Soğuk ,loş bir oda, morg. Daha erken olduğunu bilmesine rağmen hala bir şeyler yapmaya çalışıyordu, ne kadar beceremeyecek olsa bile. Aniden kapı açıldı ve her zamankinden farklı bir insan kokusu aldı, 41. bölük' ten farklı bir insan kokusu. Görevliler bu yabancı insanı alıp boş bir yere yerleştirdiler, görevliler gidince Doğa; ''Hey, senin 41. Bölük'ten biri olmadığını biliyorum. Kim olduğunu söyle, derhal'' dedi. Birkaç dakika ses gelmeyince onun da daha önce gelenler gibi ölü olduğunu anlamıştı ki tok bir ses ''Evet. 41.Bölük'ten değilim. Beni buraya transfer ettiler, o yüzden buradayım. Ben 24. Bölük'ten No 8692.'' Peki ya sen, niye buradasın, ölü veya ölüm döşeğinde olmadığın halde? diye ekledi No 8692. ''İşte o işler baya karışık'' dedi Doğa. ''Ben 41. Bölük'ten denek 16,458 ve 777.'' diye de ekledi. Nasıl yani? birden fazla kez mi denek olarak çalıştın? diye sordu No 8692. Bu mümkün değil ki? dedi. Doğa, mümkün çünkü ben tekrar canlanabiliyorum. dedi. İşte bu yüzden buradayım, bunu saklamam gerek. dedi. No 8692 fazla şaşırmadı ama yine de şaşkınlığını gizleyemedi. Doğa devam etti, canlanmam için 32 saatin geçmesi gerek, buraya gelmeden önce böyle bir özelliğim olmadığına eminim, genetiğimle alakalı çalışmalar yapıldıktan sonra böyle oldu, ayrıca kaç saat sonra canlanacağım retina VR'ımda canlanana kadar saat dakika saniye ve salise olarak gözüküyor, dedi. Asıl senin burada olman daha saçma, konuşabilecek durumdasın dostum, diye ekledi Doğa. No 8692; Ah, evet, dedi ve üzerindeki örtüyü açtı. Bacakları yok olmuş gibiydi, kıpkırmızı ve korkunç. Doğa şaşırdı, çünkü bu ancak son aşamada alınacak kadar ilginç bir yaraydı, ve Doğa sordu. Son aşamada mı oldu bu? No 8692, evet dostum, tek seferde son aşamaya kadar gelebildim ve olanları görüyorsun.
okunsa da okunmasa da devamını yazcağım, eğer olur ki biri beğenirse ( yüzde 0.1) üşenmediğim her an yazcağım, kelime veya gün sınırım yok.