1. | araf.

492 28 12
                                    

Herkese merhaba! Beni twitter'dan az çok tanıyanlarınız vardır, Rabia ben.

Yine yeni yeniden bir kurguyla karşınızdayım, bu sefer bu satırları EvBah için yazıyor olacağım.

Nasıl olacağını bilmeden yazmaya başlıyorum ilk bölümü. İlkin günahı olmaz derler ama umarım elime yüzüme bulaştırmam :)

Fazla uzatmadan umarım beğenirsiniz deyip yorumlarınızı da bekleyerekten başlıyorum, iyi okumalar. 🌸

- - -

Gece saat 12.

Hava hafif sisli, gök gürültüsü oldukçayken esen rüzgarın etkisiyle denizin dalgaları artmış, bu yüzden de normalden daha fazla sallanıyordu evrenin teknesi.

Gerçi hoş, uyku da tutmamıştı zaten.

Yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönerken gözleri başucunda duran telefona takılmıştı. Telefonu eline aldı, galeriye girdi, Baharla çekildikleri fotoğraflara bakıyordu ki gözlerinin dolduğunu hissetmişti.

Ağlamak istemiyordu, yeterince ağlamıştı çünkü.

İlk defa yaşıyordu bu duyguyu, tüm ihtimalleri ve durumu bilmesine rağmen Bahar'a olan ilgisinin önüne geçememişti, aşık olmuştu. Hayatında ilk defa birisine bu denli sevgiyle yaklaşmıştı sonucu da içler acısı bir şekilde sonlanmıştı. Canı en çok bu yüzden yanıyordu belki de.

Gözlerinin dolduğunu fark edince hemen galeriden çıkmıştı ama parmakları rehbere doğru gitmişti bu sefer.

Rehbere girdi, Baharın ismini buldu.

Herkesi isim soyisim ile kaydederken Bahar'ı "BAHAR." diye kaydetmişti.

Bahar'ı tanıdığından beri, özellikle de son zamanlarda hayatının tümünün Bahar olmasının kanıtıydı bu.

Aramak istemişti, parmakları arama tuşuna gitti ama son anda geri çekti. Arayamamıştı.

"Saat de geç oldu zaten uyumuştur çoktan. Offf! Tek sorun saatin geç olması mı sence Evren? Görüşmeyelim dedi kadın kendine gel artık."

Diye söylendi bu sefer kendi kendine.

Bahar "Görüşmeyelim bir süre." dediğinden beri, yani 1 hafta gibi bir süredir hiç görüşmemişlerdi, hatta konuşmamışlardı bile. Hastahanede denk gelince selamlaşıyorlardı o kadar.

Konuşamamak, birlikte gülüp eğlenememek, hastahane terasına çıkıp kahve içememek bile çok ağırdı, her ikisi için de.

Başı ağrıyordu, ağlamaktan mıydı, uykusuzluktan mı yoksa yorgunluktan mı bilmiyordu. Telefonu kenara koydu, ardından yatakta doğruldu ve parmak uçlarıyla başını biraz ovaladı ancak nafile, bu ağrının geçeceği yoktu.

Günlerdir baş ağrısından daha büyük bir ağrı çekiyordu zaten, kalp ağrısıydı o da.

Böyle olmayacağını anlamıştı ki yataktan kalkıp üstünü giydi, sonra ise teknenin terasına çıktı. Havanın soğuk olduğunu görünce ise yüzünde hafif tebessüm oluşmuştu.

"Biraz yürüyüşten zarar gelmez bence."

Son olarak ayakkabısını da giydi, tekneden çıktı ve sahilce yürümeye başladı.

Yürüdü, yürüdü ve yürüdü. Havanın hafif sisli oluşundan çok bir şey göremiyordu, pek umrunda da değildi ta ki Bahara benzer birini fark edene kadar.

"İyice aklımı kaçırdım galiba, tövbe estağfurullah." Başta kendisine öyle geliyor sandı ama yaklaştıkça o kişinin Bahar olduğu daha çok belli olmuştu.

Monophobia. - EvBahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin