Söz

166 8 3
                                    

"Benim karım olduğun sürece kimse canını yakamıyıcak "

Eve geçince yorgun olduğum için direk odama geçip uyumuştum. Bu sabah her zamankinden biraz daha erken uyandım , malum bugün söz kesilicekti. Alarmın rahatsız edici sesi ile gözlerimi araladım, komidinin üzerindeki telefonu alıp alarmı kapattım. Yatağımdan oyalanmadan kalkıp elimi yüzümü yıkadım , üzerime rastgele bir elbise alıp çıktım . Aşağı inince herkesin bir telaş içinde olduğunu gördüm . Hazırlıklar şimdiden başlamış gibiydi . Kahvaltı da benle konuşmaya çalışan aileme kısa cevaplar verip kırgınlığımı belli ediyordum . Kahvaltı bitince evdeki erkekler yavaş yavaş kalkıp işe gittiler . Yengem , ben ve Rojda masada tek kalmışken yengem lafa girip
-" bu gün çok işimiz var , Dilan senin tek işin akşam için hazır olmak , Rojda sende Dilan' a yardım edicen. " Diyerek bize bakınca Rojda -" tamam abla biz hallederiz " dedi . Benden cevap bekleyen yengeme bakıp
-" hazırlanmak için henüz erken değil mi ?" Dedim fakat sorduğum soru ile yengem ve Rojda -" geç bile " diyince pes eder gibi
-" tamam " dedim. Yengem ev hazırlıklarını kolayca üstlenen bilirdi çünkü evde yeterince çalışan vardı . Odama çıkıp ne yapacam diye düşünürken kapımın tıklatılması ile oraya dönüp -" gel " dedim . İçeri giren Rojda' ya bakıp iç çektim mülayim bir sesle -" gelin bohçası göndermiş abim " diyerek odaya girdi . Elindeki beyaz gelin bohçasına bakıp affaladım. Rojda bohçayı yatağa bırakıp bana baktı -" ee açmıyor musun ?" Diye sorunca yatağa oturdum. İçindeki şeyleri bende merak ediyordum çünkü . Rojda' da yanıma oturunca bohçanın kurdelesini yavaşca açtım kırmızı kurdelesi kenara düşünce bohçanın içini açıp , içindekileri çıkarmaya başladım . İlk çıkan şeyle şaşırdım . Aşiret gelinlerine yönelik bir sürü altın vardı .
-" Ne gerek vardı ?" Sorumla Rojda
-" bana da anlamsız geliyor ama bilirsin işte adetler " dedi .
Haklıydı. Daha içinde birçok yöresel kıyafetler , takılar ayakkabılar falan ile dolmuş bir bohçaydı. Bohçayı bir kenara özenle koyup Rojda' ya döndüm -" ne yapmam gerekiyor " dedim . Ne yapmalıyım Cidden bilmiyordum . Rojda gülümseyerek kalkıp yanıma geldi . -"Elbisen birazdan gelir ve ayrıca makyaj ve saç için de işini iyi yapan birileri gelecek " . Diyerek içime su serpti . Kafamı onaylar şekilde sallayarak yatağa geri oturdum . Rojda' da yanıma oturunca ona döndüm -" bana kızgın mısın " diyen Rojda' ya ciddi misin bakışlarımı attım . Daha sonra -" senin hatan degil , asıl suçlu benim kendi ailem olan oldu artık vicdan azabı çekme bence " dedim sıkıntılı bir şekilde bana bakıp sadece kafa salladı. Bir kaç dakika sonra odaya giren çalışanlar ile hazırlanmaya başladım. Bir yandan saç bir yandan makyaj yapılırken zaman çok hızlı geçmişti . Son olarak getirilen altınlardan bir kaç burma ile altın bilezik taktım , bir tane de altın kolye takınca hazırlanma faslı bitmişti. Boy aynasından kendime baktım . Kırmızı saten elbisem ayaklarıma kadar gelirken siyah topuklu ayakkabım ile kombinlenmiş ti. Uzun kumral saçlarımı da alt kısımlarını dalgalandırmış ,üst kısmını iki taraftan bir tutam alıp arkada çok zarif bir toka ile toplanmıştı. Makyajım kahve , kırmızı tonları ile elbisem ile gayet uyumlu olmuştu .
Ben kendimi süzme ye devam ederken Rojda arkama geçip -" çok güzel oldun " dedi masumca çıkan sesi ile bu sefer ona sürat asmayarak -" sağol " dedim . Yengemin çağırması ile aşağı indim aşağısı baya hazırdı. Bi tek soyoğulları ' nın gelmesi kalmıştı . Yani Aram'ların biz onları beklerken yengem durgun halimden şikayet etmekle meşguldü . Yengem söylenmeye devam ederken bir koruma gelip
-" hanım ağam misafirler gelmiştir, Berzan ağam hazır olsun demiştir " dedi ve çıktı . Kapıda beklemeye başladım . İçimde tuhaf bir heyecan vardı . Kapıda beklerken kapının çalması ile kapıyı açtım .
Asıl şimdi başlıyordu.
Aram kapı da elinde kırmızı büyük bir gül buketi ile duruyordu. Gül haddinden büyüktü . Gözlerimi çiçekten ayırıp Aram' a baktım siyah takımlar Yakışmakla kalmamış resmen onun için yapılmış gibiydi . Karizmatik görünüyordu . Oda beni izlediği için utana sıkıla kapıyı ardına kadar açıp kenara çekildim. Aram kapının önünde dikilmeye devam ederken arkada çağıl -" ıhım canım kuzenim hadisene " diyjnce gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Aram kendine yeni gelmiş olucak ki içeri girip gülleri elime verdi . Gülleri kibarca alıp teşekkür ettim . Aram ilerlerken gelen her bir misafiri karşıladım. En son çağıl gelince elini uzattı kafa tokuşturmak isteyince ona ayak uydurdum bı an kulağıma eğilerek -" yenge hanım kuzenime yazık dibi düştü , maşallah" dedi . Dediği şeyle gülümsemeden edemedim . Oda içeri girince kapıyı kapattım. Herkes otururken bende bir köşede oturmuş onları dinliyordum . Ben hariç herkes gülerek sohbet ediyordu. Zaman ilerleyince artık kahve hazırlamam gerekiyordu . Rojda ile gidip kahve hazırlamaya başladık . Bütün kahveleri sayılı yapınca tepsiye dizdim . Gitmek için elime alıcaktım  ki -" ee tuz abime mi kıyamıyorsun " diyen Rojda ile yerimde durdum -" yok ne alaka valla ondan değil saçma geliyor" dedim Rojda kınayan bakışlar atıp -" tuzsuz olmaz " dedi . Hızla tepsiyi elimden aldı ve tuzluğu elime tutuşturdu. Ona şaşkın şaşkın bakarken kahveyi işaret etti . Tuzluğun kapağını açıp kahveye boşaltınca Rojda kahkaha atıp -" o oha vur dedik öldürdün " diyince fazlaya kaçtığını fark edip bende gülmeye başladım . Gülmeyi bırakıp tepsiyi elime alınca derin bı nefes aldım Rojda destek olmak istercesine
-" yavaş yavaş yürü dökülmez merak etme " dedi . Kafamı sallayıp yürümeye başladım hemen arkamdan gelen Rojda bana cidden destek oldu bugün her konuda . Odaya girince herkes ssizleşti. Bu beni daha çok geriyordu. Kahveleri ilk büyüklerden başlayarak dağıtım. Aram'ın önünde durunca kahveye sıkıntılı bakışlar attı. Bana ölümcül bakışlarıyla baktıktan sonra kahveyi aldı . Sanki benim hatamdı. Neyse herkes kahvesini yudumlarken Aram sadece izliyordu. En son çağıl araya girerek -" Aram soğutma kuzen " diyerek dalga geçiyordu. Aram kahve fincanını eline alıp bana baktı yerimde sıkıntılı bir şekilde nefes verip ona baktım . Kahveden bir yudum alınca yüzünü buruşturup hızla su içti . Gülmek ile gülmemek arasında gidip gelirken sinirli olan Aram' a bakıp vazgeçtim . Çağıl başını iki yana salladı ve kahkaha attı. Herkes gülünce Aram daha çok sinirleniyordu.
Artık Baver ağa size girip -" hadi yüzükleri getirin"  diyince yengemin kaş göz işareti yapması ile ayağa kalktım . Aram' da ayağa kalkınca ne yapmalıyım bakışlarımı arama attım . Aram yan tarafını gösterince yanına gittim . Yüzükler bir tepside gelince elimizi uzattık . Yüzükleri takıp kırmızı kurdeleyi kestiler . Artık nişanlıydık .
Evde bunalınca Rojda bahçeye çıkarmayı teklif etti. Onu onaylayarak dışarı çıktık bahçede oturmuş gökyüzünü izlerken çağıl ve Aram geldi. Onlara dönünce çağıl' ın Rojda' ya kaş göz işareti yapması ile Rojda ile çağıl içeri bakma bahanesiyle gittiler . Aram yan tarafımda ayakta dururken ben onun aksine oturmuş onu izliyordum. Ellerini cebine koymuş gökyüzüne bakıyordu . Ona baktığımı hissetmiş olucak ki kafasını bana çevirdi. Ben kafamı hızla önüme eğdim. Sıkıntılı bir şekilde nefes veren aram'a tekrar bakınca hâlâ beni izliyordu. -" benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum " diyince kaşlarımı çattım. -" ne " dedim .
