KAZA

3K 32 17
                                    

MEDYA;Efile çarpan güzel arabamız KARA FIRTINA

İYİ OKUMLAR!

Efil Ada ÖZTÜRK GÖZÜNDEN

''Ulan anan seni benim başıma orospu ol diye mi doğurdu, benim namusumu mu kirleteceksin lan '' diyerek bilmem kaçıncı tekmesini atan babama karşı gelemedim. O kadar fazla vurmuştu parmağımı oynatacak güç bulamıyordum. Zar zor yine konuşmaya başladım. ''Baba okuldaydım. Çıktıktan sonra da işe geçtim. Saat geç ve kararınca sadece iş arkadaşım bıraktı beni l-lüt-tfen daha fazla v-vur-'' dememe kalmadan yine bağırdı. 

''Bırakmayacak ulan bırkmayacak sen benim başıma orospu oldun iyice ama bak ben sana ne yapıcam '' diyerek son tekmesini de vurup koltuğun üstünde ki telefona yöneldi. ''Sen benim namusumu kirletirsin ha iyi izle küçük orospu.'' dedi ve telefonda birkaç yere tıklayarak kulağına götürdü.

''Alo Selim, hani sen bana kızımı beğendiğini söylemiştin ve ona sormamı söylemiştin ya, Ha Efile sordum ben o da razı müsaitsenin yarın akşama bekliyoruz ''diyerek tek nefeste konuşan babama baktım. Cidden ne tanıdığım ne de sevmediğim bir adamla beni evlendirecek miydi? Bunu bana yapacak mıydı ? Babam ise aldığı olumlu yanıtla telefonu kapattı ve yanıma geldi. Kazağımdan tutarak evin alt katında bodrum olarak kullandığımız odaya geldi. Ve anahtarla kapısını açıp beni içeri adeta fırlattı. 

''Bana bak küçük orospu yarın akşama kadar burdan çıkmayacaksın. Onlar gelmeden 1 saat önce seni açıp hazırlanman için çıkarıcam . Ve o zamana adar da ne yemek ne de su olacak. ''dedi ve cevabımı beklemeden kapıyı kitleyip gitti. 

Ardından 5 dakika bile geçmeden kapı kilidi açıldı ve elindeki ilk yardım malzemelerini bana atıp. tekrar gitti. Ben ise her zaman ki gibi yine yaralarımı kendim sardı. 


Odada ki küçük camdan anladığım kadarıyla nerdeyse akşam olmak üzereydi ve misairler de 1 saate kalmaz gelirlerdi. Camdan bakarken kilit sesi duymamla ayağa yavaşça kalktım. Babam ise her zaman ki gibi yüzüme  bile bakmadan konuştu. ''1 saate burda olurlar sana kıyafet aldım. Kalk ve giy onları birazda makyaj yap ta şu tipin az düzelsin. '' dedive arkasını dönüp gitti. Ben ise arkasından göz devirerek odama ilerledim. 

Aldığı elbiseye ve ayakkabılara baktım. Giyinmeyecektim. Çünkü kaçacaktım. Okulda tek arkadaşım olan ve babası polis olan Emire söyleyip karakola gidecektim. Sonra da yüzümde ki ve vücudumda ki bütün morlukları yaraları gösterecektim. Gerekirse tekrar bu eve gelir kanıt toplar yine giderdim ama asla evlenmeyecektim. Dışaırda ne kadar asi sert ve soğuk görünsem de babama karşı asla karşı çıkamıyordum. Bunun tek nedeni ise Kardeşim. Babaanemde kalan ve babamın istediği zaman ulaşabilecek olan kardeşim. Tabi önce emire söyleyip babasının kardeşimi alması lazımdı. 

Hızla gardrobum'un üstünde her zaman sakladığım ve ilk maaşımla aldığım küçük 2. el Samsung telefonumu aldım ve oradan Emire mesaj yazdım. Babam duyabilir korkusuyla arayamıyordum. Hızla banyoya girip üstüme siyah eşorfman takımımı ve beyaz Nike ayakkabılarımı giyip hızla Emire yazdım. Ardından da yine odama giderek sırt çantama gerekli olan her şeyi Koydum. Hava o kadar soğuk da değildi. Hızlı ama sessizce odamın kapısını açıp salona göz attım. Babam elinde küçük bira şişesini televizyona bakarak yudumluyordu. 

Sessizce çantamı ve telefonu alarak mutfağa ilerledim. Kapıdan çıkamazdım çok ses olurdu. Ve misafirler de gelemeden hızla gitmeliydim. Mutfağın küçük ama benim sığabileceğim olan pencereden önce ilk çantamı attım. Allahtan 1. kattaydık ve maksimum 3 metre vardı. hızla bende kendimi aşağıya attım. Ve sessizce ve dikkat çekmeden atmanın mutluluğuyla koşmaya başladım. Bir yandan da eşorfmanın cebninden telefonu çıkarmaya çalışıyordum. Ana caddeye çıktığımda ise ayrı bir sevinmiştim.

ÜVEY BABALARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin