.·:*¨¨* ≈3≈ *¨¨*:·.

173 22 3
                                    

YB OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNNN

jeon - tae sms

jeon
asagidayim seni bekliyorum

tae
👍🏼

.

    Aynada son bir defa yeni boyattığım sarı saçlarımı karıştırmış ve az önceki hiçbir his barındırmasa dahi yüzümün kızarmasına sebep olan mesajı tekrar anımsamıştım. Yavaş adımlarla jungkookun daha da sinirlenmesşne sebep olacağımı bildiğim bir şekilde evin kapısını çekmiş ayakkabıları bağlamaya çalışıyordum ki alt katların merdivenlerinden gelen ayak sesi ile duraksadım ve ayağa kalkıp başımı merdivenlere doğru eğip sabahın bu saatinde apartmanda kimin gezdiğine baktım.

Fakat kimseyi göremedim. Ayak sesleri daha da yaklaşıyordu, kapıyı aceleyle kilitleyip asansöre basmış ve bozuk olduğunu farketmiştim. hafif bir öksürük sesi duyduğumda ise apartmandaki o şahsiyetin jungkookun ta kendisi olduğunu kavrayabilmiştim.

uykudan yeni uyanmış gibi gözüken suratı, bembeyaz teni ve bir o kadar yapılı vücudu ile karşımda dimdik dikiliyordu.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Dememle yüzü ne dediğimi anlamadığını belirten bir hal aldı.

"Ne demem gerekiyor?" Diye sordu esnerken. Onun yüzüne tamamen odaklandığımdan bende esnemeye başladım. Bir anda bir gülme aldı beni lakin gülmedim, gülemedim.

Bir yerde okumuştum ne kadar doğru bilemem ama karşınızda esneyen birşni gördüğünüzde sizde esnerseniz onunla telepatik bir bağ paylaşıyorsunuz demektir. Tabi ne kadar doğru ise.

şapşallığı bir kenara bırakmış ve "apartmandan çıkmamız gerek artık yoksa uçağı kaçıracağız." Demiştim günün ilk mantıklı davranışında bulunarak belki de şu sıralar kurduğum en mantıklı cümle dahi olabilirdi.

"Bavulunu taşıyabilirim istersen eksalansları." diyip gülmüştü jungkook. Bir an o da unutmuştu ayrıldığımızı. Geçmişe yönelik bir espiriye atıfta bulunmuş ve kendince komik olduğunu kabul ederek tebessüm etmişti. Benim ise bu cümle ve gülüşü içime oturmuş kendimi tekrar gözden geçirme kararı vermeme sebep olmuştu.

"Jungkook..." Demiş ve duraksamıştım o da farkına varmıştı.

"İtalya da değiliz." Diye fısıldamıştı kendi kendine. Sonrasında ise bavulumu bu sefer sormadan almış tek kelime etmeden merdivenlerden inmeye başlamıştı.

Yedi katı inmeyi sonunda bitirdiğimizde
Jungkook bugün düşündüğümün çok aksinde davranarak "pardon da ne koydun bu valizin içine adam doğrayıp içine tıkıştırdında yurtdışına çıkarken beni suçlayıp hapse mi attıracaksın yoksa?"

dediği şeyin saçmalığına patlamış sessiz sokakta kaba kahkahamı yankılatmıştım. "Sadece gerekli birkaç parça eşya aldım." Demiştim kendime geldikten bir süre sonra hala nefesim düzene girmemişken

"Hadi artık arabaya geç üşüyeceksin zaten incecik giyinmişsin daha yaz gelmedi farkındasın değil mi?"

onun bu konuşkan tavrına karşılık bende eskisi gibiymişizcesine bozuk vermeden devam ettirdim

"Ama aşkım senin sıcak kolların beni her zaman sardığı için ben üşümem ki." Dedim ve muzipçe gülümsedim

Aynı zamanda arabanın kapısını açıp oturdum -sahiden dışarısı soğuktu-

Dediklerimi duyan jungkook ise yutkunmuş ve o da kapısını açıp arabaya yerleştikten sonra arabayı çalıştırıp sürmeye başlamıştı.

Radyodan hafif bir şarkı açmıştım. Jungkooku rahatsız ettiğimi düşünerek gözlerimi kapatıp yolun daha hızlı bir şekilde geçmesi için dua etmeye başlamıştım.

me gustas tu | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin