Şimdi kitabı yazmamı sağlayan o ilham verici olay. Okula gitmek için elimi yüzümü yıkadım. Ama herzamankinden hızlı. Çünkü geç kalmıştım hazırlanıp çıktım. Saat 08.24'tü okul buçukta başlıyordu. Sıram dağınıktı Onur'u sıramdaki kitapları kaldırması için aradım günlerden çarşamba yani ilk 2 dersimiz çok kıymetli *M* ile di. Ben kulaklıkları mı taktım ve şarkıya bakmadan oynatma listemi oynatmaya başladım. En sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu ve tam şöyle diyordu:
- Başa döner tekrar
Bu Ezhel'in bir şarkısıydı. Durağa yakklaşınca Kül çalmaya başladı. He bu arada söylemeden geçemem az önceki şarkı resmen evrenden bir mesaj. Bir insan Allah'ın her günü geç kalır mı be mübarek. Neyse otobüse bindim daha doğrusu binemedim siz bilir misiniz o yer kapmak için otobüse herkesten önce binme çabasını. Amaaa keşke binmez olaydım. İçerisi gün gibi. Edirne'nin bütün 60 yaş üstü otobüste. Neyse ben otobüsteki ters koltuğa oturdum. Yani eskiydi otobüs o yüzden ters koltukları olan bi modele denk geldim. Oturdum cam kenarındaydı. Cam çizik ve çatlak içindeydi. Çok tedirgin oldum daha önceden şoförün dikkatsizliği yüzünden kaza yapılabileceğini düşündüm. Ve Erasta kavşağında şoför araba sollarken o an gerçekleşti. Bir an olsun kalbimin 3 defa durup tekrar atmaya başladığını hissettim. Çok acı vericiydi.
Kulağımda bir ses:- Kül olur kalbim deki samanlar
Meğersem solladığımız arabaya tam benim oturduğum kısımdan çarpmışız. Anında cam tuzla buz oldu üstüme yıkıldı.
Çok korktum ve gerçek acıyı o zaman hissettim. Üzerimde mavi kot ceket vardı kolları biraz uzundu. Kollarımın ucunu elimle tutup kafama siper aldım. İçimde bir ses "AAAAA" otobüste feryat çğlıkları ve kollarımın acısı. Ortalık duruldu, ben ellerim acı ve sızı içinde gözümün önüne indirdim başımın üstünden. Masmavi kot ceket üzerinde güneş ışığı yansıyan kanlı camlar. Kollarımın acıssından dolayı gözümden akan yaş bile bana acı veriyordu. Kollarımı bir an olsun aşağı indirdim ve dehşeti o zaman gördüm. Tam karşımdaki az önce bana yer veren teyze'nin kafasına başımın iki katı büyüklüğünde bir cam girmiş. Gözümü dehşet içinde kapayıp diğer yana çevirdim. Açınca başka bir vahşeti gördüm. Bir abinin bacağı kopmuş. Kaval kemiği gözüküyordu, alt ve üstü ayrılmıştı bacağın. Kafamı yukarı kaldırınca suratından akan et parçalarını gördüm. Bir şekilde kollarımın acısını bir an olsun görmezden gelmeye çalışarak otobüsün kırık camından indim. Kulağımda hala aynı şarkı. Telaşla kolumdaki camları çıkarmayı düşündüm ama bunun hem acı verici hemde fazla kan kaybetmemi sağlayacağını düşünerek vaz geçtim. O an şok içinde enkaza baktım ve elimden gelen anlık sızı ile elime döndüm. Parmak uçlarımdan damlayan kanlara güneş ışığı vuruyordu. Derken ceketin iç cebindeki telefonum aklıma geldi. Artık başım dönmeye başlamıştı. Telefondan ambulansı aramayı düşündüm şifreyi giricektim ama elimmdeki kanlar yüzünden ekran işlemedi ben daha da başımın döndüğünü ve ayakta durmakta güçlük çektiğimi anladığımda google asistana aratmak geldi aklıma. Böyle geniş anlattığıma bakmayın olaylar saniyelik. "Hey google 112'yi ara" telefon açılınca yere yığıldığımı hatırlıyorum ve durumunuz nedir diye gelen soruya cevaplarımın şöyle olduğunu yarım yamalak hatırlıyorum "Erasta,trafik,kaza" o an bi anda gözlerime engel olamadım ve dünya karanlığa büründü.
SONRAKİ BÖLÜMDE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden Ben
RandomBu sabah otobüs ile okula giderken aklıma gelen bazı olaylar gerçek bazıları ise kurgu olan yarı gerçek yarı hayal