Hayat çok garip değil mi sizce de ? İstediğiniz birşeyi istediğiniz anda değilde yıllar yıllar sonra verir bazen. Birinin sizin olmasını istersiniz , olmaz. O başkasıyla mutludur. Ama aradan yıllar geçer bir anda karşınıza çıkıverir. "Seni seviyorum." der. Hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sizi geri kazanacağını sanar. Aslında sizin onu çoktan unuttuğunuzu ve bir başkasına aşık olduğunuzu kabullenemez. Belki de kabullenmek istemiyordur. Orası meçhul.
Berkan , benim onu çoktan unuttuğumu kabullenemiyor. Onu sevdiğim zamanlar bana "Seher'e aşığım." derdi. Ve bunu her duyduğumda gözyaşlarım yeri boylardı. Şimdi karşıma geçip bana beni istediğini söylüyor. Yani şimdi eski zamanlardan pek farkım yok. O zaman Berkan yüzünden acı çekerdim. Şimdiyse sürtüğün tekine aşık olan , onu çok seven biri yüzünden.
Ayaz. Çok sevdiğim ama sürtüğün tekine aşık olan adam. Onu her gördüğümde içim parçalanıyor. Gözleri kahverengi olan bir insan nasıl gökyüzü gibi sonsuz bakabilir ki ? Ondan kaçmaya çalışıyorum ama olmuyor. Lanet olası sınıfta beraber okuyoruz işte. Kaçamıyorum ondan. Ne yaparsam yapayım. O beni arkadaş olarak görüyor maalesef. Ama hep beni koruma , sahiplenme çabasında. Sürekli beraberiz onunla. Sevgilisinden çok ben görüyorum onu. Hatta geçen gün çocuğun biri bana ilan-ı aşk edince okulda kavga çıkarmıştı. Evet , belki sevgili gibiyiz. Ben ona sarılıp kokusunu içime çekemediğim , ona benimsin diyemediğim sürece ne fark eder ki ? Bana Pelin'i sevdiğini söylüyor. Hatta aşkı dillere destan. Niye bana bu kadar samimi davranıyor anlayamıyorum. Böyle davranarak beni hergün öldürdüğünü bilmiyor mu hâlâ ?
___
"Gökçe Derin. Bir kere de buraya gelmediğin gün olsun Gökçe! Vallahi billahi kurban kesecem yahu!"
"Hocam birazda şu kızla ilgilenseniz niye burda olduğumu anlarsınız!"
Evet yine okulda kavga etmiştim. Fahişenin teki manevi kardeşim Buğra'ya yavşamıştı.
"Hocaaaaağm neee olduuuğ anlamadıığm birdeeeğn saldırdıığ!" ya bu kız insan mı amk?
"Ulan ağzını yaya yaya konuşma çarpacam ha!"
"Gökçe ne olduğunu anlatacak mısın yoksa direk cezanızı vereyim mi ?" dedi İbrahim hoca. Seviyom ulan bu hocayı. Çok cix. Hayır hayır yavşamıyorum.
"Hocam bu kız Buğra Elvan'a ahlaksız tekliflerde bulunmuş. Bende güzel güzel konuşayım derken sinirlendim istemeden boğazına yapıştım. Zaten sonra Ferda hoca geldi." kıza ters ters bakarak inkâr etmemesini imâ ettim.
"Doğru mu Gökçe'nin söyledikleri Hayat?" dedi İbrahim hoca.
"Ya ahlaksız teklif demeyelim de.."
"Gökçe tamam sen çık dışarı. Bir daha buraya gelirsen direk atılırsın!"
"Sizi seviyorum hocaaam!" diye bağırıp müdür yardımcısının odasından çıktım. Kapıda beni bekleyen bir adet Buğra gördüm.
"Sınıfa baktım yoktun bende direk buraya geldim. Maşallah kızımız burayı alışkanlık haline getirmiş." dedi ve beraber gülüşüp sınıfa çıktık. Merdivenlerde birinin bana çarpmasıyla geriye sendeledim ve Buğra'nın üstüne düştüm.
"Önüne baks- Ayaz niye önüne bakmıyosun olum mal mısın yuvarlanıyordum az daha!" Ayaz bana çarptı kesin beni seviyo.
"Gökçe inan böyle tepki vereceğini bilseydim hiç çarpmazdım. Neyse ya hazır sizi de bulmuşken söyleyeyim. Bu akşam bizde barbekü partisi var herkesi davet edicem de öncelik sizin."
Sen parti düzenleyeceksin ve ben gelmeyecem öyle mi Ayaz? Bi saçmalamaz mısın allasen ya. Şimdi orda Pelin de vardır. Aslında gitmesem daha iyi olacak. Olay çıkarıp partisini berbat etmiyim mübarek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYIM.
Teen FictionGözleri kahverengi olan bir insan nasıl olurda gökyüzü gibi sonsuz bakar bayım?