2

65 15 64
                                    


*beş küsur yıl önce*  

"Ah, ne kadar tatlı olduğuna baksana!" 

"Offff of, bu çocuğa çok fena dibim düştü yalnız." 

"Arkadaşlar, bu çocuk yeni crushım yani yavşamayın bence. Sadece tavsiye." 

Hwang Hyunjin, söylenilenlerden ve etrafında tek tük ona dönen gözlerden habersiz bir şekilde sınıfa girip sırasına oturdu. Canı sıkılıyordu her zamanki gibi. Bu gün Seungmin de gelmeyecekti okula. Yalnız kalmıştı iyice. 

Tek arkadaşı da Seungmin olduğundan onun gelmemesi Hyunjin'i epey korkutuyordu. Okulları, rahat bir okuldu ve insanlar birini zorbalamak için sebebe bile ihtiyaç duymuyordu. Hyunjin için ellerinde sebepleri de vardı hem, duyamıyordu Hyunjin, konuşamıyordu da. Ona yaptıkları zorbalıkların sonunda çocuğun olduğu yere sinerek hiçbir şey anlamayan ifadesini etrafta gezdirmesi ve neredeyse dolmuş gözlerini saklamaya çalışması çok acınası geliyordu onlara. Fazla acınası. 

"Ayyy, Jeongin numaranı versenee! Çok tatlısın gerçekten."  Hyunjin cam kenarı orta sırada oturmuş sağına dönerek duvar kenarında, kendisi ile aynı hizada oturmuş olan çocuğa bakmıştı. Pek göremiyordu aslında, etrafı doluydu genç çocuğun. Bir nebze zorlansa da okuyabildiği dudakları okumaya çalıştı. 

Genel olarak düzgün bir ağıza sahip, iyi üsluplu insanların konuştuklarını tek tük anlayabiliyordu. Seungmin'in konuşmasını çok iyi anlardı mesela. Seungmin ile konuşurken onun işaret dili kullanmasına bile ihtiyaç duymuyordu. Bu zamana kadar edindiği tek arkadaşıydı Seungmin. 

Hyunjin içeri giren hocaya baktı ve orta yaşlarındaki kadının ağzını dikkatle inceledi. 

"Arkadaşlar biraz açılın. Bu ne böyle hepiniz toplanmışsınız?" Hyunjin de bakışlarını insanların toplandığı yere çevirince bir beden ayağa kalkmış ve kendini göstermişti. Hyunjin'in, belki de o zamana kadar gördüğü en güzel yüze sahip çocuktu karşıdaki. İnsanlar etrafına toplanmakta haklıydı. Hem de çok haklıydı. 

"Hocam kusura bakmayın. Benim yüzümden oldu, kendimi tanıtmamı ister misiniz?" Hyunjin karşısındaki tatlı çocuğun ağzındaki diş tellerine rağmen kolay anlaşılır üslubunu çok sevmiş, Seungmin'den sonra tek anlayabildiği konuşma tarzına sahip öğrenci olduğunu fark etmişti Jeongin'in. Bu durum onu istemeden heyecanlandırırken, parlayan gözlerle hocanın yanına gelen çocuğu izlediğinden bile bihaberdi. 

Çocuk yerini tamamen alıp sınıf arkadaşlarına doğru döndüğünde bakışları buluştu Hyunjin'inkiler ile. Bu güzeller güzeli çocuğu görememiş olmak şaşırtmıştı onu aslında. Sırasında öylece oturup onu parıl parıl gözlerle izleyen çocuk sınıf ortalamasının, hatta belki Kore ortalamasının bile üzerinde bir güzelliğe sahipti. Karşısındaki çocuğun onu böyle hayran hayran izlemesi sırıtmasına sebep oldu. Saf biriydi belli ki. 

"Ben Yang Jeongin. Ailem ile Busan'dan buraya taşındığımız için bu okula geldim. Lütfen iyi anlaşalım!" yılın neredeyse ortasında gelen bu tatlı çocuk hepsinin şen şakrak bir şekilde birbiri ile konuşmasına sebep olurken Hyunjin, Jeongin'in yalnızca dudaklarını büyük bir ilgiyle izleyip söylediği şeyleri anlamaya çalışıyordu. Tabii Jeongin nereden bilsindi Hyunjin'in onu duyamadığı için dudaklarını okumaya çalıştığını, kendince çocuğun şimdiden ona yandığı kanaatine varmıştı bile. 

Tekrar yerine geçip oturdu ve hocanın telefonları toplamasını izledi. Büyük bir ilgiyle etrafı inceliyor, öğrencileri tanımaya çalışıyordu. Kiminle yakın olmak istediğine karar vermeye çalışıyor gibiydi işte. Bunlardan biri Hyunjin'di kesinlikle. Onunla oynamak, birazcık vakit geçirmek istiyordu. Ne de olsa güzel bir oğlandı Hyunjin. 

leaving tonight ::hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin