Taslağımda olan 3 bölüm var ve hepsini şimdi yayınlamayı planlıyorum. Yeni bölüm ne zaman gelir bilmiyorum.
Bu arada bu kitabı, bir bölüm Jin bir bölüm Namjoon anlatımı olarak yazmışım. Böyle kalacak gibi görünüyor ileride ne olur bilmiyorum.
İyi günler...
Kim Seokjin
Oflayarak, kollarımı göğüsümde birleştirdim. Gözlerimi kıstım ve kafamı omuzuma 25°'lik acı ile eğdim.
"Jin şu an hiç de korkunç görünmüyorsun. Aksine tatlı görünüyorsun." Jungkook kafasını okuduğu Tolstoy'a ait Anna Karanina adlı kitaptan kaldırmış ve bana bakmıştı sonunda.
Jungkook'un cümlesi ile birbirini yemekte olan Yoongi ve Jimin ayrılarak bana bakmışlardı. "Hyung çok şirin duruyorsun." demişti Jimin en tatlı sesi ile.
Sevgilisinin cümlesi biter bitmez, "Daha çok bok parçası gibi duruyor." demişti Yoongi düz bir ses tonu ile.
"Bu yine nereye bakıyor?" Hoseok'un sorusu ile hepsi en başından beri bir kez olsun gözlerimi ayırmadığım noktaya bakmışlardı. El ele oturan ve birbirleri ile sohbet eden Namjoon gıcığı ve güzeller güzeli Hyerin'e baktığımı gördüler.
"Namjoon hyung dönmüş!" Jimin'in sevinçli sesi ile kulaklarım doldu. "Aşkım ben gidiyorum." Jimin, Yoongi ile vedalaştı ve kendi arkadaş grubuna doğru yürüdü heyecan ile.
Bakışlarımı uzun bir süreden sonra ilk kez kendi arkadaşlarıma çevirdim. Jungkook hiçbir şey umursamadan kitabını okumaya devam ediyordu. Hoseok tenis raketinin kopan tellerini yeniliyordu ve ya sağlamlaştırıyordu. Yoongi ise zıplaya zıplaya arkadaşlarına doğru yürüyen sevgilisine bakıyordu.
"Jin, daha dikkatli olmalısın. Sonradan başına bir iş gelebilir." Yoongi; Namjoon, Hyerin ve Taehyung ile konuşan Jimin'e bakarak konuşmuştu.
"Ne diyorsun Yoongi?" Aptala yatarak sordum bu soruyu.
"Hyerin'e ve Namjoon'a olan bakışlarını diyorum Jin." Bakışlarını bana çevirdi. "Jimin çok saf ve iyi niyetli olduğu için altında kötü bir niyet aramıyor ama Namjoon onun çocukluk arkadaşı. Lütfen daha dikkatli ol Jin." Yoongi ilk defa bu kadar ciddiydi.
Bu yüzden ben de ciddiyet ile cevap verdim. "Tamam daha dikkatli olacağım." Yoongi sırıttı ve yeniden sevgilisine baktı. Diğerleri hala aynı şekildeydi. Bu yüzden ayağı kalktım ve, "Süper, Uber, Mikro, Müthiş, Makna, Karizmatik, Çılgın Bir Geceye Ne Dersiniz!?" diye bağırdım.
"Makna ne demek?" Hoseok şaşkınlıkla beni görmezden geldi ve Edebiyat 3. sınıf öğrencisi olan Jungkook'a bakarak konuştu.
"Jince bir kelime. Anlamını bilmiyorum." diye kafasını kitaptan kaldırmadan konuştu
"Size, 'Süper, Uber, Mikro, Müthiş, Makna, Karizmatik, Çılgın Bir Geceye Ne Dersiniz!?' diye sordum!"
"Jin şu anki çılgınlık bize yeter de artar. Lütfen bir şeyimiz sıradan olsun." dedi Yoongi telefonu ile uğraşmaya başlarken.
"Aslında akşam boşum ben." dedi Hoseok raketini çantasına koyarak.
Jungkook kafasını kaldırıp, şaşkınlıkla Hoseok'a baktı. "Sen, 'Süper, Uber, Mikro, Müthiş, Makna, Karizmatik, Çılgın Bir Geceye' mi katılacaksın?"
"Arkadaşlar söz konusu şey isim ise, Mükemmel, Eksantrik, Harikulade, Serüvenli Bir Gece de geçirebiliriz." gülerek ayaklandım ve bağırdım.
"Jin oturur musun? İnsanlar bize bakıyor." dedi Yoongi yüzünü eli ile kapatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jealousy Issues (namjin)
FanfictionJin delicesine aşık olduğu kadını, sevgilisi olan adam ile birlikte görmeye dayanamıyordu artık. Bu yüzden aşık olduğu kadın Hyerin ve onun sevgilisi olan Namjoon'un arasını bozmak için her şeyi yapmaya karar vermişti.