6 Ay Sonra
Alaz havalimanından çıktığında rahat bir nefes aldı. Bir süre diye düşündü, bir süre havalimanının yakınından bile geçmek istemiyorum, uçağa binmek istemiyorum. İngiltere'de geçirdiği iki sene boyunca o kadar çok havalimanında bulunmuştu ki, uzun bir süre İstanbul'dan ayrılmak istemiyordu. Kısa bir süreliğine gideceğim, oradaki şirkete çeki düzen vereceğim, kafamı toplayıp döneceğim diye çıktığı İngiltere macerası neredeyse 2 sene sürmüştü. Hep dönmek istemiş ama bir türlü dönememişti. Kaç kere döneceğim, bu son gidişim demişti ama hep kendini tekrar havalimanında, uçağa binerken bulmuştu. İngiltere'de bulunan şirketlerinde çıkan problemler ve birinin oradaki işleri düzenlemesi gerekliliği sonucu bir an bile düşünmeden gitmişti Alaz. Zaten gitmek istiyordu, bir süredir kalmak, kızına ve Asi'ye bu kadar yakınken onlardan uzak olmak çok zor geliyordu. Eğer giderse, geceleri Asi'nin kapısında uyuyamazdı, Ece'yi özlediğini söyleyerek haftanın 4 günü Asi'de kalmaya çalışamazdı, uzak durmak zorunda kalırdı. Asi'nin de ondan isteği buydu zaten, ayrılmışlardı ve sürekli yan yana olmamalılardı. Bunu söyleyip durmuştu Alaz'a. Yine de Alaz'ın gideceğini öğrendiğinde "Gitme." Demişti. "Ece seni özler, kokunu arar." Alaz ise Asi'nin kokusunu, onu öpmeyi, güldürmeyi özlüyordu. Ece'yi de özlüyordu, kızı sürekli burnunda tütüyordu ama yapamıyordu. Çok acı çekiyordu artık, Asi onu bırakmıştı ve hayatına devam ediyordu. Biliyordu, yanlıştı, kızı için kalmalıydı ama dayanamıyordu. "Ben de seni özlüyorum Asi, kokunu arıyorum." Dedi. Derin bir nefes aldı. "Kısa süreliğine gideceğim zaten, işleri düzene sokup döneceğim. Sık sık da gelirim. Siz de gelirsiniz, Ece'yi getirirsin, gezeriz üçümüz." Asi'nin gözlerinin içine bakarak konuşuyordu. "Hem, hem biraz uzaklaşmam lazım. Son olanlardan sonra biraz kafamı toparlamalıyım." Demişti ve o gece Asi de kalmıştı. Kızlarını ortaya alarak üçü beraber uyumuşlardı. Ertesi gün gitmişti Alaz. Kısa sürecekti, işleri toparlayıp kızına dönecekti, küçük bir mola olacaktı bu onun için. En azından o zamanlar öyle düşünüyordu.
Gittikten sonra ise işlerin onun bildiğinden daha karmaşık olduğunu, planladığından daha uzun süre kalması gerekeceğini anlamıştı. Zaman zaman bu işe giriştiği için pişman olsa da İstanbul'da kalıp da Asi ve Ece'den uzak olmaktansa İngiltere'de uzak olması ve kafasının sürekli dolu olmasının ona iyi gelen bir yanı vardı. Hem zaten sık sık gelip giderdi, o gelemezse Asi Ece'yi getirirdi. Hem ailece gezmiş olurlardı. En azından ilk başlarda böyle düşünüyordu Alaz. O sık sık gelmişti ama Asi gelmemişti. Sadece bir kere gelmişti Ece ile beraber adamın ingiltere'deki evine, onda da bin pişman olup dönmüştü ve sonrasında Ece'yi İngiltere'ye babannesi, halası veya amcası kısa ziyaretler için getirmişti. Ece annesi olmadan uzun süre geçirmek istemiyordu. Annesinden ayrı geçirdiği 4 günün sonunda sürekli huysuzlaşıyor, annesini istiyordu ve babası bile onu sakinleştiremiyordu. Ece ilk geldiğinde daha çok küçüktü tabii, belki de bugün deneseler daha uzun süre kalabilirdi ama Alaz korkuyordu. Kızının onunla annesi olmadan geçirebildiği 4 günün kısalmış olmasından, kızının onu unutmuş olmasından korkuyordu. O yüzden Ece bir süredir hiç yanına gelmemişti, hep Alaz İstanbul'a gelmişti. Asi Ece'yi göndereyim annenlerle dediği her telefon konuşmasında planı olmasa da ben geliyorum bu haftasonu, önümüzdeki hafta diye yalan söylüyor, orada yapması gereken işlerini erteleyip İstanbul'a gidiyordu. Bu durum İngiltere'de var olan düzenini zorluyordu ama pişman değildi, hem kızını hem de Asi'yi görmüş oluyordu.
Bu düşüncelerle bir taksiye atladı. Önce kızını görmeye gitmek istiyordu aslında ama saat dört olmuştu ve akşam Barış'ın da Çağla'nın da bekarlığa vedası bu geceydi. Gelinin ikizi olarak baş davetliydi Barış'ın partisine, o yüzden kızını parti mekanına geçmeden önce kısa süreli görmeyi planlayarak eve gitme kararı aldı. Taksiye o kadar yüklü bir mebla ödemişti ki, keşke Yaman'ın kıçını kaldırtıp aldırsaydım kendimi diye düşündü. Hem trafik, hem de taksici abinin muhabbeti o kadar baymıştı ki Alaz'ı. Tüm can sıkıntısı ile gece boyu Yamanla uğraşmaya karar Verdi, özlemişti zaten abisini, hem ondan hıncını aldıktan sonra beraber damatla uğraşırlardı. Düşüncesi bile güldürdü Alaz'ı. Annesi taksi yanaşırken açmıştı kapıyı, kadın yolda iki kere aramış, bir kaç kere de mesaj atmıştı. Özlemişti annesi onu, özellikle Çağla'nın evden gidecek olmasının Alaz'ın dönüşüne denk gelmesinin iyi olduğunu düşünüyordu Alaz, annesi mutlu olacaktı. Tabii bu mutluluk uzun sürmeyecekti çünkü bir kaç hafta içinde Alaz taşınmak istiyordu. Tek başına yaşayacağı bir evi olsun istiyordu, malikanede yeterince anı vardı. Yeni bir başlangıçtı dönmek ve yeni başlangıcında acı veren anıları istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bul Bütün Denizleri | ASLAZ
FanfictionMadem bir kızımız ve beş yıl zaman atlamamız olacak. Ben Asi ve Alaz'ın beş yılının nasıl geçmesini isterdim. 20 yaşında anne baba olmuş iki genç, bana göre bu süreci nasıl yönetirdi (ya da yönetemezdi) yazmak istedim. 5 yılı birbirinden habersiz ge...