3. | çaresizlik.

229 23 17
                                    

"Nakil mi olmam gerekiyor yine? Evren bir şey söylesene! Neden maalesef dedin!?"

"Bir an önce yatışını yapmamız lazım Bahar. İlaçların dozunu artırır 2 3 gün bekleriz belki etki eder ve sorunsuz bir şekilde devam edebilirsin. Ama..."

"Ama? Ne ama? Yarım bırakma lafını söyle hadi."

"Üzülerek söylüyorum ki nakil gerekebilir..."

Boğazı düğümlenmişti Baharın. Gözünden akan yaşı sildi usulca, yutkundu.

"Dün."

Dedi.

"Daha sün çocuklarıma söz vermiştim üzülmeyeceğiz diye."

Sustu Evren. Gözlerinin içine bakıyordu Baharın. Şu an karşısında oturan sevdiği kadın olan Bahar değil hastası olan Bahardı ve buna göre hareket etmeliydi ama onu bu halde görmek kalbini paramparça ediyordu resmen.

En son küçükken, ailesini kaybettiğinde böyle hissetmişti galiba.

Ondan sonra da bir daha kimseyi hayatına alamamıştı ancak Bahar ona tekrar aile olmuş gibiydi. Şimdiyse yıllar sonra insanlara karşı ördüğü duvarlarını yıkarak aşık olduğu kişi, ikinci ailesi tekrar ellerinden kayıp gidiyor gibiydi.

Gibi kelimesi fazla gelirdi hatta belki de.

"Daha bu sabah ya..."

Cümlesine devam ediyordu Bahar.

"Daha bu sabah uzun zaman sonra ilk defa huzurlu, umut dolu ve mutlu uyanmıştım. Tam her şey bitti yeni başlangıç yapacağım derken niye hayatımda patlayan bombalar eksik olmuyor!?"

İsyan ediyordu resmen. Kendine, kaderine, onu bu denli çaresiz, kimsesiz kılan herkese isyan ediyordu. İçindeki yangın dinsin istiyordu ama dinecek gibi de değildi.

"Bulacağız bir yolunu. Enseyi karartma hemen."

"Nasıl bulacağız Evren ya, nakil gerekebilir diyorsun nasıl bulacağız?"

Nakil kelimesini kendisi tekrar ettiğinde bir şeyler fark etmiş gibi olmuştu. Duraksadı birkaç saniye.

"Timur..."

Dedi,

"Timurun haberi olmasın bu nakil konusundan."

"Ne? Nasıl anlamadım?"

"Duydun işte, haberi olmasın."

"Ama elbet öğrenecek Bahar. Nasıl saklayacaksın?"

"Tekrar ona muhtaç olmak istemiyorum, ona muhtaç olduğumu bilsin istemiyorum. Söyleme n'olur. En azından bir müddet."

Yalvarıyor gibiydi, haksız da değildi. Tekrar Timurun eline düşmesi, tekrar aynı şeylerin yaşanması bir kabus olmalıydı.

"Peki tamam söylemeyeceğim. Sen nasıl istiyorsan öyle olsun ama yatışını yapmamız gerek acilen."

"Çocuklar... Daha çocuklar bilmiyor. Biraz zaman verir misin bana en azından onlarla konuşayım."

"Bahar durum acil. Farkında değilsin galiba? Eğer istersen ben konuşuru-"

"Hayır!"

Evrenin lafını kesip tereddüt etmişti hemen.

"Ben söylemek istiyorum. Benden duysunlar."

Kafasını salladı Evren, Baharın dünyası yeterince başına yıkılmışken bir de kendisi üstelemek istemiyordu.

"Tamam ama en geç yarın sabah yatışını yapıyoruz tamam mı? Kaybedecek zamanımız yok."

Monophobia. - EvBahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin