ep7, jung sungchan tarzı romantizm.

60 11 28
                                    

''Saçlarım, saçlarımı napsak maşalasak mı?'' Shotaro'nun gerginliği ve heyecanı sesinde kendini belli ederken bir yandan da yerinde duramıyor bir o yana bir bu yana gidiyordu odada.

''Kuzu musun sen ya, maşalamayalım böyle kalsın bonus gibi gezme çocuğun yanında.'' Anton'un dedikleri üzerine Shotaro bir anda yerinde durup ona bakmıştı. ''Kötü mü oluyorum ben saçlarım kıvırcıkken?''

Gyuvin ikisinin atışmaya başlayacağını fark edince araya girerek, ''Shotaro parfüm sık, boşver saçını.'' demiş, masasının üzerindeki birkaç parfümü açıp sıkarak koku seçmeye başlamıştı. ''Bu okyanus esintili olan bence iyi, ferah da kokuyor.''

Sunoo ise şekerli bir parfümü seçerek ona uzatmıştı. ''Bence bunu sık.''

''Hayır Sunoo o çok şekerli, benim dediğim daha iyi.''  Gyuvin ve Sunoo bu sefer bu konu üzerinden tartışırken Sohee ateşkes bayrağı olma görevini üstlenerek hafif çiçek kokusu olan parfümü ortaya sürmüş ve kabul görmüştü.

''Yapmadığımız bir şey kaldı mı? Kıyafet tamam, saç tamam, hafif makyaj tamam, parfüm tamam. Telefonunu ve cüzdanını unutma, başka bir şey yok. Hazırsın.'' Wonbin son kontrolleri sayarken Shotaro telefonu ve cüzdanını cebine atmıştı.

''Sungchan gelene kadar biz de bir şeyler mi yesek ben acıktım.'' Sohee'nin önerisi üzerine toplanıp mutfağa gitmişlerdi. Sabahın köründe kalkmış kahvaltı yaparak hemen boş boş şeylerle uğraşmışlardı, bu yüzden acıkmaları doğaldı.

İş bölümü yaparak hemen birbirlerine birer sandviç ve sallama çay yapmış mutfak masasına oturup tıkınmaya başladıkları sırada içeri saçlarını karıştırıp savsak adımlarla yürüyen Yuta girmişti.

''Dayı, iyi misin? Bir şeyin mi var?'' Shotaro endişe ile tam yerinden kalkarken Yuta elini kaldırarak onu yerine oturtmuş, ''Akşamdan kalmayım bir şeyim yok, bir ağrı kesici ve kahve içsem geçer. Sen yemeğini ye.'' dedikten sonra kahve makinesini çalıştırıp buzdolabından da ağrı kesici alarak içmişti.

Sohee ve Wonbin imalı imalı birbirlerine bakarak gülerken Sunoo ikisine de ''Kesin sesinizi.'' diye fısıldamıştı. Shotaro, ''Dayı niye bu kadar çok içtin ki, kaçta geldin akşam, kiminle buluştun?'' diye peş peşe sorular yöneltirken Yuta kahvesini alarak onların yanına oturmuştu.

''Shotaro yavaş gel biiraz, gece bir gibi geldim ve işten biriyle gittim, muhabbet muhabbeti açınca farkına varmamışım.''  Yuta sözlerini bitirdiğinde karşısındaki yeğenine bir de diğerlerine göz gezdirirken kahvesini içmişti. ''Siz de bir yere mi gideceksiniz, özellikle sen Shotaro bugün bir özenli görünüyorsun.''

''Sinemaya gideceğiz, yeni film çıkmış.'' Sunoo araya girerek konuştuğunda Yuta fazla sorgulamadan kafasını sallamıştı. ''Sen ne yapacaksın dayı?'' Shotaro'nun sorusu üzerine Yuta omuz silkmiş, ''Kahvem bitsin tekrar uyurum.'' demişti.

''Sen dinlen o zaman Yuta amca biz de gidelim.'' Gyuvin diğerleri adına konuşarak yerinden kalkmış, diğerlerinin de kalkmasına neden olmuştu.

Shotaro, ''Ben sizi geçireyim o zaman.'' diyerek onlarla birlikte kalkmış ve onları gönderdikten sonra salona oturup beklemeye başlamıştı. Odasına dönen Yuta onun salonda oturduğunu görünce ''Hani sinemaya gidiyordunuz?'' diye sorduğunda Shotaro ''Dayı onlar hazırlanıp beni arayacak öyle şey yapacağız.'' diye hemen bir yalan uydurmuştu.

Yuta, ''O zaman keşke hemen hazırlanmasaymışsın sen de.'' dedikten sonra yeğeninin yüzüne daha dikkatli bakmıştı.

''Shotaro bir şeyin mi var, bana anlatabilirsin biliyorsun.''

siren, sungtaro. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin