3.DÇ-2

211 32 0
                                    

Kulaklıklarım boynuma dolanmış bir şekilde uyandığımda moralim biraz iyiydi ama şarjım için hiç aynısını söyleyemeyeceğim. Yüzde on yedi şarjla tüm gün dolaş hadi... Bugün sanırım müzik keyfime biraz ara vereceğim. Telefonum için en gerekli şeyi yapıp alarmını kapattım. Yatağımdan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Aynanın karşısına geçip gözlerime baktım. Yorgun görünüyordum. İyi bir duş iyi gelecekti sanırım. Kıyafetlerimi çıkarıp küvete girdim. Sabahları ılık su gerçekten iyi geliyordu...
On dakika kadar olmuştu. Bence yeterliydi. Bornozumu giyip odama doğru ilerlemeye başladım. Dolabın önüne geçip önceden hazırladığım ve uygun bulduğum kombini giyinmeye başladım. Siyah bir etek üstüne uçları dantel olan bir gömlek.. Yine her zamanki gibi bana yakışan makyajımı yaptım. Araba için telefon kiti mi aldım. Gidene kadar dolan dolar. Müzik benim her şeyim. Müziksiz bir hayat düşünemiyorum zaten... Telefonumu ve bir sürü malzemeyi çantama tıktım ve aşağıya yemek yemeye indim. Ortalık çok sessizdi. Çünkü genelde sevgili ev arkadaşım son ses müzik dinlemeden kahvaltısını etmezdi. Bu sabahta erkenden çıkıp gitmiş ama sofrayı bana bırakmış. Okula geç kalmamak için tıkındım tabi.. Ekmek,zeytin,peynir ne bulursam ağzıma basıyordum. Allah'tan kilo alan bünyeye sahip değilim'ki patlamıyorum. Hızlı tıkınmam sonucu az kalsın boğuluyordum. Boğulsam ne yazar'ki.. Kimsenin haberi olmaz. Tarihe adımı altın harflerle yazdırabilirim...

Çok fazla oyalanmadan masayı topladım. Aslında toplamayacaktım ama sırf Burcu beni öldürmemesi için. Mutfak masası ve tezgaha dağılmış kahvaltı takımı tabak çatal bardağı görünce gözleri yerinden fırlayıp beni yine öldürme ihtimali vardı ama olsun.. Banyoya gidip dişlerimi fırçalamaya başladım. Ardından mutfaktayken az bir şeyde olsa şarj olsun diye taktığım telefonumu alıp çantama koydum. Tam kapıyı açarken kapı çaldı. Hemen hırkamı giyip kapıyı açtım. Ama dün olduğu gibi kimse yoktu. Etrafta bir kaç insan yürüyordu ama hiçbiri benim için gelmemişti. bu çok belliydi. Telaşla işlerine gidiyorlardı. Bende bu olaydan telaşlanmıştım aslında. Ama kapıyı kilitleyip arabama gitmekten başka çarem yoktu sanırım. Arkamı dönüp kapıyı kilitledim ve arabama etrafa baka baka gittim. Tamam site içi güvenlide kimse yok ki herkes ayrı..Şuracıkta ölsem kimse 112 yi bile aramaz. Ne hale geldim ya...Ah ah derken arabayı sürmeye başlamıştım bile.. Trafik yüzünden biraz gecikecektim belliydi. Aslında tam vaktinde kalkmama rağmen derse yetişemem. İlk ders boş ise herkesten önce orada olurdum. ''İroniye bak'' dedim ve yola odaklandım. Bir yandan da telefonumu çıkarıp şarja taktım. O sırada arabanın sinyal verdiğini gördüm. Çok güzel! Bir bu eksikti... Benzinim bitmişti. İleride buraya yakın olan benzinciye girdim. Arabadan inip görevli ile konuştum. Sonra arkamı dönüp ilerleyecekken bir ayıya çarptım. Şaka maka ama bu çarpmayla travma bile geçirebilirdim. Sonunda kafamı kaldırıp bakmamla bu çocuğun dünkü kavgadan kurtardığım ama sonumun hastanede bitmesine sebep olan ve bana telefon borçlu olan çocukla karşılaştım. Telefonumun ekranı gelince yüzümü buruşturdum. Ah canım telefonum.. Tam hayıflanacakken seslendi.

'' Naber?''

''Berbat.''

''Neden berbat beceriksiz kız?''

''Birincisi beceriksiz değilim, seni korumaya çalıştım. Karşılığı bu olmamalı. İkincisi telefonumun senin yüzünden kırılan ekranı aklımdan çıkmıyor. "

''Bu muydu ya'' dedi ve güldü. Tepki vermedim ve borcumu ödeyip arabama doğru ilerlemeye başladım.. Tam gaza basacağım anda aklıma çocuğun sırıtışı geldi. Birden arabayı üstüne sürmeye başladım. Son anda kenara çekilmeseydi arabanın altında kalacaktı... Yüzüne baktığımda öfkeden soluyordu.

''Hey! Dikkat etsene!

''Bu telefonum ve sırıtışın içindi bay ukala'' diye bağırdım.

''Aman ne değerli telefonmuş bekle bir dakika'' dedi ve arabasına doğru yöneldi. Tam tepki verecektim ki elinde bir kutu ile bana doğru gelmeye başladı.

3. Dünya ÇeteleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin