........"Ya siktir git Oğuzhan ya!" O sırada Oğuzhan elindeki kelebek bıçağını havalı sandığı hareketlerle sallamaya çalışıyordu. Oğuzhan bağırmalarımı çokta umursamayarak 'oyun' olarak isimlendirdiği tuhaf hareketlerine devam ederken gözlerimi devirerek içinde bulunduğumuz arabanın arka koltuğuna baktım. Azra camdan dışarıya bakıyor Ezel ise telefonuyla ilgileniyordu. Sora dışı bir şey olmayacağının farkına vararak önüme döndüm. Aradan bir kaç saniye geçmemişti ki telefonuma bir arama düştü. Tam telefonu kim arıyor diye elime alacakken Oğuzhan benden önce davrandı ve telefonumu ele geçirdi. Daha ne olduğunun farkına varmadan Oğuzhan telefonu cevapladı ve o kaba ses tonuyla konuşmaya başladı,
"Umarım evi yakmışsınızdır." Karşıdan duyduğu sese karşılık histerik bir kahkaha attı.
"Kuzey'in kıyafetleri iyi mi?" Diye sorduğunda istemeden kaşlarımı çattım.
"İyi ki bir kaç dakikalığına evden ayrıldık amına koyayım." Bana kısa bir bakış attıktan sonra konuşmasına devam etti,
"On beş dakikaya oradayız." Ve bununla birlikte telefonu kapatıp geri çantamın içine koydu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Kendi telefonuma senin yardımın olmadan da bakabilirim." Bakışlarımı Oğuzhan'a yönelttim.
"Elini yormaman için yardım ettim, gelmiş burda bana kızıyorsun." Sözlerine karşılık göz devirdim.
"Sana kızıyorum çünkü telefon benim Oğuz!" O sırada arka koltuktan gelen kavga seslerini umursamamaya çalışıyordum -ki bu çok zordu- En sonunda sinirimi bir kenara bıraktım ve Oğuzhan'a baktım.
"İzniniz olursa telefonumdan beni kimin aradığını sorabilir miyim?"
Bana karşılık olarak gözlerini devirdi ve sakin bir tonda konuşmaya başladı,
"Zeynep aradı. Kuzey ve Arda kendini oyuna kaptırmış. Zeynep ve Damla'nın konuşmalarını böldüğü için Zeynep, Kuzeyin odasındaki tüm formaları camdan aşağı atmış. Şimdi de onun kavgasını yapıyorlardı. Ne zaman eve gelirsiniz diye sordu." Açıklamasını bitirene kadar onu dinledim. Ev muhtemelen yine mahvolmuştu. Bu sırada arka koltuktan bizi duyan Azra söze girdi,
"Ev muhtemelen şu an savaş alanı gibidir. Ve bunu temizleyen kişi asla ben olmayacağım." Azra'nın sözlerini duyan Ezel kendini tutamadı,
"Bir kere birisine yardım etsen şaşırırdık zaten." Sözleriyle birlikte göz devirdi. Bunun üzerine Azra ile birlikte yine bir tartışma içerisine girdiler. Onları ne zaman görsem bu halde oluyorlardı zaten. Bu yüzden artık o kadar çok umursamıyordum. Yol boyu dakika başı Zeynep ve Damla'nın aramalarını dinleyerek geçmişti. Aynı zamanda Azra ve Ezel sürekli şiddetli bir şekilde kavga ediyorlardı.
Sessizce telefonuma bakmaya başladığımda bir süre sonra Oğuzhan'ın elini bacağımda hissettim. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana bakmak yerine yola odaklandığını fark ettim. Yüzümde küçük bir sırıtış belirmişti ki Azra'nın yüksek sesli küfürleriyle birlikte sırıtmam geri düştü. Küfürleri Oğuzhan da duymuş olmalıydı ki aynadan kontrol etme ihtiyacı hissetmişti. Sinirlenmeye başlıyordu.
"Siz ikiniz iyi anlaşmak nedir öğrenmeyecek misiniz? En azından kavgalarınızla diğer insanların mutluluğunu engellemeyin." Sinirden alnındaki damarları belirginleşirken kötü söz kullanmamak için kendisini zor tutuyordu.
Ezel de sinirli olacak ki anında Oğuzhan ile laf dalaşına girdi. Sürekli bunları yaşamaktan sıkılmıştım artık.
Elimi yavaşça Oğuzhan'ın omzuna koydum, gözleri bana döndü. Bakışlarımı fark ettiğinde derin bir nefes verdi ve Ezel ile olan laf dalaşını bırakıp yola kendisini yola verdi. Ancak arabanın hızını arttırdığını fark etmiştim.
Hava karardığı için yollar bomboştu bu yüzden o kadar umursamamıştım. Ancak bir süre sonra Oğuzhan'ın hızını normalden fazla arttırdığını fark ettim. Arkadakilerde fark etmiş olmalı ki arabanın içinde hiçbir ses yoktu ölüm sessizliği vardı.
Bir kaç dakika sonra Oğuzhan'ın artık kırmızı ışıklarda bile durmuyor oluşu beni korkutmaya başlamıştı.
"Oğuzhan yavaş git."
Oğuzhan sözümü umursamadı ve hızını biraz daha arttırdı. O sırada arkadan Azra'nın sesi duyuldu,
"Oğuzhan araba!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus Bedenler
RomanceArkadaşlarımla kendi aramda eğlencesine yazdığım bir kurgudur iyi eğlenceler <3