Mingi ve yunho yaklaşık 4 haftadır Woosan ikilisinde kalıyordu. Yakınlaşmaya başlamışlardı. Mingi gel şunları toplamama yardım et. Tamam geldim yunho ne bağırıyon evde sorması ayıp. Wooyoung ve San gelicek bu gün yıl dönümleri biliyorsun ki. Eee yani. Yani si wooyoung'a süpriz yapıcak. Heeee tamam. Ee durma orda gel yardım et. Tamam prenses ne çok söylendin ya.
Şarkı açsam sorun olur mu mingi. Hayır sorun olmaz.
Sen çok hipnotize edicisin
You're so hypnotizing
Sen şeytan olabilir misin?
Could you be the devil?
Melek olabilir misin?
Could you be an angel?
....
Sen tamamen başka bir dünyadansın
You're from a whole 'nother world
Farklı bir boyut
A different dimension
gözlerimi açıyorsun
You open my eyes
Ve gitmeye hazırım
And I'm ready to go
Beni ışığa doğru yönlendir
Lead me into the light
...
Bana aşkını bulaştır
Infect me with your lovin'
Beni zehirinle doldur
Fill me with your poison
Bu kısmı aynı anda söyledikleri zaman ikisinin de yüzü gülmeye başladı.
"Yunho" "Efendim" "Ariana'nın şarkısı Into You'yu açarmısın" "Tabiki"
Sana çok ilgiliyim
I'm so into you
Zar zor nefes alabiliyorum
I can barely breathe
Ve tek yapmak istediğim
And all I wanna do
Derinlere düşmek mi
Is to fall in deep
Ama yakın yeterince yakın değil But close ain't close enough
Çizgiyi geçene kadar, hey, evet
'Til we cross the line, hey, yeah
Oynayacağınız bir oyunun adını verin
So name a game to play
O halde bebeğim, gel beni aydınlat So, baby, come light me up
Ve belki de bunu yapmana izin veririm
And maybe I'll let you on it
Biraz tehlikeli
A little bit dangerous
Ama bebeğim, ben böyle istiyorum
But, baby, that's how I want it
Biraz daha az sohbet ve biraz daha vücuduma dokunma
A little less conversation and a little more touch my body
Çünkü senden çok hoşlanıyorum, senden hoşlanıyorum, senden hoşlanıyorum
'Cause I'm so into you, into you, into you
Mingi bu kısmı Yunho'ya bakarken söylemişti ve yunho'nun yüzünde bir gülümseme belirdi.
......
Yıldızlar hizalandığında orada olacağım
When the stars align, then I'll be there
Hayır hepsi umurumda değil No, I don't care about them all
Çünkü tek istediğim sevilmek
'Cause all I want is to be loved
Ve umurumda olan tek şey sensin
And all I care about is you
Yunho'nun telefonu çalıyordu ve arayan San'dı
Efendim bacım
Bacım ne lan mal. Neyse geliyoruz biz
Tamam
"San'mı aradı" " Evet" "Eee ne dedi" "Geliyorlarmış" "tamam"
2 saat sonra wooyoung ve san uykuya dalınca Yunho ve mingi konuşmaya başladı
"Yunho" "Efendim" "Ben nasıl söylenir bilmiyorum ama Niko'nun en başından böyle yapacağını biliyordum hatta o gün de seni uyarmıştım ama sen sarhoş olduğun için unuttun sanırım" "Nasıl ya"
"Yunho seni uyarmama gereken bir konu var" "Evet hyung" "Niko seni kullanıyor ona güvenme" "Hahahaha ne kadar komiksin hyung şakalarını çok sevdim" "Sen bilirsin
"Niko daha önce çok kişiden hoşlandı ama en son gene Grami Yong'a döndü" "Yani beni kullandı" "Yani ben öyle demek istemezdim ama malesef haklısın" "Orospu çocuğu" Yunho ağlamaya başladı. "Yunho nolur ağlama ben senin ağlaman için söylemedim bunları" dedi ve yunhoya sarıldı. Yunho da anında mingiye sarıldı mingi yunhonun saçını okşayarak "Geçicek, içini dökebilirsin seni asla yargılamam" Yunho saatlerce ağladı ve mingi onu hiç bırakmadı hep ona sarıldı ve saçını okşadı. "Yanımda durduğun için teşekkür ederim" "Rica ederim"
Sanırım bu ilk bölümden sonra yazdığım en uzun bölüm.
