Jisoo'dan
Yavaşça gözlerimi açmıştım. Nerede olduğumu anlamak için hareketlendiğimde bir kadın benim hemen yanıma gelip durdurmuştu. Bu kadın da neyin nesiydi hemen kadından kurtulup geri çekildim. Kadın sürekli bana gülümseyerek yaklaşmaya çalışıyordu.
"Hanımefendi iyi misiniz? Başınız yada bir yeriniz ağrıyor mu?"
Cevap vermedim. Tek istediğim nerede olduğum ve şu rahatsız edici yerden kurtulmaktı ha birde başımda dikilen kadından
"Anladım cevap vermeyeceksin anlaşılan"
Bunu sonunda anlamıştı çok şükür geriye doğru yattım. O kadında bunu fark edince sevindi ve yerine oturdu. Kadın eline telefonunu aldı ve birisini aradı. Kiminle konuşuyor ki azıcık dinlemekten zarar gelmez herhalde iyice yattım ve dinlemeye başladım. Ne o birisine benim uyandığımı mı söylüyor. Yoksa Kuzey Kore askerleri beni buldu mu? Eğer öyleyse hemen buradan kaçmalıyım hangi gerizekalı beni kurtardı ki en son bunlar beni bırakıp gitmemiş miydi? Aha o kadın da geliyor.
"Madem konuşmayacaksınız o zaman ben kendimi tanıtayım"
"Ben Kim Jennie 26 yaşımdayım askeriyede doktorluk yapıyorum"
Doktorluk mu annem de hep benim doktor olmamı isterdi. Ben okuyamadım ama seni ne olursa olsun okutacağım derdi kadına ilk defa özenerek baktım kendisi çok güzeldi güzel bir mesleği vardı belki de mutlu bir ailesi benim ise hiçbir şeyim yoktu ne bir güzelliğim ne bir mesleğim elimde var olan tek ailem ise ellerimin arasından kayıp gitmişti. Gözlerimin dolduğunu hissettim ama hemen kendimi toparladım güçsüz olamazdım. Bir anda kapı açıldı içeri giren kişi birisini arıyor gibiydi gözleri beni bulunca durdu o sırada kadın konuşmaya başladı.
"Komutanım hoş geldiniz"
Kendisi komutan mıydı? Daha çok korkmaya başladım. Kaçtığım için beni öldürecek miydi? Fakat gözüm üstüne giydiği askeri üniformasındaki bayrağa takıldı Güney Kore bayrağı mıydı o evet evet Güney Kore bayrağıydı o bu da demek oluyor ki ben şuan Güney Kore'deyim ama beni kim kurtarmıştı ki içeri giren adam kadına cevap verdi
"Hoş buldum"
"Komutanım benim bir işim var çıkmak zorundayım malum biliyorsunuz kızım şuan okuldan çıkmıştır"
"Tamam görüşürüz o zaman"
Kadın odadan çıkmıştı. Adam yanıma yaklaşmaya başladı. Gelme üzerime katil hemen gözlerimi kapattım. Bir anda ayak sesleri kesildi. Gözlerimi de açamıyordum meraktan da çatlıyacaktım. Kısa sessizlikten sonra kapı sesi duydum. Gitmişti herhalde bende yavaş yavaş gözlerimi açtım. Açar açmaz gördüğüm çift göz beni korkutmuştu o ise gözlerimi açtığımı görünce sırıtmaya başladı
"Uyumadığını biliyordum koskoca Üsteğmen Kim Taehyung'u kandırabileceğini mi zannettin Kim Jisoo"
Egoist hem benim adımı da nereden biliyor
"Sen benim adımı da nereden biliyorsun"
Yine sırıtmaya başladı, ne sırıtıyorsun *biiiiip diyeceksin aslında ama hanımefendiliğimi bozamam
"Kim Jisoo ben koskoca Üsteğmen Kim Taehyung'um diyorum bana adımı nereden biliyorsun diyorsun benim ulaşamayacağım hiçbir şey yok"
Egonu yesinler tamam anladık koskoca Üsteğmen Kim Taehyung'sun birden içeriye "ah kolum" diye sızlanan birisi girdi
"Lan Jungkook senin ne işin var burada"
"Şey komutanım Jimin'le şakalaşıyorduk ufak bir kaza oldu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AUTUMN'S GİRL | VSOO
FanfictionAilesiyle birlikte Kuzey Kore'den kaçmaya çalışan genç kadın başına geleceklerinden habersizdi.