve sende bir yerden sonra hayatına bakmayı öğreneceksin. Karşına belki öyle biri çıkacak ki Jeongin'i sana unutturacak bunu bilemeyiz ama şunu unutma ben her daim senin yanındayım. Sığınacağın bir liman var burda."
Felix abisine sarılmış ve bir sürü teşekkür etmişti. Hyunjin'in dedikleri canını yakmıyor muydu tabi ki yakıyordu ama haklıydı sonuna kadar haklıydı.
Boğaz temizleme sesini duyduğunda ikili kapıda Chan'a bakmıştı.
"Ama siz beni unutuyorsunuz. Benim de her zaman burda olduğumu hatırlar mısınız lütfen?!" Chan tripli konuşarak odaya adımlamış ve Felix'in yanına oturmuştu.
Felix göz yaşlarını silerek gülmüştü. Çocukların hepsi her zaman Felix'in yanındaydı ama bir noktada Felix'in durumunu en iyi bilen Chan ve Hyunjin'di. Gece ağlamaları, yemekten kesilmeleri, kabusları, gece yarıları bayılmaları ve fenalaşmaları bunların çoğunu çocuklar bilmiyordu.
"Hyung..." Felix büzdüğü dudakla Chan'a da sarılmıştı bu ikili ona gerçekten iyi geliyordu.
"Bir şey diyeceğim." Felix burnunu çekmiş ve kurbağa gibi şişmiş gözleriyle karşısındaki ikiliye bakıyordu.
"Sıcak süt mü içsek?"
•
selaammnasilsiniizz???
bolumm hiic istedigim gibi olmadi ki kitap hic hayal ettigim gibi gitmiyor, olmuyor ama zorluyorum!
umarim seversiniz
su an yazip direkt attigim icin hata var mi bilmiyorum cunku duzeltmek zor geldi😕sizi seviyorum kendinize kocaman iyi bakin
optum kocamannn⭐️🩷spider'a da ne zaman bolum gelir bilmiyorum bolum gelmeyi birakin her an kaldirada bilirim🤫
HER NEYSE
bye.