Barış vurmaktan İsmail'in kapısını kıracaktı. İsmail;
"Barış çık git yoksa kafana o kupayı geçiririm."
"Ya İsmail'im aç hadi, valla dalga geçmek için gelmedim."
"Barış... İLLA Kİ SİKTİR GİT Mİ DEMEM LAZIM!?"
"Civcivim, güzelim, ay çiçeğim hadi benim sarı kafalı kanaryam, sarılacağım sadece."
Birden kapı açıldı, Barış yediği tokatla sarsılsada dayaktan sonraki sarılma tokatı unutturdu. İsmail kızarmış gözleri görünmesin diye Barış'ın göğsüne bastırmıştı başını. Barış gülümsedi ve İsmail'e sardı kollarını. Barış İsmail'in kulağına fısıldadı.
"Bi kere Fener ağlama desem?"
"BARIŞ SENİN ANNENİ-"
"Kayınvalidenle düzgün konuş, sonra vermez sana benii."
Dedi ve göz kırptı. İsmail Barış'ın kasıklarına dizini geçirip tekrar evine dönerken Barış acıyla inledi. Tam kapı kapanırken Barış kapıyı tutup içeri girdi.
İsmail Barış'ın içeri girmesini umursamadı ve kendini koltuğa atıp başını Fenerbahçe'li yastığına gömdü. Barış yavaşça yanaştı ve koltuğun sonuna oturdu.
"Çavuş gitti amına..."
İsmail ayağını Barış'ın suratına geçirdi. Barış'ın burnu sızlamaya başladı.
"Ah! Ya güzelim kupanın acısını niye benden çıkarıyo'n?"
"Barış, sus amına koyduğumun, ağzına sıçtığımın, seksi kıvırcığı!"
Diye bir homurdanma geldi başı yastığa gömülü olan İsmail'den.
"Yaaa, seksi miyim gerçektennn?"
İsmail başını kaldırıp ofladı. İsmail'in gözleri hala kırmızıydı.
"Cicivim, boşver bir dahaki seneye olursunuz şampiyon. Fener ağlam- ÖHÖ, Yani diyorum ki ağlama boşuna, gözlerin kan çanağına dönmüş."
"Ne kazanması Barış? NE KAZANMASI AMINA KOYAYIM? ŞEREFSİZ KONYASPOR SİZE MAÇ SATMADIYSA BENİM ADIM DA İSMAİL DEĞİL AMINA KOYAYIM, SENENİN BAŞINDA MÜKEMMEL BAŞLAYIP SONRADAN BOKLAŞMAK NASIL BİRŞEY BİLİYOR MUSUN? HER ŞİKEDE HER HAKSIZLIKTA SUSTUM, İÇİME ATTIM BEN, BIKTIM ARTIK KAÇ YIL OLDU AMINA KOYAYIM YA!!"
Barış ani patlama karşısında sadece sessizce yere bakmıştı, belli ki İsmail tüm nefretini ve içine attıklarını şuan boşaltıyordu. Bu yüzden susmak en mantıklısıydı.
İsmail dolan gözlerini sildi ve bacaklarını kendine çekip ellerini bacaklarına sardı. Ağlıyordu.
Barış yaklaşıp sevgilisine sarıldı ve başını öptü. Az önce dediklerine laf atmak istesede bunu yaparsa İsmail'in bir yerlerden silah çıkartıp kendisini vuracağına emindi.
İsmail Barış'ın göğsüne yattı. Barış İsmail'i kucağına çekti. Barış İsmail'in saçlarını kokluyordu. Bu çocuk nasıl limon kokuyordu, aklı almıyordu.
Barış İsmail'i biraz daha koklarsa İsmail Barış'ın köpek olduğunu düşünecekti.
"Barış..."
"Efendim balım?"
"Ben biraz kafa dağıtmak istiyorum..."
"Ha, gideyim o zaman."
"Hayır salak, yani işte ne bileyim..."
İsmail birden Barış'ınkine sürtününce Barış kısık sesle inledi.
"Agh..."
"Bunun gibi?"
Barış sırıttı ve İsmail'i koltuğa yatırdı. İsmail ani hareketle şaşırsada ayak uydurmaya devam etti.
Barış İsmail'in ağzına yapıştı. Barış İsmail'i öperken bir yandanda üstünü çıkartıyordu.
İsmail'i çıplak kalana kadar soydu ve öpmeyi bıraktı. İsmail kızarmıştı. Barış kendini soyduktan sonra İsmail'e baktı.
"Bugün ne ister acaba efendiciğim?"
"Sadece yalamak... İçime alacak halim yok."
"Emin misiniz efendim, sizi biraz zorlayabilirim."
"Eminim."
Barış sırıttı ve İsmail'i önünde yere diz çöktürttü. İsmail süt içen bir kedi gibi hafifçe yalıyordu Barış'ı.
Barış sessizce küçük küçük inlemeler bırakıyordu.
"İsmail... Yüzüme bak."
İsmail gözlerini Barış'ın gözlerine sabitledi ve penisini yalamaya devam etti. İsmail her ne kadar zevk alsada Barış acıyla kıvranıyordu.
"İ-İsmail... Ahh~ Hızlan yavrum.."
İsmail yavaş yavaş hızlanmaya başladı. Daha hızlı yalamaya devam etti ve sonra Barış'ın penisinin tamamını ağzına aldı.
Barış'ın inlemeleri artmıştı. Zevk alıyordu ama hâlâ istediği şeye ulaşabilmiş değildi.
İsmail git, gel yapmaya başlayınca Barış kendine hakim olamadı ve birden İsmail'in saçını tutup tümünü İsmail'in ağzına soktu. İsmail boğazında hissettiği şeyle öğürücekmiş gibi oldu.
Barış İsmail'in saçını çekerek git, gel yapmaya devam etti.
"Ahh... Ahhh..."
Barış derinden inlemeler bırakıyordu. Barış İsmail'i hızlı hızlı kontrol etmeye başladı.
"Siktir, siktir, siktir... Ahh!"
İsmail boğazının yandığını hissetti. Barış daha hızlı yapmaya başladı. Barış'ın inlemeleri odayı doldurdu.
"Sikeyim, ahh!"
Barış gözlerini kapattı ve gelen hazın tadını çıkarttı. Barış son birkaç kez İsmail'in saçını çekti ve son çekişinde evi inletti.
"Ahhhhhh! Mhh.."
Sonunda İsmail'in ağzından çıktı. İsmail yavaşça Barış'ın menisini yuttu. Azıcığı ağzının kenarından taşınca Barış İsmail'i kucağına aldı ve ağzının kenarını yaladı.
"Hâlâ alttan istemediğine emin miyiz?"
"Evet."
Dedi İsmail kısaca. Barış omuz silkti ve İsmail'in ağzına yapıştı. Bir yandanda İsmail'inkini pompalamaya başladı. İsmail inleyerek öpüşmeye devam etti.
"Mh... Mhnh- MHH!"
Barış hızlandığında İsmail'inde inlemeleri arttı. Birkaç dakikanın sonunda İsmail'de Barış'ın eline gelmişti. İkisi de yorgun bir şekilde birbirlerine sarıldı, Barış elindeki beyazlığı yalarken İsmail gözlerini kapattı.
"Kafanız dağıldı mı, efendim?'
Diye sordu Barış sırıtarak. İsmail hafifçe kafasını salladı,
"Tahmin edebileceğinden daha çok..."
_________________________________________
678 kelime
Yanii, öylesine duruyodu taslaklarda. Galatasaray şampiyon olduktan sonra ki gün yazmışım bunu. Eski zaten bari çürümesin atiyim dedim. Zaten yazım şeklimin duygusuzluğundan eski olduğu anlaşılıyor ;]