2 anlamsız özür ve tartışma

2 1 0
                                    

Yola çıkalı 2 saat olmuştu, Jisung hala uyanmamıştı. Arada onu kontrol ediyorum ve o kadar tatlı duruyor ki! Ona neden böyle yaklaştığımı bilmiyorum. Normalde önüme gelene kızan biriydim ama Jisung'u ilk gördüğümde bile ona kızamamıştım. Bana bir şeyler yapıyor ve ben bunu tarif edemiyorum. Ona zarar gelsin istemiyorum, Ona kızmak istemiyorum, onu mutlu görmek istiyorum, yanımda kalsın istiyorum. Jisung tanıdığım en tatlı, en güzel, en mükemmel ve en bebek kişi.

Bunları düşünürken Jisung'un sesleri gelmesiyle aynadan Jisung'a baktım. Yeni uyanmış yüzüyle etrafa bakıp nerde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tatlı yüzünü inceledim, gözlerimiz buluşunca gülümseyerek konuştu.

"Ne kadardır uyuyorum?..."

"Çok olmadı, 2 saattir uyuyorsun. Çok kalmadı. 2 saate varırız." Bende gülümsedim onun gülüşüne karşı. O gözlerini ovarken bende önüme döndüm. Acıkmış mıydı acaba?

"Jisung"

"Efendim Minho hyung?"

Hyung.

"Yemek almaya girelim mi? Sen acıkmışsındır. Bende acıktım hem, ne dersin?"

"Olabilir... sende acıktıysan."

"Tamam o zaman" yandaki markete doğru sürdüm. Marketin yanına geldiğimde arabayı durdurdum. Park edip kapımı açtım. Jisung'a baktığımda hala arabadaydı. Gülümseyip kapıyı açtım.

"Şey ben gelmese-"

Jisung'u yanıma çekip kapıyı kapattım. Bana çarpan bedeniyle hemen geri çekildi.

"Ben özür dilerim." Dedi başını eğerken. Her an yiyebilirim şuan Jisung'u.

"Seni her an yiyebilirim."

Siktir.

"Ne?"

Bunu söyleyemem gerekiyordu!

"Yani.... çok tatlısın o yüzden söyledim! Yanlış anlama lütfen."

"Ah, neden yanlış anlayayım?" Dedi. Başını yere eğdi, utandığı çok belliydi. Şimdi onu cidden yemek istiyorum.

"Bu anı unutalım bence. Şimdi hadi markete."

"Peki hyung"

Markete girip bir şeyler almaya başladık. Ben istediğim yere giderken Jisung'u da peşimden sürüklüyordum. 

"Jisung, sen istediğin şeyleri al kasada buluşuruz, hm?"

"Yok hyung. Benim canım bir şey çekmiyor."

Mr. KillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin