'"Bayan Auria,büyük sergi yarın başlıyor bununla ilgili ne düşünüyorsunuz efendim!!"
"Auria Hanım lütfen yeni resimler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz!!"
"Arkadaşlar biraz açılalım lütfen Bayan Auria şuan açıklama yapmak istemiyor!!"
Sözlerle ifade edilemeyen duyguları tuvalime aktarmak, fırçanın ucuyla düşüncelerimi renklendirmek, gölgeler arasında saklı kalan anlamları keşfetmek... İşte ben, bir ressamım. Ruhumu boyalarla besler, düşüncelerimi desenlere dökerim. Her fırça darbesinde geçmişin hikayesini anlatır, geleceğin umutlarını yansıtırım. Bir resim, binlerce kelimeye bedeldir benim için. Her rengin bir anlamı, her dokunuşun bir duygusu vardır. Ve bu tuval, benim dünyamdır; içinde kaybolduğum, bulduğum ve her defasında yeniden keşfettiğim bir dünya.
Kameraların patlayan ışıklarını,insanların kargaşa içinde bağırarak hakkımda sorduğu soruları ve beni güvenli bir şekilde arabama götürmeye çalışan kocaman adamları saymazsak gayet sıradan ve bol renkli bir hayatım vardı.
En azından ben öyle düşünüyordum.
İnsanlar yarın ki sergide ilk defa sunacağım tabloları heyecanla bekliyordu, her seferinde acaba beğenecekler mi diye strese girmekten deliksiz bir uykuyunun verdiği huzuru hayal eder olmuştum.
Sonunda insan kalabalığını güçlükle geçip kapıda hazır halde beni bekleyen arabama bindim,terden fazlalık yapan kabanımı ve bütün gün ayakta durduğum için şişen ayaklarımda emanet gibi duran topuklu ayakkabıları çıkarıp rahat bir nefes aldım.
"Eve gidelim lütfen Sebastian."
"Elbette."
Sebastian'la yollarımız ben ressamlığa ilk başladığımda kesişmişti,o günden beridir de kendisi benim özel işlerimle ilgilenen güvenilir ve en sadık dostum olmuştu.
"Yarın için sipariş ettiğim elbise geldi mi"
"Evet,yatağının üzerine bıraktım."
"Peki tablolar galeriye ulaştı mı"
"Ulaştılar bizzat ben götürüp teslim ettim."
Sebastian sayesinde düşüneceğim çok bir şey kalmıyordu,bu konuda ona ne kadar minnettar kalsam az gelirdi.
"Yarın ki kargaşayı bir atlatalım sonra istediğin kadar izin yapabilirsin,benden çok sen yoruldun sana çok şey borçluyum."
Hiç çıkarmadığı siyah RayBan gözlüklerini düzeltip gülümseyerek konuştu.
"Hiç yorulmadım aksine günlük spor ihtiyacımı senin sayende tamamlıyorum."
Söylediği şeye hafifçe kıkırdayıp çantamdan içi para dolu zarfı çıkardım,şoför koltuğunun arkasındaki bölmeye koyup üzerine de teşekkür ettiğimi belirten bir not bıraktım.Maaşını ona elden vermemi sevmediğinden böyle bir yola başvurmuştuk.
Yarım saat süren sessiz bir yolculuğun ardından evime varabilmiştim,çıkardığım kabanı ve ayakkabıları elime alıp arabadan indim.Arabayla evin kapısının arasında çok bir mesafe olmadığından giyme ihtiyacı duymamıştım,tekrardan giyip soymakla uğraşamazdım.
Koşar adım evin kapısına ulaşıp Sebastian'a el salladım.Kısa bir baş selamı verip hep olduğu gibi arabasıyla gözden kayboldu.Belirli bir saatten sonra ona ulaşmak imkansız oluyordu,sebebini sorduğumda ise yaşadığı yerde telefonunun çekmediğini söyleyip geçiştirmişti.Bende üstelemek istemediğimden tekrar tekrar sormamıştım.
Sonunda evime varmanın verdiği mutlulukla hızlıca kapıyı kapatıp dans etmeye başladım.
Ben başarmıştım,resimlerimle insanların ruhuna dokunabilmiştim ve yarın dünyaca ünlü ressamların tablolarının asılı olduğu sergide benim de tablolarım asılı olacaktı.
Huzur içinde kapının hemen yanında bulunan merdivenlerden çıkıp yatak odama girdim,Sebastian'ın da dediği gibi elbisem yatağın üstünde duruyordu.Paketinden çıkarıp denemek için elime aldım,siyah tek kollu asimetrik bir elbiseydi,ayaklarıma kadar uzanan eteği ve belinde düz bir kemeri bulunuyordu.
Sadenin ve şıklığın bir arada bulunduğu hoş bir elbise tercih etmiştim,süslü tarz elbiseler bana göre değildi.
Elbiseyi çıkarıp tekrar paketine yerleştirdim,sıcak bir duş alsam iyi olacaktı.Dolaptan pijamalarımı çıkarıp yatağımın üzerine koydum,hedefim hemencecik kendimi sıcak suyun kollarına bırakmaktı.
~YAZAR ANLATIMI~
Akşam güneş batmadan önce, Auria sessizce banyoya girdi. Soğuk duvarlar arasında durup, sıcak suyun bedenine dokunuşlarını hissetti. Suyun döküldüğü duş başlığının altında gözlerini kapattı, huzuru ve dinginliği için hissetti. Yorgunluğu, huzursuzluğu ve karanlık düşünceleri adeta suyun akıntısıyla birlikte akıp gidiyordu. Belki de her şey biraz daha iyi olabilirdi, düşündü. Belki de güneş doğduğunda her şey değişebilirdi.
Endişeliydi, çok uzun zamandır üzerinde emek sarf ettiği tablolarının beğenilmeme ihtimalinden öylesine korkuyordu ki.Hayır beğenecekler,beğenmek zorundalar diyordu kendi kendine.
Bu korkunun tek sebebi ise ününü kaybedip eski berbat hayatına dönme düşüncesiydi.Öyle olmamalıydı,öyle olmaması için yıllardır yaptığı gibi çalışıp ortaya harika tablolar çıkarmak için çabalayacaktı.
Auria,düşüncelere dalmış halde duş köpüğünü vücuduna dağıtırken evine giren yabancıdan bihaberdi.Her ne kadar yabancı adamın amacı tabloları alıp sessizce evden ayrılmak olsa da gözleri banyonun hafif aralık kapısından içeri kaydı,Auria'nın arkası dönük şekilde bornoza sarmaya çalıştığı vücudunu seyretmeye başladı,çalmak için geldiği tablolar çoktan aklından çıkmış onun yerini iğrenç düşüncelere bırakmıştı.
Yabancı adam yavaşça banyoya doğru adımlayıp aralık olan kapıyı daha da araladı.Auria arkasında ki hareketliliği fark edip hızla bornozunun iplerini bağladı.Adam fark edilmenin korkusuyla cebinde ki silahı çıkarıp karşısındaki kadına doğrulttu, elleri daha önce hiç silah kullanmamış olmanın verdiği bilinçsizlikle titriyordu.
Auria adamın titreyen ellerindeki silaha atikçe atılıp işleri değiştirmeyi planlıyordu fakat umduğu gibi olmadı,adam bu atağı erken fark edip çoktan tetiğe basmıştı bile.Kadının kanla süslenmiş bedeni açık gözleri eşliğinde yere serildi.
Adam dehşet içinde yere eğildi,silahı çıkardığı cebine koyup eliyle yerde yatan bedeni kontrol etti fakat çok geçti sessizce tabloları çalıp gitmesi gereken evden bir katil olarak çıkacaktı.
Hızlıca etrafı arayıp katili olduğu kadının telefonunu buldu,amacı herhangi birine mesaj atıp eve çağırmak ve ortadan kaybolmaktı.Vicdanını rahatlatması gerekiyordu.
Rehbere girip gördüğü ilk numaraya Auria'nın ağzından acil bir durum olduğu ve hemen yanına gelmesi gerektiği hakkında kısaca bir mesaj attı.Telefonu kadının kana bulanmış ellerine tutuşturup koşarak evden çıktı.
Sonrasında başına geleceklerden habersizce arabasına binip karanlık sokakta gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARADOKS
Teen FictionYüreği,tuvaline aktardığı her fırça darbesiyle birlikte biraz daha hafifleyen genç ressamın dikkatini etkileyici birkaç damla kırmızı çekti.Kadim bir köşkte sergilenmekte olan tabloları arasında dolaşan kadın,bir sonraki eserine ilham verebilecek mo...