Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı, karşımda onu görmeyi beklemiyordum. Bu... bu A-ağabeyim'di! Ama bir sorun vardı: benim ağabeyim ölmemiş miydi? Sorun etmeden ona doğru koştum ama sakatlığım tutarak yere düştüm. Başımı kaldırdığımda ağabeyim yoktu. Dakikalarca "Ağabeyciğim, nerdesin?" diye seslendim. Son kez söylerken Sulist yanıma geliyordu. Ben ise ağlamak üzereydim. "Idora, ilaçlarını içmeyi unutmuşsun," dedi.
Tabi ya, ilaçları içmediğim zaman bazen böyle etkiler yapabiliyor. Sürekli ailemden birini görürüm ama tekrar baktığımda yok olur. Bugün ise ağabeyimi gördüm, o da ablamla beraber ölmüştü. "İlaçlarını ve suyunu getirdim," dedi. Verdiği ilaçları su ile yuttum. "Teşekkürler, Sulist," diyerek odama doğru ilerledim. Koridor, hava, ateş, toprak ve suyun simgelerinden oluşuyordu. Odama adım atacakken içeriden Liss'in sesini duydum. "Bu odayı yakmalıyım," dedi. Yine sinirlendiğim için şiddetli şimşek çakıyordu. Liss korkup çıkarken karşısında beni görünce tek kelime etmeden odasına doğru koştu.
Umursayacak halde değilim zaten, sonra bakarım. Banyoda sıcak bir duş aldım. Ardından dolabımdan mavi bulutlu bir pijama takımı çıkartıp üstüme giydim. Tam yatağa yatacağım an kapı çaldı. Bekle, kapım çaldı. İyi de kim? Yataktan kalkarak kapıyı açtım. Karşımda mavi prens vardı.
"Ne oldu, mavi prens?" dedim. Olamaz, yanlışlıkla mavi prens demiş olamazdım.
"Mavi prens mi? Mars Alcel Sun benim adım," dedi. Neyse ki adını öğrendim.
"Ne oldu da odama geldin?" diye sordum.
"Bilekliğini düşürmüşsün," dedi.
Bilekliğimi düşürmüş müydüm? Hemen bileğimi kontrol edip teşekkürler diyerek bilekliği aldım ve başucuma koydum. Çok fazla uykum vardı ki hemen uyuyakaldım.
****
Sabah kuşların cıvıltısıyla uyandım. Naven çoktan kalkmış ve dışarı çıkmıştı. Hala uykuda olduğum için banyoya gidip yüzümü yıkadım. Ardından dolabımı açtım ve içindeki birçok elbise arasından mavi uzun askılı bir elbise seçtim.Seçtiğim elbise oldukça zarif ve dikkat çekici. İnce askılı ve V yakalı olan elbise, üst kısmında sade bir tasarıma sahip. Etek kısmı ise kat kat tüllerden oluşuyor ve hafif parlak dokusuyla ışıkta parlıyor. Elbise, sofistike bir görünüm sağlarken aynı zamanda prenses gibi hissettiriyordu.
Başıma mavi bir taç taktım. Ardından yatağın altından bir kutu çıkarttım ve içindeki mavi topuklu ayakkabıyı giydim. Hemen dışarı çıkıp yemekhaneye gittim. Herkes beni izliyordu, özellikle mavi prens Mars Alcel Sun. Aldırmadan tepsime salata koydum ve kızların yanına geçip yemeğe başladım. Mars Alcel Sun'un hala beni izlediğini fark ettim ve ona bakarak bakışlarını yakaladım. Utanmış olmalı ki hemen gözlerini üzerimden çekti. Bugün yine ders vardı ve derste güçlerin özellikleri hakkında konuşacaktık.Yemeğim bittikten sonra ders odasına doğru ilerledim. Odası yemekhaneye çok uzaktı, bu yüzden köşede biraz dinlendim. Tam arkamdan biri kafama saksıyla vurdu. Başım dönmeye başladı ve aynı zamanda geçmiş anılarımı hatırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGELERİN EFENDİSİ [DÜZENLENİYOR]
FantasyIdora Stormblade, havayı kontrol edebilme yeteneğine sahip bir genç kadındır. Rüzgarın dansını yönlendirebilir, fırtınaları çağırabilir ve hatta atmosferdeki molekülleri manipüle ederek kendini ve çevresini koruyabilir. Bu güçlü yeteneğiyle, dünyayı...