İki saattir Jisung'un dramasını izliyorum ama bir sorun var;
Bu şey bitecek gibi değildi!
Jisung'la tanışmamız üzerinden iki gün geçti ve bayağı mesajlaşmıştık. Ve yarın bizim okula gelecekti. Ama beyfendiler stres yapıp şimdiden saçma salak senaryolar kurmuştu!
Han Jiii~
Jisung:
Ama Soojin ya hocalar bana gıcık olursaSoojin:
Yah, Jan Jisung! Şöyle senaryolar kurup morlimi bozma!Jisung:
Hey
(Görüldü)Soojin-shii~
Ama sen bana kıyamazsın ki~
Soojin:
Tanışalı 2 gün oldu Jisung. Nasıl bu kadar eminsin? ~Jisung:
HıhKüstüm!
Soojin:
Hanji çocuklaşma...Jisung:
HmmHanji demek
Sevdim bunu!
Ve sende affedildin~
Soojin:
🤦♀️
(Görüldü)Telefonumu kenara koyup kendimi yatağa attım. Jisung bence bizimkilerle iyi analşırdı. Yuna uyumlu bir kızdı. Felix zaten bizim gün ışığımız... Sahi Felix demişken onla da uzun zamandır -üç gündür- görüşmüyorduk. "Onada bir mesaj atayım barı" diyerek telefonu aldım.
Çili Hıyar
Soojin:
ŞştÇilli
Baksana
Felix:
Ne oldu Soojin?
Soojin:
Allah'ın çillisi
İnsan hal hatır sorar ama sende oda yok!
Sonra sap sap gezin ortalıkta!
Hayır sonra bir de bana dert yanıyor!
Felix:
Off Soojin!Tamam özür dilerimm~
Oldu mu?
Nezle olmuşum bakamadım telefona
Hem sen hala niye uyumadın?
Çabuk uyu yoksa Byun amcaya söylerim
Soojin:
Yah! Seni gidi küçük şeytanHer neyse
İyi geceler Allah'ın çillsi~
İyi geceler Soo'm~
Felix'in isteği üzerine telefonu bırakıp gözlerimi yumdum. Yavaş yavaş kendimi uykunun kollarına bıraktım.
♢♢♢
/Han Jisung/
Gergin bir şekilde nefes verip okul kapısından içeri girdim. Girer girmez tüm bakışlar üzerime toplanmıştı. Şuan tek umudum Soojin ile aynı sınıfta olmaktı.
Saat şuan dokuza on vardı, yani dersin başlamasına daha on dakika vardı. Yavaş olan adımlarımı müdürün odasına yönelttim. Kapıyı açtığımda gülümseyen suratı ile bana bakan Bay Namjoon'a baş selamı verdim.
"Oh, Han Jisung! Seni burada görmek ne güzel. Sınıfını öğrenmek için geldin değilmi? "
Başımla onun onaylayıp tebessüm ettim. Sınıfım 3/1'di. Soojin'in de orada olmasını umarak merdivenlerden çıkıp sınıf kapısına ilerledim. Gözlerimi yumup derim bir nefes aldım ve içeri girdim. Girdiğim gibi sorar bakışlarla bana bakan bir sürü insan vardı. Kafamı duvar kenarı sıralara çevirdiğimde yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.
O buradaydı.
Yanında küt sarı saçlı bir kız ve çilli bir çocuk vardı. Ona gülümsedikten sonra oda bana aynı şekilde karşılık vermiş ve elleri ile "gel" işareti yaparak beni yanına çağırmıştı.
Adımlarımı Soojin'in doğru atarken çilli çocuğun sert bakışlarına mağruz kalmak sinirlerimi bozsada tepki göstermedim.
"Hoşgeldin Jisung"
"Hoşbuldum Soojin"
Çilli çocuk bakışlarını benden çekip Soojin'e yönlendirdi.
"Tanıyor musun?"
Başını sallayıp çilliyi onayladı. Sonra hepimize konuşmaya başladı.
"Şimdi ders başlar sen Yuna'nın yanına geç. Tenefüste tanışırsınız. "
Son söylediği şeye çilli göz devirmişti. Soojin gibi biri bu çocukla nasıl arkadaş olmuştu ki?
Çok ayıp Jisung kdkwkdkdk
Bölümü sevdiniz mi?
İlk bölümler biraz kısa olabilirr
Bu da Soojin'imiz
Bu arada "The Last Silence" daki Soojin'imiz ile aynı fakat o zamanlar saçma fotoğraflar koymuşum düzelteceğiz lütfen o kısıma tekrar bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretium • Han Jisung
Fanfic"Latince dersini hiç dinlemiyorsun değil mi?" Kafasını salladı ama hiç birşey anlamamıştı "Pretium" dedim sakin ses tonumla "Bedel, yani benim çocukluğumun bedeli" Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersi ile sildim. Üzülme Jinsung ben bu bedeli ç...