-" kahve diyorum , canıma kastın mı var " dedi sinirle.
-" ben istemedim ki tuz atmayı, valla Rojda zorladı " diyince sırıtarak -" bide kıyamazmış nişanlısına " diyince utançtan yanaklarım kızardı. -" Yo bana kalsa zehir koyardım de neyse " dedim gülümseyerek. Tek kaşını kaldırıp üzerime doğru eğilip yüzünü benim yüzümün hizasına getirdi . Yutkunup ona baktım -" kıymazsın sen bana fazla masumsun " dedi . Ve yanıma oturdu. Burukça gülümsedim -" ama bana kıydılar" dedim . Gözlerini kısarak bana baktı daha sonra -" senin gibiler için fazla acımasız bu dünya " dedi benim gibiler mi dediği şeyi kısık bir sesle tekrarladım -" benim gibiler " gülümseyerek bana baktı " evet senin gibiler , o yüzden kendinize iyi bir hayat arkadaşı seçmelisiniz " dedi alayla sulu gözlerle ona bakıp -" nasıl birileri " dedim kaşlarını hızla çatıp -" ulan sen ne edicen nasıl biri olduğunu ben varım ya " dedi . Dediği şey ile afalladım. Ve -" biliyorum ama yinede öğrenmek istiyorum bu hayatta güçlü olabilmek için hayat arkadaşımın nasıl biri olması gerekir onu merak ediyorum " dedim rahat bur tavır sergileyerek arkasına yaslandı. -" benim gibi " dediğinde artık gülüyordum . -" nasıl yani egolu, agresif biri mi ?" Diyince kaşlarını çattı -" egolu falan değilim Dilan " dedi . Göz devirerek önüme dönüp onun gibi sırtımı yaslandım.-" tamam , peki benim kocam nasıl biriymiş" dedim alayla gülerek bana döndü -" zamanla tanırsın kocanı" dedi . Başımı gökyüzüne doğru kaldırıp sesli bir şekilde nefes verdim . Aram -" al " dediğinde yönümü ona çevirdim -" yeni hattın " dedi elindeki hattı alıp -" bu ne için " dedim sinirle -" o çocuğun sana ulaşmaması gerekiyor. " Diyince Ayhan geldi aklıma kalbim sızlıyordu . Tekrar gökyüzüne bakıp -" sağol " dedim kısık bir sesle . İçli bir sesle -" katı biri gibi görünüyorsun ama değilsin , dediğim dedik birisin , merhamet içinde bir yerde gizli arada kendini belli etse de tekrar yok oluyor,güçlü ve sinirli sinde " dedim Aram bı an şaşırarak bana bakıp -" merhamet duygum bi sana  var dedi . " Kalbim hızla çarparken -" çünkü hayatımın diğer bir yarısı ,.. karım sın "dedi . Terlemeye başlayınca kalbimin ritmine  yetişemiyordum .karım kelimesine mi yoksa merhamet duygum bi sana mı demesine yanayım . Yanaklarım kıpkırmızı olmuşken ona baktım "- başka , bana Özel olan başka neyin var " dedim sorduğum soruyla kendime kızarken Aram sırıtarak -" senin karşında haddinden fazla sakin kalıyorum" dedi . Bu en sakin hali mi cidden diye düşünürken -" senin için daha bir çok özelliğim var karıcığım " dediğinde ayağa kalktım. Utangaçlık her yerimi sararken aram sadece gülüyordu . Boğazımı temizleyerek -" içeri bakayım ben " dedim ve bi adım atmıştım ki Aram kolumdan tutup beni kendine çekti gözlerimin içine bakıp -" benim karım olduğun sürece kimse canını yakamıyıcak " dedi . Uzun zaman sonra birinin bana destek çıkması ile içimdeki tüm birikmiş acılar tekrar gün yüzüne çıkınca gözlerim doldu . Onun bu tavırları hem rahatlatırken , hemde acı veriyordu . Aram ani bir hareketle beni göğsüne bastırıp bana sarıldı . Yaptığı şeye şaşırırken donup kaldım . Daha sonra ayrılıp çenemden tutarak -" hiç olmadığı kadar güvendesin" dedi . Gerçekten güvende hissettiriyordu . Kafamı sallayarak onu onayladım . Ondan gözlerimi almazken gülüp -" hadi içeri geçelim artık " dedi ve yürümeye başladı. Hayır burda seninle kalmak istiyorum diyemedim . Arkada öylece dururken bi an bana dönüp -" Dilan hadi " dedi yine soğuk çıkan sesi ile kaşlarımı çattım. Çok kıza sürdü ama yine odun haline geri döndü . Yürümeye başlayıp yanında durdum. Bileğimden tutarak eve doğru yürümeye başladı. Onu takip ederek ilerledim .

...






(Bölüm sonu )

Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin