İzuku Katsuki'yi yerinde göremeyince endişeden deliye dönmüştü resmen. Odanın her tarafına baktı fakat ne Katsuki vardı ne de ona dair bir iz vardı. Sanki yerin dibine girmişti.Izuku herkese haber verdi ve herkes aramaya başladı.
Aradan saatler geçmişti fakat hala Katsuki yoktu. Herkes deli gibi endişelenmeye başlamıştı. sat gece yarısını çoktan geçmişti. Shoto Katsuki'nin karanlıktan ne kadar çok korktuğunu biliyordu. Ve eğer dışardaysa şuan korkudan titreyeceğini de çok iyi biliyordu. Bu yüzden diğerlerine ellerini çabuk tutmanın iyi olacağını söyledi.
İzuku malikaneden umut çıkmayacağını anlayınca dışarıya bakmaya gitti. Yağmur yeni yeni bitiyordu. Hava da o ferah kokusunu bırkmıştı. Normalde her zaman ona huzur veren bu koku şuan da İzuku'yu korkutuyordu. Çünkü yağmur Katsuki'nin kokusunu ortadan kaldırmıştı ve bu yağmurda dışarıda kalmak tehlikeliydi.
İzuku hala dışarıda Katsuki'yi arıyordu. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başladı. Yağmurun ıslattığı toprak çamurdan nemli toprağa dönmüştü. Fakat Katsuki hala ortalıkta yoktu. İzuku'nun umutları açan havayla sönüyordu. Daha fazla dayanamadı. Hem yorgunluk hemde üzüntü ona ağır gelmeye başlamıştı. Bir anda yere yığıldı. Uzun süredir hiç ağlamamıştı. Göz yaşının ne olduğunu unutmuştu resmen. Ama o an o unuttuğu o göz yaşlarını dökmeye başladı. Onun adını haykırıyordu. Ve o an birşey öğrendi. Bir insanın kaybolması ölmesinden betermiş. Çünkü o ölünce onun geri gelmeyeceğini biliyorsun. Ama bu şekilde öldü mü kaldı mı bilmiyorsun..Bilemiyorsun.
----------------------------------------------------
evet bölüm yine kısa oldu kusura bakmayın biraz aceleye geldi ama diğer bölümü daha uzun yazıcam sözz ^^