15

105 13 7
                                    

Ben geldim yine merhabalaaarrr!!!!
Lütfen oylayıp yorum yapmayı unutmayın 🩷🩷 yazım yanlışı olursa affınıza sığınırım

-

 

Yatakta göz yaşları yanaklarından süzülerek ağlıyordu küçük beden. Hissettiği acı tüm bedenini adeta sarıyordu, belindeki sızı gittikçe artıyordu. Dayanamıyordu, sesini çıkarmamaya büyük bir çaba sarf ediyordu ancak nafileydi.

Hıçkırıklara boğularak ağlıyordu, bir o yana bir bu yana dönerek acısının geçmesini bekliyordu. Ancak beklemek hiçbir şeyi geçirmiyordu maalesef.

Yan bir şekilde yattığı yatakta yüz üstü yatacak şekilde uzandı, bacaklarını kendine doğru çekti küçük beden. Vücudu artık çektiği acıdan tir tir titriyordu, bu acıya küçük bedeni dayanamıyordu, kaldıramıyordu.

Göz yaşları yanaklarından birer birer akmaya devam ederken titrek sesiyle dudaklarını aralayıp konuşmaya çalıştı.

"Yalvarırım dur artık dayanamıyorum. Bu ağrıya dayanamıyorum, bu acıya dayanamıyorum, bu sızılara dayanamıyorum. Lütfen dur artık."

Hıçkırıkları arasında zor konuşuyordu minik beden. Derin nefesler, derin soluklar, nefes zorlukları belindeki sızı, başının adeta patlayacak gibi ağrıması, gözleri hem ağladığından hemde bu ağrıları yüzünden dayanılmaz hâle gelip görememesini sağlaması.

Her biri onu paramparça ediyor, mahvediyordu ancak o dayanmak için büyük bir savaş veriyordu.

Keşke, diyordu küçük çocuk içinden. Keşke bu acıyı durduracak bir şey olsa, bir etken olsa, bir mucize olsa.

"Bir mucizeye ihtiyacım var cidden, yoksa ben birazdan acıdan buraya bayılacağım."

Titreyen ve kekeleyen sesiyle zar zor konuşuyordu. Arkadaşlarını arayamazdı, onları gecenin bir saati rahatsız etmeye hakkı olmadığını biliyordu, düşünüyordu. Ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya devam ederken buz kesilen bedeninin sıcaklığının yavaş yavaş arttığını hissetti.

Sıcaklık bacaklarından başlayarak onu adeta sarmıştı, sonrasında adeta biri bedenini sarıyormuşcasına sırtından karnına doğru sıcak bir yol ilerledi. Sıcaklık git gide bedenini kucaklıyordu. Göz yaşları artık soğuklukla değil yanıcı bir sıcaklıkla yanıyordu.

Sıcak göz yaşları yatağın çarşafına bir bir dökülürken derin nefesler almaya devam ediyordu.

"Sakinleş ve derin nefeslerini ağzından değil burnundan ver küçük."

Duyduğu derin ama fısıltı ile söylenen kelimeler ile şaşkına dönmüştü Jeongguk. O az önce birinin sesini mi duymuştu? Arkasını dönüp merakla kim olduğuna bakmak istediğinde ise çenesini saran parmakları hissetti.

"Eğer ki sana yardım etmemi istiyorsan susmalısın küçük. Duydun mu beni?"

Jungkook ise başını sallamış ve ardından arkasındaki kişinin onu göremeyeceğini hatırladığında var olduğunu unuttuğu sesi ile konuştu.

"Tamam, duydum."

"Aferin, şimdi..."

Belinin üzerinde arkasındaki kişinin elini hissetti, belinin üzerindeki yaranın üzerini eli ile kaplamıştı. Parmaklarını orada gezdirerek okşuyordu yaranın üstünü.

haunt.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin