Ayy aşırı gerginim umarım beğenirsiniz 🌸
-
Üzerimdeki rahatsız edici bakıştan kurtulmak için elimdeki karton bardakla oynuyordum.
Sabah onunla uyanmak hiç planlı bir şey değildi. Daha doğrusu şu ana kadar planlı giden bir şey olmadığıydı..
Dün gece
Tuğçe bara doğru adımladığında içinin iyice sıkıldığını fark etmişti. Arkadaşını kırmamak için gelmişti üniversitenin yeni dönem partisine.
Üç senedir bu üniversite okumasına rağmen bir kere olsun partiye gitmeyen Tuğçe bu sefer en yakın arkadaşını kıramadığı için düşmüştü kendi değimiyle 'kurtlar sofrasına'
Tuğçe bar sandalyesine oturup piste doğru baktığında yaşıtlarının çılgın dansları onu şaşırtıyordu kendi kendine nasıl bu kadar eğlenebildiklerini sormuştu.
Belki de kendisine sen eğlenmeyi bilmiyorsun kızım baksana çevrene dediğinde karşısına oturan adamı yeni fark etmişti.
Baştan aşağı süzdüğünde suratının tanıdık oluşu onu kampüste bir kaç kez gördüğünü hatırladı. Arkadaşlarıyla da gördüğünü hatırlayınca kim olduğunu çıkarmıştı.
"sıkıldın sanırım?" dedi karşısında adam sesinin kendisine hitap edişi Tuğçe'nin kulaklarını esir almıştı.
"sanırım, benlik olmadığını bir kez daha anladım" demişti karşısında ki adam onu duyabilmesi için yüksek söylemişti.
"Tuğçe'ydi değil mi?" Tuğçe kafasını sallayıp işaret parmağını uzattı aklına gelen isim onun olduğundan alkolün etkisi ile emin olamamıştı.
"Efe?" dediğinde adam da onun gibi başını sallamıştı.
Saatler onların birbirlerine olan konuşmaları arasında geçerken ikisinin de birbirine bakışı hayat tarzı bölümleri konuşulmuştu.
Efe hukuk fakültesi son sınıftaydı. Tuğçe ise radyo televizyon üçüncü sınıf.
Kampüsleri aynı olduğu için bir çok arkadaşları ortaktı bir kaç kez birlikte oturmuşlardı sadece.
Ama efenin hep ilgisini çekmişti Tuğçe. Kendinden emin oluşu, tavırları, konuşması derken ilk defa bu gece birbirleri ile birebir konuşma fırsatı bulmuşlardı.
Tuğçe içinse Efe her zaman karanlık bir tip gibi geliyordu. Kızları parmağında oynatan türlerden.
Sohbetlerinin daha da koyulaştığı zaman ikisinin de içindeki sönük ateşi yakan bir kıvılcım olmuştu.
Tuğçe eve gitmek için ayağa kalkmıştı. Babasının nöbette olduğu zamanlar evde olmamasını sevmediğini biliyordu.
Arkadaşına baktığında etrafında görememişti. Taksiye binip evine gitmesi gerekiyordu.
"ben gitsem iyi olur daha geçe kalmadan." dediğinde Efe'de onunla birlikte kalkmıştı.
"bırakabilirim istersen?" dediğinde Tuğçe gülümsemiş elini uzatmıştı.
"Okulda görüşürüz." dediğinde Efe elini sıkmıştı. Onu tekrar görmeyi kendine bile itiraf edemeyeceği şekilde bekliyordu.
"en azından kapıya kadar geleyim yani, ne olur ne olmaz." dediğinde Tuğçe şaşırmıştı.