3

62 11 58
                                    


"Hyunjin, bu lavuk niye sürekli peşimizde iki gündür?" Seungmin'in kaşlarını çatarak sorduğu soruya omuz silkerek cevabını verdi Hyunjin. Arkadaşlardı, yani öyle düşünüyordu. 

"Sanırım arkadaşız." demeye çalıştı elleri ile. Hoca şu anda ders anlattığı için dikkatini o yöne vermeye çalışıyordu. Malum, kelimenin başını kaçırınca anlayamıyordu hocaların dudaklarından hiçbir şeyi. Hocaları genel olarak düzgün konuşmaya çalışır, Hyunjin'in sınıfta olduğunun bilinci ile hareket ederlerdi. Dersi olabildiğince sade ve düzgün bir üslup ile anlatırlardı. Hyunjin onların bu ince davranışına her zaman minnettar olacaktı büyük bir ihtimalle. 

"Çok arkasını dönüyor, nasıl derse odaklanacağız?" Hyunjin derin bir iç çekip omuz silkti. Bilmiyordu hiçbir şeyi, Seungmin kadar bilgisizdi bu konu hakkında. 

"Bir şey mi oldu da böyle yakınlaşmaya çalışıyor bize?" Hyunjin onu dürtüp duran arkadaşına kısa bir bakış atmış ve yüzünü ovuşturmuştu. Seungmin normalde bu kadar konuşkan bir insan değildi fakat hoşlandığı çocuğun onlara bu kadar yakın davranması utandırıyordu onu. 

Hyunjin arkadaşını cevapsız bırakmamak adına açtığı defterin boş bir sayfasını kopardı ve bir şeyler yazarak Seungmin'e doğru uzattı. 

'Hayır Seungmin, Chan senden hoşlanmıyor. Anlatacağım teneffüste bir rahat ver de dersimi dinleyeyim.' 

Seungmin oflayarak kafasını büyük bir gürültüyle sıraya koydu. Chan, tam önlerinde oturuyordu ve Seungmin'in bu hareketi Chan'ın aniden arkasına dönmesine sebep olmuştu. 

"Ne yapıyorsun hayvan? Korkuttun ya." diye çıkıştı Chan Seungmin'e. 

"Sana burada otur diyen oldu mu? Olmadı. Ryujin alışmıştı benim 'hayvanlığıma'. Beğenmiyorsan siktir git." Hyunjin, Seungmin'in bu ani çıkışlarına ve sözde Chan'dan hoşlandığını belli etmemek adına sarf ettiği fazladan kaba tabirlere gülümseyip kafasını eğdi. Chan güldüğünü görürse yanlış anlayabilirdi. İkili henüz tartışırken hocanın onlara fırlattığı kalem ile susup önlerine döndüler. 

İlk ders, öyle böyle bitmek üzereydi. Beş dakika vardı zilin çalmasına. Hoca da serbest bırakmıştı. Sınıf kapısı birkaç kere tıklanıp açıldığında, bu gün de okula gelmezse ilk haftadan üç gün devamsızlık yapmış sayılacak çocuk girdi içeri. Hocaya sessiz bir özür mırıldanmış ve etrafı inceledikten sonra yalnız başına oturan Chan'ın yanına oturmuştu. 

"Günyadın." dedi ve çantasını öylece yere bırakıp kafasını sıraya gömdü. Çok yorgundu ve uykusu da geliyordu. 

"Günaydın da, iki gündür niye gelmiyorsun okula Jeongin? İlk haftadan bitirmek mi istiyorsun devamsızlıklarını?" Jeongin hafifçe omuz silkmiş ve çalan zil yüzünden bölünen uykusuna küfürler ederek esnemişti. 

"Sen uyanamamışsın henüz." Chan gülerek arkasına dönüp Seungmin ve Hyunjin ile konuşmaya daldı. 

"Bu kim Chan?" Seungmin daha önce görmediği bu çocuğun öylece gelip pat diye Chan'ın yanına oturmasına bozulsa da belli etmemeye çalışıyor, bu işi yaparken ise fena çuvallıyordu. 

"Yeni arkadaşım Pazartesi günü-" Jeongin Hyunjin'in yanında kendisinden bahsedilmesi ile hızlıca arkasına dönüp ikiliye gülümsedi. 

"Ben Jeongin, Yang Jeongin. Busan'dan buraya taşınınca mecburen kaydımı aldırdım." Jeongin kocaman gülümseyip elini Hyunjin'e uzattığında Hyunjin de mutlulukla tutmuştu çocuğun elini. Busan'da yaşamış olmasına rağmen çok düzgün bir üsluba sahipti Jeongin ve Hyunjin için oldukça ilgi çekici biri hâlini almıştı bu yüzden. 

leaving tonight ::hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin