U

250 46 64
                                    

Kat kesinlikle odasından ve arkadaşlarından memnun kalmıştı. Profesör McGonagall'a minnettardı. Ancak dünki kararından pişmandı, sırf kibirine o an yenik düştü diye başkasının kötülüğü için istemediği bir şeyi yapmaya razı olmuştu. Bu hiç onluk değildi.

İştahı olmadığı için pek bir şey yemedi, sabahın erken saatlerinde kahvaltı yapmak midesini bulandırırdı. Çantasından ders programına baktı, ilk ders simyaydı.

Erkenden sınıfa gitti ve her zaman yaptığı gibi pencere tarafı son sırayı kaptı. Bahçeyi izlerken not almak kesinlikle onun öğrenmesinde daha da etkiliydi.
Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlarken yanına bir çantanın koyulmasıyla çantanın sahibine baktı.

"Bir yerden başlamalıyız, değil mi?"  dedi Sirius keyifli bir şekilde konuşurken.

"Anlaşmamızda her simya dersinde yanımda oturacağın yazmıyor, değil mi?" dedi Kat. Bu Sirius'a özel bir şey değildi, kesinlikle sırasını birisiyle paylaşmaktan nefret ediyordu. Çünkü yayılmayı ve dağnık olmayı seviyordu. Ara sıra sırada yer değiştirmeyi de. Ki yanında biri varken bu imkansızdı.

"Senin yanında olursam senden azıcık bilgi kapabilirim belki." dedi Sirius omuz silkerek.

"Sevgili arkadaşlarını unutma lütfen, onlar da iyiler." diye itiraf etti Kat.

Sirius gülümseyerek az ötedeki sırada olan arkadaşlarına baktı. "Ben de kötü değilim ki, sadece odaklanma sorunları yaşıyorum." dedi.

Kat bunun üzerine cevap vermedi. Sirius'un bunu derken ciddi olup olmadığını bilmiyordu. Bir zamanlar Kat'in de ileri derecede odaklanma problemi vardı, her zaman kendisini önemli yerlerde önemsiz şeyleri düşünürken  veya bir yere dalmış hiçbir şey düşünemiyorken buluyordu. Her ne kadar dile getirilmese de aşması zor olan bir rahatsızlıktı.

Profesör içeri girdiğinde ders başladı. Kat notlarını tutarken defteri ortaladı. "Benim çıkardığım notlar daha basit, tahtadan yazıcam diye vakit öldürme." dedi Sirius'a. Sirius minettar bir şekilde ona baktı ve "Saol, profesörün yazısını okuyacağım diye yeni bir dil öğrenmek üzereydim." dedi. Kat gülümsedi, kesinlikle profesörün yazısı okunmuyordu.

Sıkılmış olsa bile yanındaki kız kararlılıkla susup dersi dinlediği için kendisi de aynı şeyi yapmaya çalıştı. Bir süre sonra gerçekten odaklanabildi. Kat göz ucuyla Sirius'a baktığında onun hafif çatılmış kaşları ve birbirine bağlanmış kolları ile tam odak olduğunu gördü. Sirius'un ilk günden bunu başarmış olması Kat'in içini umutlandırdı. Ne kadar hızlı olursa o kadar iyiydi.

Ders bittikten sonra Kat masanın üzerindeki eşyalarını özensiz bir şekilde çantasına koyarken Sirius arkadaşlarının yanına gitmek üzereydi. Sirius tekrardan arkasını döndü, Kat'e biraz çekingen bir bakış atarak "Uzun zaman sonra ilk defa bu şekilde odaklanabildim. Biçim değiştirmede de yan yana otursak olur mu? McGonagall'ın gözüne girmeliyim." dedi.

Kat evet veya hayır demek arasında kaldı. Sirius köpek yavrusu gibi bakıyordu, kim o bakışlara hayır diyebilirdi ki? Kat derdi.

Ama demedi. Diyebildiği tek şey "Tamam." oldu. Kat pişman oldu, Azalea ve Hina onun yanına geldi. Beraber sınıftan çıkarken Kat onlara bunu söyledi. Dün akşam zaten kaynaşma amaçlı son okaylardan bahsetmişti.

"Belkide iyi bir şeylerin başlangıcı olacaktır, her seçiminden pişman olursan yaşayamazsın." dedi Azalea.

"Eğer pişman olacağım şeyler söylemeye devam edersem bir felaketin de başlangıcı olabilir, henüz gelişimi bitmemiş bir erkekten daha korkunç ne olabilir ki?" dedi Kat.

Sirius Black - YOUR BEST AMERICAN GIRLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin