JINX ( taekook )

16

arkadaşlar öncelikle iyi bayramlarrr

beni öteki ficlerimden biliyorsanız eğer ilk seksi hep çiftlerin evinde yazdığımı fark etmiş olabilirsiniz
sonraki seksler daha sert, daha ağzı açık bıraktıran şekilde olabilir belki ama ilk seksi ev metaforuyla özel kılmaya çalışıyorum
ya da şöyle diyeyim, bana göre her şeyin ilki en akılda kalıcı ve en özel olanı
o yüzden ev/evimiz olayı bana göre ilk seksi romantikleştiriyor
( patronda ilk seks 9435893434593 tur sürmemiş gibi davranalım ltfn 🤗 )

şahsen JINX için de öyle planlamıştım ama neredeyse herkes azgın mart pisileri gibi yok ben dayanamam sikişsinler artık yeter ulaaaaan demiş jfdbvjsdkfskn

o zaman size ufak bir soru
bu çiftin ilk seksi kesinlikle yatakta ya da evde olmayacak şekilde, kirli ve hızlı olsa sizce o büyülü havanın içine sıçmış olur muyum
eğer cevap evetse yarram gibi bekliceksiniz 8 bölüm
daha da uğraşmam he

❄️

TAEHYUNG

Giyeceğim elbisenin askılarını omuzlarıma geçirdiğimde fermuarı çekmeden önce son kez aynaya baktım. Yeşil incecik askılar, güpür işlemeli etekleri, efil efil parlak kumaşı ve elbisenin geri kalan her bir detayı incelik doluydu.

Bu elbise mağazada denediğim son elbiseydi ve Jungkook'un gördüğü an kitlenip kalmasına, öncekilere kıyasla gözlerinde bambaşka bir bakışın oluşmasına sebep olmuştu. Verdiği ilk tepki " Peri gibi olmuşsun " olduğunda utançla kızarmıştım, daha önce duyduğum hiçbir iltifat böyle güzel hissettirmemişti.

Kabinden çıkıp da önüne geldiğimde beni sözleriyle utandırmasının üzerinden daha saniyeler geçmişken birde elimden tutup etrafımda döndürmüş ve kalbimin deli atmasına sebep olmuştu.

" Senin fikrin ne bilemem günışığı ama eğer bu elbiseyi değil de diğerlerinden birini giymeyi tercih edeceksen seni bu tercihten döndürmek için dizlerimin üstüne çökmeye dahi hazırım, inan bana. "

Ona kocaman olmuş gözlerle bakarken " Elbiseyi o kadar çok mu beğendin? " diye sormuştum ve sanki zaten daha az önce beni utandırmamış gibi " Elbiseyi değil seni beğendim " diye karşılık vererek beni gözlerine bakamayacak hale getirmişti.

Sonuç: koşarak kabine kaçarken " TAMAM BUNU ALALIM O ZAMAN " diye haykırmıştım.

Kabinden çıkıp da onu kasada bulduğumda kolları ve tezgah tonla kıyafetle doluydu. Kendi kucağında beni içinde en çok beğendiği o elbise varken tezgahta benim beğendiğim parçalar vardı. Her ne kadar bazıları günlük ve normal şık parçalar olduğundan onları ve geri kalanı almasına gerek olmadığını söylesem de beni dinlememiş ve belimden tutup bedenimi göğsüne yapıştırırken " Senin için bunları almak istiyorum, o yüzden bana bir iyilik yapıp buna izin ver " diyerek beni susturmayı başarmıştı.

Ve şimdi, partiye birkaç saat kalmışken, hazırlığımın son rütuşlarını yapıyordum. İlk kez babamın gözetiminde olmadığım için dayanamayıp dönüşte bir kozmetik mağazasından alelacele aldığım paletle göz makyajı yapmış ve dudaklarımı uçuk bir pembeye boyamıştım.

Elimi uzatıp fermuarı biraz zorlanarak çektim ve gerdanımı süsleyecek incili bir kolyeyi taktıktan sonra çoktandır takımını giyip beni aşağıda bekleyen Jungkook'un yanına gitmek için odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladım.