Dokunmak illa yaşayanlara mı yapılır... Ölen bir insan, var olmayan bir insan, dokunulmak istemezmi. Peki siz dokunulmadığınız bir hayatta görmediğiniz bir insanla yaşamak ister miydiniz? Ben henüz tam olarak hatırlamadığım babamla yaşamak isterdim...
Çıkan yağmur damlası; benimle büyüyen kabuslarımdan, beni kurtaran tek ses oydu.
Ve gene kabuslarımla savaştığım sırada en sevdiğim o sesle irkildim,"kurtuldum, bugünde o kabuslardan kurtuldum"diyerek yatağımdan çıktım ve yağmur damlalarından camları ıslanan pencerenin önündeki koltuğuma yavaşça kendimi attarak, yağan yağmuru izlemeye başladım,çünkü yağmur bana çok güçlü birisi olduğumu anlatıyordu.Ben Nefes KARACA ,18 yaşındayım 12 yıl boyunca babasının kokusuna hasret kalan bir kız çocuğuyum.
Evet babamı 6 yaşında kaybettim ama 12 yaşındayken babamın 6 yıl önce trafik kazasında öldüğünü söylediler.
6 yıl boyunca babanın öldüğünü nasıl anlamadınız derseniz,bana o 6 yıl boyunca babamın Amerika'da işleri olduğunu ve o yüzden gelemediğini söylediler , telefonla aramak istedim ama işleri yoğun olduğu için telefona bakamaz dediler ve aramama izin vermediler...Tıklanan kapının sesiyle, beni içine çeken düşüncelerim yok oldu.
Kapı yavaşça aralanınca annemin geldiğini fark ettim.
Yüzümdeki hüzünü saklayarak sahte gülüşlerimi anneme sergiledim, ama üzülmek zayıflık deyildir üzülmek zaafları belli etmektir,fakat ben nedenini bilmeden zaaflarımı belli etmekten korkuyorum."Kahvaltı hazır, çabuk gel bugün kahvaltıdan sonra pazara çıkalım birazda hava almış oluruz" diyen annem kafamı olumlu bir şekilde sallamamla gülümseyerek dışarıya çıktı.
Annem Nefise KARACA 38 yaşında ev hanımı , babamın vefatından sorna benim azda olsa ayakta kalmamı sağlayan tatlı birisi, ama annem babam vefat ettikten sonra biraz tuhaf davranmaya başlamıştı. Bence babama üzüntüsünden hala toparlanamamıştı.
Annem çıkar çıkmaz banyoya doğru ilerledim, soğuk bir duş aldıktan sonra odama dönerek dolabımdaki kıyafetlere göz attım.
Gözüme siyah kot pantolonum çarptı elime aldım ve yatağımın üzerine attım.Şimdi ise üzerine giyecegim sweat tişört seçmekti, dolabıma tekrar döndüğümde annemin doğum günümde bana aldığı beyaz, üzerinde siyah asil bir yılan figürü olan sweatımı aldım ve üzerimi giyinmeye koyuldum.
Kıyafetlerimi giydikten sonra aynanın karşısına geçip kendime göz attım. Kıyafetim güzel duruyordu sıra makyajımdaydı hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı dalgalı bir şekilde üzerime bıraktım. Telefonumu elime aldım ve kapıya yönelerek merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.Annem çoktan hazırlanmıştı, merdivenlerden inerken çıkardığım ayak sesleri sayesinde annemin beni fark etmesini sağladım. Kafasını çevirdi ve beni süzerek inceledi ardından yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.
"Çok güzel olmuşsun minik kuşum" dedi annem bana hep minik kuşum derdi.
Anneme yaklaşarak yanağına bir öpücük kondurdum ve masaya doğru ilerledim.
Kahvaltı iştah açıcı duruyordu, masaya oturdum ve yemeye başladım.
Doyduktan sonra telefonumla çantamı elime aldım ve tekrar salona döndüm annem telefonla uğraşıyordu Melike abla ise masayı toparlamaya gidiyordu.Yardımcımız Melike KAYA . 34 yaşında güzelliğiyle dikkat çeken biridir. Kendisini ben 6 yaşındayken eve almıştık, Melike abla çok iyi birisi hatta ne zaman üzgün olduğumu görse portakal suyu alarak odama gelir ve teselli verir. Tesellileri iyi gelmiyor deyil.
Boğazımı temizleyerek "ben hazırım annecim"dediğimde ayağa kalktı ve çantasını koluna takarak yanıma yaklaştı "öyleyse çıkalım " demesiyle ikimizde kapıya yöneldik.
Dışarıya çıkmadan önce üzerime siyah deri montumu getiren Melek ablaya gülümseyerek annemin arkasından dışarıya yürüdüm.
Dışarısı soğuktu ve yağmur damlaları sayesinde ıslanan toprağın kokusu özgürlüğü anımsatıyordu.(1 saat sonra)
Yürümekten ayaklarımı hissetmiyordum, annemse hiç birşey olmamış gibi hala yürüyordu. "Anne" diye seslenmemle " buyur minik kuşum" dedi
"Ben yoruldum artık evemi gitsek "
"O zaman babaannene gidelim hem çağırıyordu zaten, bir kahve içer eve gideriz " dediğinde sevinmiştim aslında, çünkü olduğumuz yer babaanneme yakındı.
Sonunda babaannem gile gelmiştik.
Annem kapıyı tıklattığında kapıyı babaannem açtı ve bana aniden sarıldı babaannem babamın vefatından sonra bana daha iyi davranıyor ve çok tuhaf davranıyordu, beni her gördüğünde ağlıyor.Ve şuanda ağlıyordu gözyaşlarını silerek "ağlama ama babaannecim , hem bak biz sana kahve içmeye geldik siz annemle içeriye geçin bende kahveleri yapıp geliyorum" dediğimde gülümseyerek içeriye geçtiler.Ayakkabılarımı ve deri montumu çıkararak Mutfağa yöneldim. Babaannemin mutfağı bana huzur veriyordu. Fincanı aradım ama bulamadım sormak için babaannemlerin yanına gidiyorum. Annem babaanneme " ağlama artık kız şüphelenecek ,hem olmuş bitmiş bir şey isteyerek olmadı zaten " dediğinde benden birşeyler sakladıklarını anladım. İçeriye girerek" neyden şüphelenecekmişim" dediğimde ikiside şaşkın Bir şekilde bana baktılar."açıklama bekliyorum " diğerek birisinin neler olup bittiğini anlatmasını istemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
Akcjaİnsan tam olarak yüzünü bile hatırlamadığı babasını özler mi ay ışığı... Ben özlüyorum!